ORGANICKID BLOG

  • Nisan 16, 2025

    Nefesini saydığımız, her lokmasındaki vitamini hesapladığımız çocuklarımızın üzerine titresek de normalmiş gibi görünen ve bazen çok da mühim görmediğimiz bazı problemler, çocuklarda kansızlık sorunu olduğunun habercisi olabiliyor.

    Aslında annede çok ağır anemi olmadıkça zamanında doğan sağlıklı bebeklerde yeterli demir deposu vardır ve ilk 6 ayda demir eksikliği anemisi gelişmez. Fakat 6. aydan sonra bu demir deposuna dışarıdan takviyelerin başlaması gerekir. Demir eksikliği anemisinin temel nedeni hızlı büyümeyle birlikte beslenmede tercih edilen besinlerdeki demirin yetersiz bulunması ve süt ağırlıklı beslenmedir. İkiz ve daha fazla çoğul doğumlarda ve erken doğumlarda ise demir eksikliği olma olasılığı ise maalesef daha fazladır.

    Belirtileri neler;

    Huzursuzluk, iştahsızlık, çok uyuma, halsizlik ve çabuk yorulma, solukluk, huzursuzluk ile kendisini belli ediyor ve kalp hızında artma, kabızlık, kilo kaybı, büyüme geriliği, davranış ve bilişsel fonksiyonlarda gerileme gibi tüm sistemleri etkileyen belirtilerle kendisini gösteriyor. Bebeğinizde bu belirtiler var ise doktorunuza görünmenizde fayda var.

    Çocuklarda Kansızlık Tedavisi Nasıl Yapılır?

    Demir eksikliği, tedavi edilmediğinde büyük sorunlara yol açsa da tedavisi oldukça basittir. Ağızdan demir ilacı verilmesi ile tedaviye başlanır. 2 ay sonra çocuk normale döner ancak demir depolarının doldurulması için uzun bir süre daha demir tedavisi uygulanır. Bu tedavi bir yıla kadar çıkabilir. Bebeklerde şurup ya da damla yoluyla ilaç verilir.

    Tedavi sonlandırılsa dahi düzenli aralıklarla testler yapılmalı ve demir rezervleri kontrol edilmelidir. Böylelikle bebeğinizin büyüdüğünde daha büyük sorunlarla karşılaşmasını önlemiş olursunuz.

    Önerimiz;

    Bebeğiniz 6 aydan küçük ise yalnızca anne sütü ile beslemelisiniz. Anne sütündeki olağanüstü değerler, bebeğinizin demir rezervlerinde oldukça etkilidir. Eğer anne sütü veremiyor iseniz demir içeren mamalar ile bebeğinizi besleyebilirsiniz. 6. aydan itibaren ek gıdalara başlayabilirsiniz. Bebeğinizin yaşı ilerledikçe baklagiller, yeşil yapraklı sebze, kırmızı ve beyaz et, karaciğer gibi demirden zengin besinler içeren yedirmeniz demir rezervinin artmasında çok etkili ve önemlidir. Demir emilimini artıran portakal, domates, limon gibi C vitamini içeren gıdaları da unutmamanızda fayda var.

    Erken teşhis, Demir eksikliği anemisi, Çocuklarda kansızlık, Kilo kaybı, Büyüme geriliği, Anne sütü
  • Nisan 16, 2025

    Bebek bakımının en önemli başlıkları:

    Beslenme:

    İlk altı ay sadece anne sütü yeterli olup, altıncı aydan sonra uygun ek gıdalara geçilebilir. İki yaşına kadar emzirmek bebeğiniz için çok doğru olacaktır. Annenin bir sağlık problemi olmadığı sürece bunu rahatlıkla yapabilir.

    Gaz Çıkarma:

    Bebeğin emme sırasında yuttuğu havayı çıkarmak gerekir. .Emzirme sırasında ve sonunda gazını çıkarmalısınız, aksi halde yuttuğu hava bebeğinizi rahatsız eder ve beslenmesine engel olabilir. Gazını çıkarmak için, bebeği omzunuzun üstüne veya kucağınıza yatırın veya kucağınızda oturtun, usulca sırtına vurun veya sırtını sıvazlayın.

    Alt Temizliği:

    Bebeğinizin bezini günde ortalama 6-7 kez değiştirmek yeterli olacaktır. İlk aylarda sık kaka yapan bebeklerin daha fazla kontrol edilmesi gerekmektedir. Altı temiz olan bebekler daha rahat olur ve pişik olmasının da önüne geçilmiş olur. Kız ve erkek bebeklerin temizliğinin farklılık gösterdiğini unutmamak gerekir.

    Cilt Bakımı:

    Bebeklerin cildi çok hassas ve incedir, ufak bir yanlış uygulamada tahrişe sebep olabilirsiniz. Bu da bebek için enfeksiyon tehlikesi oluşturabilir. Doğumdan hemen sonraki günlerde bebeğin cildi kuru ve kabuksu bir hal alabilir, soyulabilir. Bu durumda zararlı kimyasallar içermeyen nemlendirici, bebe yağı veya losyonlar kullanmalısınız. Cildine direkt temas eden giysilerin % 100 pamuktan üretilmiş olanları seçilmelisiniz.

    Banyosu:

    Bebek bakımında banyo çok önemlidir. Onu rahatlatır ve iyi uyumasını sağlar. Her gün veya bir gün arayla yıkanabilir. Banyodan önce eşyalarını hazırlanmak ve üşütmeden giydirmek gerekir. Beslenmesinden önce banyo yaptırmak olası bir kusmayı önler. Huzursuz ve gazı çok olan bebeklerin yatmadan 1-2 saat önce banyo yaptırılmaları geceyi daha rahat geçirmelerini sağlayabilir. Banyodan sonra iyi kurulanmasına, pişik ve tahrişleri önlemek açısından dikkatli olunmalıdır.

    Kıyafetleri:

    Bebeği mevsimin şartlarına göre giydirin. Aşırı giydirmek bebeği huzursuz eder ve terletebilir, bu da ufak bir hava akımında üşütmesine sebep olabilir. Bebeğinizin üşüyüp üşümediğini anlamak için göğüs veya sırtından kontrol ederek giysi tercihi yapabilirsiniz. Kıyafetlerini alırken sentetik olmayan pamuktan üretilmiş ve mevsime uygun olanları almalısınız.

    Uyku:

    Uyku düzeni bebekten bebeğe değişebilir. İlk aylarda genellikle günde 15-18 saatini uykuda geçiren bebek, büyüdükçe bunu azaltır. Zaman geçtikçe belli bir uyuma ve uyanma düzeni oluşacak, gündüzleri 1-3 saat kadar, geceleri 3-6 saat kadar uyumaya başlayacaktır. Bebek uyurken yan yatırılmak olabilecek bir kusmada boğazına kusmuk kaçmasını önleyecektir. Onu izleyerek göre uyku saatlerini belirleyin. Bir takvim oluşturun. Bu saatler sizin istediğiniz saatler değil, çocuğun doğal vücut ritminin belirlediği saatler olmalıdır.

    Bebek bakımı, Anne sütü, Ek gıdalar, Gaz sancısı, Pişik önleme, Kız-erkek bebek farkı, Hassas cilt, Pamuklu giysi
  • Nisan 16, 2025

    Yaz sıcaklarında, bebeklerin sağlığına çok daha fazla dikkat etmek gerekir.  Bu dönemde giyiminden beslenmesine kadar birçok faktör gözden geçirilmeli, isilik gibi,  yaz ishali gibi hastalıklardan korumak için hassasiyet gösterilmelidir. Ayrıca bebekleri, güneşten alacakları D vitamininden faydalandırmaya önem vermek gerekir.

    Kıyafet seçimi:

    Bebeklerin vücut ısıları ortama göre adapte olmadığından, yaz döneminde uygun bebek kıyafetlerinin tercih etmek büyük önem taşımaktadır. Özellikle 12 aydan küçük bebeklerin, ince, pamuklu, ter çeken ve hava alan giysiler seçmelidir. Bebekleri sentetik kumaşlardan üretilmiş giysilerden ve kat kat giydirmekten uzak durulmalıdır. Bunlar göz ardı edildiğinde bebeğin vücut ısısının artmasına sebep olunacağından, sıvı ihtiyacının ortaya çıkması, su ve tuz kaybı halsizlik ve iştahsızlığa neden olur. Aşırı sıcağa maruz kalan bebeklerde,  fazla çalışan ter bezleri tıkanır ve deride benek benek isilik lekeleri otaya çıkar. Bunun oluşmaması için ince,  bol ve pamuklu organik giysiler giydirilmelidir.

    Yaz aylarında banyo ve alt değişimi:

    Yaz sıcaklarında bebeğinizi en çok rahatlatan yöntemlerden biri de ılık suyla günlük banyo yaptırmaktır. Pişik ve isiliğin oluşması için sıcaklar uygun ortam sağladığından, bezini sık sık değiştirmek, bebeğin poposunu silmek yerine ılık suyla yıkayıp, olabildiğince açıkta bırakmak ve hava temasıyla cildin kuru kalmasını sağlamak, zararlı kimyasallar içermeyen koruyucu kremlerin ince bir tabaka halinde kullanılmak pişiğin oluşmasını önleyecektir.

    Yaz aylarında bebeğin sıvı ihtiyacı:

    Sağlıklı bir yaz geçirmesi için bebeğinizin beslenmesine dikkat etmeniz gerekiyor. Özellikle sadece anne sütü alan yenidoğanların ayrıca su ihtiyacı olmadığı düşünülür am çok sıcak yaz aylarında annenin de sıvı gereksinimi artacağından bazen süt içeriğinde su oranı az olabilir. Uzmanlar bu durumda annenin bol su tüketmesi ve bebeğine de mutlaka kaynamış su içirmesini öneriyor.

    Yaz aylarının olası rahatsızlıklarından korunma:

    Sıcaklarda mikroorganizmaların daha hızlı üremesi ve yiyeceklerin daha çabuk bozulması, ishale neden olacağından çok dikkatli olunması gerekiyor. Hijyen kurallarına uymak da bunun önüne geçmede etkili olacaktır.

    Yaz aylarındaki böcek ve sinekler:

    Yaz aylarında gerek kapı pencerenin açık oluşu, gerekse açık alanlarda daha çok zaman geçirildiği için sinek böcek gibi istenilmeyen haşerelerle karşılaşma olasılığı daha çok olmaktadır. Bunlardan bazıları alerjik reaksiyonlara sebep olabilmektedir. Bebeğinizin odasında sineklik ve cibinlik kullanarak onu koruyabilirsiniz. Kimyasal içeriği bulunan sinek veya böcek kovuculardan uzak durmak en sağlıklısı olacaktır.

    Yaz ayları, Bebek bakımı, Pamuklu giysiler, Alerjik reaksiyon, D vitamini, Kıyafet seçimi
  • Nisan 16, 2025

    Spor, fiziksel sağlığa olan önemli faydalarının yanı sıra çocukların yaratıcılığını geliştirip, sorumluluk duygusu kazanmalarına katkı sağlayan aktivitelerdir. Çocuğunuzun yaşı, vücut gelişimi, en önemlisi de tercihlerini göz önünde bulundurarak bir spor dalını seçmesinde rehber olmalısınız.

    Çocukları neden spor yapmaya yönlendirmeliyiz?

    • Erken yaşlarda spora başlamak ve sporu yaşam şekli olarak benimsemek, yüksek tansiyon, diyabet, kolon kanseri, obezite ve kalp rahatsızlıklarına yakalanma riskinin azalmasında çok önemli rol oynuyor.
    • Spor, çocuğun öz güveninin ve duygularının gelişmesine yardımcı olur. Spor yapan çocuklar yenilgi ve hayal kırıklığı gibi olumsuz duygularla baş etmeyi ve bir başkasıyla rekabet etmeyi tek başına, anne babaları yanlarında olmadan öğrenirler.
    • Spora erken yaşlarda başlayan çocuğun, ileriki yaşlarında depresyon veya kaygı bozuklukları gibi psikolojik çöküntüye düşmesi çok zor bir olasılıktır.
    • Spor, yapmak çocuklarda ekip çalışmasını öğretir veya liderlik gibi vasıfların gelişmesine olanak sağlar.
    • Spor, çocuğa disiplinin önemini ve öz denetim yapabilmesini öğreten çok etkili bir araçtır. Bir hedefe ulaşmak için kişinin kendi davranışlarını kontrol etmesi, isteklerine karşı koyabilmesi öz denetim demek olduğuna göre spor yaparken uygulanan kurallar yolu ile de bunu mutlaka öğrenmiş olacaktır.
    • Çocuğun düzenli spor yapması onu kötü alışkanlıklardan korumanın da en güzel ve eğlenceli bir yoludur.
    • Çocukları spora yönlendirmek, hem yeni arkadaşlar edinmelerine hem de ortak bir faaliyet içinde yer alarak, sosyal yönden gelişmelerine olanak sağlar.
    • Esnekliği, koordinasyonu, dayanıklılığı ve kuvveti artıran faaliyetlerde bulunursa büyüme, gelişme yeteri kadar olur ve genetik olarak sahip olduğu fiziki yapıya daha hızlı ulaşabilir, yetişkin çağa geldiği zamanda ise uzun boya ve iyi bir solunum, dolaşım sistemine sahip olabilir.
    • Spor yapan çocuk, enerjisini sporla boşalttığı için derslerine daha çok odaklanarak daha verimli çalışır.

    Fiziksel sağlık, Duygusal gelişim, Esneklik, Dayanıklılık, Ekip çalışması, Sorumluluk duygusu
  • Nisan 16, 2025

    Oyun oynamanın çocuk gelişimindeki rolü çok önemlidir. Oyun çocuklara kim olduğunu,  el becerilerinin gelişmesini, neler yapabildiğini ve yapabileceğini, çevresi ile nasıl iletişime geçeceğini öğretme imkânı sağladığından çocuklar için çok gerekli ve faydalıdır.

    Oyun, çocuğunuzla sağlıklı bir ilişki kurmak ve birçok şeyi doğru aktarabilmek adına harika bir araçtır

    Anne babalar, çocuklarına oyun oynamak için uygun vakti ayırmaları çok önem teşkil eder. Onunla oyun oynarken kesinlikle başka bir şeyle meşgul olmamanız,  ona ayırdığınız vaktin kendisine ait olduğunu bilmesi gerekir.

    Çocuklarınızla oynayacağınız oyunun onun gelişim dönemine uygun olmasına çok dikkat etmelisiniz.

    Oyun oynarken çocuğunuzda özgüven ve yeterlilik duygusunu geliştirirsiniz. Oyun, çocuğunuzla aranızda ilişkilerin ve güçlü bağların oluşması için biçilmiş kaftandır.

    Oyun, çocuğunuzda başkalarının hakkına saygı göstermeyi,  sıra beklemeyi ve paylaşmayı öğreterek sosyal becerilerini arttırır.

    Çocuğunuzla oyun oynarken onu gözlemleyin, ona komut vermek yerine onun yapmanızı istediği şeyleri yapın ki vermek istediği mesajı anlayabilesiniz. Oyunu onun yönetmesine izin vererek onun yaratıcılığının ortaya çıkmasını sağlayın.

    Birlikte oynadığınız oyunlarda ona kazanma fırsatı vererek güç mücadelesi yapmayın. Onunla rekabete girip kendinize düşen kısmını mükemmel yaptığınızda, çocuğunuz kendini yetersiz hissedecektir. Kontrolü ona bırakarak kendi kurallarını uygulama şansı tanımalısınız. Bu durum kendisini bağımsız ve kendine güvenen birey gibi hissetmesini sağlayacaktır.

    Çocuğunuzla oyun oynarken onun fikirlerine değer vererek övün. Onunla zıt giderek ya da yargılayarak düzeltmeye çalışmayın. Önemli olan bir şey deniyor olmasıdır, bu da problem çözme yeteneğinin gelişmesi açısında son derece önemlidir.

    Oyunlarınızda ona sürekli sorular sormak öğretici olmak yerine onun içine kapanmasına, sorgulandığını sanmasına ve daha az iletişim kurmasına sebep olur. Oynadığınız oyun hakkında açıklamada bulunmak ise onun kendisini daha rahat hissetmesine ve kelime dağarcığının gelişmesine katkı sağlar. Örneğin, ‘’şimdi çay ikram ediyorsun, arabayı park ediyorsun’’ gibi..

    Oyun, çocuk ve anne-baba arasında harika bir iletişim aracıdır. Bunu en iyi şekilde kullanıp hem keyif almak, hem gelişimine olumlu katkılarda bulunmak, ebeveyn olarak sizi doğru sonuca götürecektir.

    Çocuk gelişimi, Yaratıcılık, Sosyal beceriler, Ebeveyn / Anne-baba
  • Nisan 16, 2025

    Oyun oynamanın çocuk gelişimindeki rolü çok önemlidir. Oyun çocuklara kim olduğunu,  el becerilerinin gelişmesini, neler yapabildiğini ve yapabileceğini, çevresi ile nasıl iletişime geçeceğini öğretme imkânı sağladığından çocuklar için çok gerekli ve faydalıdır.

    Oyun, çocuğunuzla sağlıklı bir ilişki kurmak ve birçok şeyi doğru aktarabilmek adına harika bir araçtır

    Anne babalar, çocuklarına oyun oynamak için uygun vakti ayırmaları çok önem teşkil eder. Onunla oyun oynarken kesinlikle başka bir şeyle meşgul olmamanız,  ona ayırdığınız vaktin kendisine ait olduğunu bilmesi gerekir.

    Çocuklarınızla oynayacağınız oyunun onun gelişim dönemine uygun olmasına çok dikkat etmelisiniz.

    Oyun oynarken çocuğunuzda özgüven ve yeterlilik duygusunu geliştirirsiniz. Oyun, çocuğunuzla aranızda ilişkilerin ve güçlü bağların oluşması için biçilmiş kaftandır.

    Oyun, çocuğunuzda başkalarının hakkına saygı göstermeyi,  sıra beklemeyi ve paylaşmayı öğreterek sosyal becerilerini arttırır.

    Çocuğunuzla oyun oynarken onu gözlemleyin, ona komut vermek yerine onun yapmanızı istediği şeyleri yapın ki vermek istediği mesajı anlayabilesiniz. Oyunu onun yönetmesine izin vererek onun yaratıcılığının ortaya çıkmasını sağlayın.

    Birlikte oynadığınız oyunlarda ona kazanma fırsatı vererek güç mücadelesi yapmayın. Onunla rekabete girip kendinize düşen kısmını mükemmel yaptığınızda, çocuğunuz kendini yetersiz hissedecektir. Kontrolü ona bırakarak kendi kurallarını uygulama şansı tanımalısınız. Bu durum kendisini bağımsız ve kendine güvenen birey gibi hissetmesini sağlayacaktır.

    Çocuğunuzla oyun oynarken onun fikirlerine değer vererek övün. Onunla zıt giderek ya da yargılayarak düzeltmeye çalışmayın. Önemli olan bir şey deniyor olmasıdır, bu da problem çözme yeteneğinin gelişmesi açısında son derece önemlidir.

    Oyunlarınızda ona sürekli sorular sormak öğretici olmak yerine onun içine kapanmasına, sorgulandığını sanmasına ve daha az iletişim kurmasına sebep olur. Oynadığınız oyun hakkında açıklamada bulunmak ise onun kendisini daha rahat hissetmesine ve kelime dağarcığının gelişmesine katkı sağlar. Örneğin, ‘’şimdi çay ikram ediyorsun, arabayı park ediyorsun’’ gibi..

    Oyun, çocuk ve anne-baba arasında harika bir iletişim aracıdır. Bunu en iyi şekilde kullanıp hem keyif almak, hem gelişimine olumlu katkılarda bulunmak, ebeveyn olarak sizi doğru sonuca götürecektir.

    Çocuk oyunları, Çocuk gelişimi, Gelişim dönemi, Ebeveyn-çocuk ilişkisi, Sosyal beceriler
  • Nisan 15, 2025

    Çocuklarda yetersiz su tüketimini sanılandan çok daha fazla yan etkileri vardır. Zihinsel ve bedensel yıpratıcı etkilerine dikkat çeken uzmanlar bu konuda anne babaların rol model olması gerektiğini belirtiyorlar.

    Özellikle yaz aylarında sıcakların artması ve yaz tatilinin olmasıyla çocukların hareketlerinde artış olacağından su tüketimine çok dikkat edilmesi gerekmektedir. Çocuklar yetişkinlere göre susuzluktan daha fazla etkilenir. Yetersiz su tüketimi, sadece bedensel değil aynı zamanda odaklanamama ve öğrenme güçlüğüne de neden olabilmektedir.

    Oyun çağındaki çocukların bedensel aktivitelerinin yetişkinlere göre çok daha fazla olduğu düşünüldüğünde su içme aralıklarının 20-25 dakikayı geçmemesi gerekmektedir ve bu konuda ebeveynlere de özellikle görev düşmektedir.

    Yaz aylarında aşırı sıcaklar sebebiyle terlemeyle vücudun kaybettiği sıvının, kesinlikle su içmeyle vücuda geri kazandırılması gerekmektedir.

    Yeterli su tüketimi, sağlıklı ve düzenli beslenme ile paralel bir ilişkide ilerler. Obezite sebeplerinin başında yemek saatlerinin düzensizliği, bol yağlı kızartma ve gazlı içeceklerin aşırı tüketimi geliyor. Ailelerin, su yerine gazlı içeceklerin tüketimine izin vermesi, son derece sağlıksız gelişime neden oluyor. Maalesef ki bu konuda yeterli özen gösterilmediği için çocuklarda obeziteye her geçen gün daha fazla rastlanmaktadır.

    Su İçmek Neden Bu Kadar Önemlidir?

    • Su temel enerji kaynağıdır.
    • Hücre yapısındaki maddeleri birbirine bağlayarak yapıştırıcı görevi görür.
    • Su vücut ısısını dengeler.
    • Solunuma yardımcı olur.
    • Sindirimin tamamlanmasının ardından atıkların boşaltılmasını sağlar.
    • Besinlere enerji verir ve parçalanan besinler sindirim sırasında bu enerjiyi vücuda aktarır.
    • Susuz yenen yemeğin vücut için hiçbir enerji değeri yoktur.
    • Bağırsakları en iyi çalıştıran yağlayıcı maddedir, kabızlığı önler.
    • Düşünme başta olmak üzere, bütün beyin fonksiyonları için bize güç ve elektriksel enerji verir.
    • Kalp ve beyin damarlarında pıhtılaşmayı önler.

    Saymakla bitirilemeyecek ve vücut için oksijenden sonra yaşamsal değeri tartışılamayan suyu, yeterli tüketmede ailelerin çocuklarına örnek olmaları gerekir.

    çocuklarda su tüketimi, su içmenin faydaları, susuzluk belirtileri, su içme alışkanlığı
  • Nisan 15, 2025

    Diğer duygular gibi öfke de insana özgü bir duygudur. Yıkıcı etkileri bulunan bu duyguyla baş etmek, kontrol altına almak gerekir. Öfkeyi yaşayan ve çevresindeki kişiler için çoğu zaman hoş olmayan sonuçlar doğurur.

    Bazı çocukların diğerlerine göre daha çabuk öfkelendiği olgusundan yola çıkılarak bununla baş etme yolunun ebeveynlere düştüğü bir gerçektir. Çocukların enerjilerini yeteri kadar boşaltamamaları saldırgan davranmalarına sebep olmaktadır. Bu nedenle de çoğu zaman anne babalarının sabırlarını zorlarlar. Bir konuda ısrarcı olması, sürekli ağlaması, sizin işlerinizin aksaması onun ve sizin açınızdan gergin bir ortam demektir.  Böyle zamanlarda sizin sergileyeceğiniz davranış şekli çok önemlidir. İş yerindeki sıkıntılar, olası sağlık problemleri öfkenizi kontrol edemeyişinize neden olur. Akılcı düşünüp sakinleşmek onun ve sizin için doğru sonuçlar doğuracaktır.

    Öfkeyi kontrol edebilmek için yapılması gereken ilk iş, duyguları sözlü olarak aktarabilmektir. Kullanılan hitap şekli, sözcükler ve konuşma, karşı taraf üzerinde farklı etkiler bırakır. Bazen söyleme tarzı, söyleneceklerin önüne geçebilmektedir.

    Aile ortamı huzurlu olmalıdır. Çocuğun saldırgan tavırları varsa ona aynı dille cevap vermek, saldırgan davranmak kesinlikle yanlış olan bir tutumdur. Saldırgan tepkileri olan çocuk ile pozitif bir şekilde konuşmalı, asla dayak atılmamalıdır.

    Öfkesine yenik düşen bir çocuğunuz varsa buna neden olan duygu ve düşünceleri hakkında onunla konuşun. Bunun kendisine ve çevresine ne kadar zarar verebileceğini anlatın.

    Öfke kontrolü çocuğun öğrenebileceği bir davranıştır. Çocuk, yasaklamalarda ya da kendisine sıkıntı veren bir durumla karşılaştığında, ağlar, ortalığı dağıtır ve öfkesini bu şekilde gösterir. Burada ebeveynler çocuğa öfkesini kontrol etmeyi öğretmeli ve duygularını normal şekilde ifade etmesine yardımcı olmalıdır.

    Anne Baba Olarak Çocuğunuzu Tanıyor Musunuz?

    • Öfkelendiğinde kendini yere atıyor ve istediği şeyin hemen olmasını istiyorsa,
    • Sırasını beklemekte zorlanıyorsa,
    • Dikkatsiz davranıyorsa,
    • Sakinleşmiyorsa,
    • Sağa sola tekmeler savuruyorsa, anne baba olarak sizin desteğinize ihtiyacı var demektir.

    Öfkesini Artıracak Etkenler:

    • Şiddet içerikli oyunları ya da filmleri izlemek.
    • Çocuk sağa sola vurup tekmelediğinde isteklerini yapmak.
    • Sizin tarafınızdan sürekli engellenmek.
    • Aile içi şiddet görüntülerine tanık olmak.
    • Saldırgan davranışlarını ödüllendirmek ve pekiştirmek.
    • Saldırganlığa yöneltebilecek silah vs. oyuncak almak ve özendirmek.

     Öfkesini Yenmesinde Anne Babaya Düşen Görevler:

    • Aile içinde huzursuzluk varsa çözüme buradan başlayın ve sorunu ortadan kaldırmaya çalışın.
    • Çocuğa deşarj olabileceği ortam hazırlayın.
    • Çocuğa öfkesinin nedenini anlamaya çalışın, neden olan sorununu onunla konuşun ve rahatlatın.
    • Çocuğunuza, böyle durumlarda nasıl davranmamız gerekir diye sorun ve çözümü kendisinin bulması için yardımcı olun.
    • Kendi çocukluk deneyimleriniz hakkında konuşun ve ona güven verin.
    • Çocuğun sosyal uyumunu arttırmak için destekleyin

    çocuklarda öfke kontrolü, öfke yönetimi, ebeveyn tutumu, çocuk psikolojisi
  • Nisan 15, 2025

    Her anne baba çocuğunu en iyi şekilde yetiştirmek ister. Disiplin ise ailelerin zorlandığı, bazen de anne baba arasında fikir ayrılığına düştüğü önemli bir konudur.

    Çocuğa disiplin öğretmek, genellikle ödül ve ceza yöntemi ile denenir. Ebeveynler, çocukları onların istediği doğrultuda davranmadığı zaman nasıl davranmaları gerektiği konusunda genellikle kararsız kalırlar. Kimi zaman fazla tepki göstererek ağır cezalar verirler, kimi zamanda yapılan hata görmezden gelip üstünü örtebilirler. Şiddettin asla ama asla disiplini öğretmede bir yöntem olmadığının bilinciyle konuya yaklaşılması gerektiğinin iste altını özellikle çizmek gerekir.

    Peki Disiplin Nasıl Sağlanır?

    Çocuklar kuralların neden gerektiğinin açıklamasını öğrenmek isterler. Anne baba kuralları çocuklarına öğretirken öncelikle kendi aralarında bunu nasıl uygulayacakları konusunda mutabakata varmaları, hemfikir olmaları gerekir. Çocuk, anne ve babanın bir olay karşısında farklı tepkiler görmesi sonucunda algı karmaşası yaşar. Çocuğun bu kafa karışıklığını yaşamaması için anne babanın aynı davranış şeklini sergilemeleri yeterli olacaktır.  Aksi halde çocuk bunu koz olarak kullanacak istediğini kolayca yaptıracaktır hatta sürekli sınırlarını genişletmeye çalışacaktır. Bu da disiplinin uygulanmasına olanak tanımayan bir durumdur.

    Anne babanın rol model olması gerektiği aile ortamında, çocuk ile arasında sağlıklı ve yeterli bir iletişim olmaması halinde çocuğun anne-babayı dinlemesi ve işbirliği içinde olması mümkün değildir.

    Anne-babanın tutarlılığı, kararlılığı, kendi disiplinlerinin çocuk tarafından model alınacağının unutulmaması gerekir.

    Çocuğunuza sorumluluk vermek de disiplinin yaşandığı bir aile ortamı oluşturmakta önemli bir etkendir. Günün planlamasını yaparken onu da dâhil etmeniz kendisini önemli hissettireceğinden kurallara uymasını kolaylaştıracaktır.  Sorumluluk almak onun kendi sınırlarını belirleyebilmesine olanak sağlar.

    Ona kuralları açıklarken yüksek bir ses tonu ve kızgın ifade ile değil, daha nötr (tarafsız, yansız) bir ifadeyle anlatılırsa sonuç daha olumlu olacaktır

    Çocuklara kuralları olumlu cümlelerle anlatmak, kabul edilebilir davranışların sayısının artmasını sağlayacaktır. Örneğin ‘’dişlerini fırçala’’ emir kipinin yerine ‘’dişlerini fırçalarsan çürümesini önlersin’ ’gibi.

    Anne baba arasındaki tutarlılık, ona güveninizi hissettirmeniz, onun planlama yapmasına izin vermeniz, beden dilinizi olumlu ifadelerle kullanmanız disiplini doğal ve keyifli yollardan oluşturmanızı sağlayacaktır.

    disiplin eğitimi, anne baba tutumu, disiplinli çocuk yetiştirme, çocuk eğitimi, etkili iletişim
  • Nisan 15, 2025

    Bebekler yetişkinlere göre bazı besinlere alerjik reaksiyon göstermeye daha hassastırlar. Bunun sebebi ise bağırsaklarının büyük moleküllere karşı daha geçirgen olmasıdır, böylelikle besin alerjisi oluşma riski yükselmiş olur.

    Alerjik reaksiyon belirtileri:

    • Göz ile dudaklarında şişlik gelişiyorsa,
    • Cildinde kabarık, kaşıntılı kurdeşen veya egzama gibi lezyonlar oluşuyorsa,
    • Hapşırık, öksürük, burun tıkanıklığı, nefes darlığı, göğüste sıkışma problemleri yaşıyorsa,
    • Karın ağrısı, kusma, kanlı ve mukuslu ishali varsa, bebeğiniz besin alerjisi olmuş olabilir. Bu izlenimlerinizi mutlaka doktorunuzla paylaşmalısınız.

    Besin alerjileri özellikle yeni doğan döneminden itibaren her yaşta ortaya çıkabiliyor. Örneğin yumurta akı, inek sütü, soya ve buğday alerjileri 9.aydan önce görülmektedir.

    9. aydan önce riskli besinler neler?

    Yumurta:  Alerjiye yumurta proteinleri sebep oluyor. Yumurtanın beyazı, sarısına göre daha alerjiktir. Özellikle yumurta beyazında bulunan ovalbumin ve ovomokoid maddeleri alerjinin oluşmasında rol oynar.  Bu proteinler ısıya dayanıklı oldukları için pişmiş yumurta da alerji yapabiliyor.

    İnek sütü: Çocuklarda sık görülen ve genellikle ilk 6 ayda görülmeye başlayan besin alerjisidir. Çocukların yüzde 85'inde inek sütü alerjisi 5 yaşına kadar geçer.

    İnek sütü alerjisinde bebeklere genellikle inek sütü verilmeyip, diğer süt ürünlerinin verilmesi gibi bir hata yapılmaktadır. İnek sütü alerjisi görülen bebeğe, yoğurt, peynir, ayran, tereyağı, margarin, sütle yapılan kek ile bisküvi gibi yiyeceklerin de verilmemesi gerekir. Biberon mamalarını da inek sütü ile hazırlamamak, bunun yerine,  özel inek sütü proteini içermeyen mamaların verilmesi gerekmektedir. En sık tahıl alerjisi görülüyor.

    Buğday: Buğday alerjisinde en çok cilt belirtileri ile kendini gösteriyor.

    Susam ve soya: Soya tohumundaki proteinlerini alerjiye neden olmaktadır. Soya, salam- sosis gibi et ürünlerinde çikolata, dondurma, kahvaltılık tahıllarda ve unlu mamullerde katkı maddesi olarak kullanılıyor. Paketlenmiş ürünleri kullanmak dikkat edilmesi gerektiren bir etkendir.  Susam da unlu ürünlerle beraber, değişik besin maddelerinde de kullanıldığından alerji görülen bebeklerde susam ve susam ürünü olan tahini de tüketmemek doğru olacaktır.

    Balık ve deniz ürünleri: Balık omega 3 kaynağından en zengin besin olsa da, alerji riski nedeniyle beslenmeye 9.aydan önce verilmemelidir. En erken 1,5 yaşından sonra dikkatle gözlenerek verilmeye başlanmalıdır. Kalamar, midye, karides gibi diğer deniz ürünleri ise 1 yaşından sonra önerilmektedir. Balık yağı içeren ilaçlardan da uzak durmak yerinde olur.

    Ayrıca portakalmandalina gibi turunçgiller ve domates, kivi çilek de alerji riski taşıyan besinler arasında yer almaktadır. Bu sebeple de uzmanlar tarafından 9 ayını doldurmamış bebeklere verilmelerini önermemektedirler.

    bebek beslenmesi, bebeklerde riskli besinler, besin alerjisi, bebeklerde alerji belirtileri
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı