ORGANICKID BLOG

  • Temmuz 07, 2025

    Dünyalar tatlısı, canımızın bir parçası olan bebeğimizi her olumsuzluktan esirgemek isteriz. Biz ne kadar üstüne titresek dahi bazen öngöremediğimiz ufak tefek kazalarla karşılaşabiliriz. Bu konuda hem tedbirli hem de dikkatli olmak gerekir. Sinek ısırabilir, divandan düşüp bir yerini incitebilir. Böyle durumlarda hazırlıklı olmalı ve neyi nasıl uygulamak gerektiği konusunda bilgi sahibi olmak gerekir.

    Minik yavrumuzun başına gelebilecek olumsuzluklarda tabii ki en kısa zamanda doktorumuza başvurmalıyız ama kendimizin yapması gerekecek ilk müdahaleler olabilir. Böyle durumlarda bebeğimizin ilk yardım çantası olmalı, hatta iki çanta hazırlayıp birini evde diğerini arabada bulundurmakta fayda var. Bebeğinizin özel durumları olup ihtiyaç önceliği farklı olabileceği için, ilk yardım çantalarının standart listesine eklemeler yapabilirsiniz. İlk yardım çantalarının hazırlanmış olanlarını birçok yerde bulabileceğiniz gibi kendiniz de oluşturabilirsiniz.

    İlk yardım çantasını kullanmanız gerektiğinde kesinlikle panik olmamaya çalışın. O sırada herşeyin elinizin altında olabilmesi için çantanızın içeriğini önceden tam olarak hazırlamış olmanız gerekir. Yardım çantanızın fazla büyük olmamasına dikkat edin ama gerekli tüm malzemeyi de içinde barındırmalıdır.

    İlk yardım çantasında neler bulundurmalıyım:

    • Termometre
    • Doktorun önerdiği antihistamin
    • Doktorun önerdiği ağrı kesici
    • Kesikler için antibiyotik merhem
    • Malzemelerin sterilizasyonu için alkol içerikli mendil
    • Tıkanık burun için tuzlu burun solüsyonu
    • Göz yıkama solüsyonu
    • Sargı bezi
    • Tampon
    • Bebeğinizin cildine uygun hassas bandaj
    • Yanıklar için aloe vera içerikli jel
    • Yapışkan bant
    • Kulak pamuğu çöpü
    • Lateks olmayan eldivenler
    • Steril pamuk
    • Bebekler için üretilen yumuşak sıvı sabun
    • İlaç verebilmek için şırınga (iğne ucu olmadan)
    • Kulak burun boğaz kontrolü için fener
    • Küçük bir battaniye
    • Cımbız
    • Makas
    • Çengelli iğne
    • Sprey veya losyon anestezikler
    • Antialerjik şruplar
    • Doktorunuzun iletişim bilgisi.

    İlk yardım çantası bulundurmak ne kadar önemliyse, bu konudaki uygulamaları bilmek, bilinçli ebeveynler olmak bebeğinizin hayatını kurtaracak kadar önem taşıyacağını unutmamak gerekir.

    Bebeğinizi sağlıklı ve kazasız büyütmeniz dileğiyle...

    Bebek ilk yardımı, Bebek güvenliği, Bebeklerde acil durum,Bebek kazaları, Bilinçli ebeveynlik
  • Temmuz 07, 2025

    Çocukların düzenli beslenmesi, bedensel ve zihinsel gelişimi için son derece önemlidir. Çocuklar, bitmek tükenmek bilmeyen enerjileri ile neredeyse sürekli hareket halindedirler. Hareket etmek demek sürekli enerji ihtiyacı içinde olmaları demek olduğuna göre, ara öğünlerin de, düzenli olarak alınması anlamına gelmektedir. Yaktıkları kaloriyi, ana öğünle birlikte ara öğünle de depolamaları gerekir.

    Ara öğünlerde de sağlıklı besin alması gereken çocukların, beslenme aralığı önem taşıyan bir konudur. Ana öğünle ara öğün arasının, zaman dilimi çok kısa olmamalıdır. Kısa kısa aralıklarla beslenmek çocuğun ana öğünde iştahının olmamasına yol açacağından gerekli besinleri alamamasına sebep olacaktır.

    Ara öğün tüketmek, çocuğun mineral ve vitamin ihtiyacının karşılanmasına destek verir. Ondan dolayıdır ki besin değeri yüksek, abur cuburdan uzak durularak kalori miktarı yeterli besinlerin yenmesine dikkat edilmeli, yanlış beslenmeye sebebiyet verilmemelidir. İleriki yıllara taşınan yanlış beslenme alışkanlığı kazanmanın önüne, tam da bu yıllarda geçmek gerekir. Aksi halde çağımızın belası obezite, diyabet gibi problemlerle karşılaşma riski artmış olur.

    Ara öğünlerdeki besinler şu guruplardan oluşmalıdır:

    B1, B6, B12 ve A Vitamini, protein, çinko, magnezyum, demir bakımından zengin olan kırmızı et, balık, tavuk, yumurta, baklagiller, yağlı tohumlar,

    • Protein, kalsiyum, fosfor, B2 ve B12 Vitaminlerinin bulunduğu, süt ve süt ürünleri (peynir, yoğurt ).
    • Vitamin, mineral ve antioksidan açısından zengin ve posalı yiyecekler olan meyve ve sebze gurubu.
    • Karbonhidrat, posa,bitkisel protein, B12 vitamini hariç tüm B vitaminleri açısından zengin, makarna, pirinç, patates,bulgur..vs besinleri her öğünde düzenli ve yeterli miktarda yemesine özen göstermek, sağlıklı beslenmesi açısından son derece önem arz eder.

    Yukarıda saydığımız ürün guruplarını içeren, atıştırmalıkları gün içerisinde hazırlayabilirsiniz. Peki bunlar neler olabilir, birlikte göz atalım:

    • Taze meyve , kuru meyve tabağı, domatesli peynirli ve tam tahıllı sandviç, süt, yoğurt, meyveli kek.
    • Atıştırmalık hazırlarken, besin piramidinden yardım almak size yol gösterecektir. Birçok renk ve besin gurubunun bir arada olduğu yiyecekleri bir araya getirmeye gayret edin. Üzüm, kavun, fıstık ezmeli ekmek dilimi.
    • Sütlü meyveli karışımlarını blenderdan geçirerek zengin içerikli içecekler hazırlayabilirsiniz.

    Çocuk beslenmesi, Ara öğün, Düzenli beslenme, Sağlıklı atıştırmalıklar, Çocuk gelişimi
  • Temmuz 07, 2025

    Bebeğinizin eve gelmesiyle o ve siz yepyeni bir hayata başlamış olursunuz. Bu minik yavru ilk bebeğinizse, evdeki telaş, şenlik, kaygı had safhadadır. En ufak bir ağlaması ile neye ihtiyacı olabileceğini anlamaya çalışırsınız. Aslında her ağıdın, bir iletişim kurma dili olduğunu zamanla fark edersiniz. Önceleri lisanları çok farklı gelir ama hiç telaşlanmayın o lisanı öğrenmekte gecikmeyeceksiniz J Genelde bir şeylerin yanlış gittiğini anlatmak için ağlama yoluna giderler. Altını kirletmiş olabilir, acıkmış olabilir, üşümüş ya da terlemiş olabilir. Zaman içerisinde, hangi ağlamanın ne anlama geldiğini anlarsınız. Mesela, ağlama frekansı değişkense üzgün, kısa aralıklı ağlamalar ise acıktığına işaret eder. Bebekler ağlama yolu ile iletişim kurarlar ama tek yol tabii ki ağlamaları değildir.

    Bebeğimle iletişim kurmakta nelere dikkat etmeliyim, neler yapmalıyım?

    • Bebeğinize ilk sarıldığınız andan itibaren, hislerini sizinle iletişim kurmak için kullanır. Üstelik bebeğin zekâ gelişiminde, iletişimin çok önemli olduğunu vurgulayan uzmanların dediğine göre, bebeğinizin ileride zeki bir insan olması, şimdi kuracağınız iletişimle doğrudan alakalı.
    • Sabırla, bıkmadan göz teması kurup, sık sık konuşmalısınız. Ona bir şeyler anlatın sesinizin tonundaki şefkati, sevgiyi hissedeceğinden iletişiminiz güçlenecektir.
    • Bebeğinizi emzirmeyi bir fırsat olarak görmelisiniz, zira o anne sütünün olağanüstü faydalarından yararlanırken siz de onunla göz göze gelme, ona şarkı söyleme, konuşma şansını yakalarsınız.
    • Onunla konuşurken komik mimikler yapın, bebeklerin taklit yeteneği çok gelişmiştir.
    • Bebeğinizle oynarken onu gıdıklayarak gülmesini sağlayın.
    • Aynada kendisiyle tanıştırırken konuşun, vücudundaki organları kaşını, gözünü tanıtıp anlatın.
    • Dışarı çıktığınızda ona çevreyi tanıtıp anlatın.
    • Evde bir şey yapmadan önce, ona ne yapacağınızı anlatın, örneğin şimdi altını temizleyeceğim ya da biraz sonra banyo yapacaksın gibi. Bunun sonucunda neden- sonuç ilişkisini kavramaya başlayacaktır.
    • Yiyecekleri elletin, kendinin yemesine izin verin.
    • Değişik dokuda olan kumaşları cildine dokundurarak ya da ellerini kumaşa sürerek tanıtıp açıklamalar yapın.
    • Ona kitap okuyun, resimli kitaplardan resimler gösterin.

    Kısacası bebeğinizin hayatın içerisinde olmasını sağlayarak ona rehberlik edin. Böylece hem sizinle hem çevreyle iletişim kurup, zekasını geliştirecektir.

    Anne olmanın keyfini yaşamanız dileği ile..

    Bebekle iletişim, Bebek gelişimi, Bebek ağlaması, Yeni doğan bebek, Anne bebek ilişkisi
  • Temmuz 07, 2025

    Güvenlik her canlının beslenmeden daha önce düşündüğü, kendini korumaya almak istediği hayati önemdeki bir konu.

    Evde güvenlik konusu ise başlı başına ciddi ve önemsenmesi gereken bir durum, hele de evde bir bebek ya da çocuk varsa. Canımız, yavrularımız evde nerede tehlikeli bir şey varsa ona yönelmekte adeta mıknatıs gibidirler. Üstelik yürümeye başlamış olmalarına da gerek yok, emekleyerek bile tehlikeyi bulmak onlar için hiç de zor değil. Evde henüz bebek yokken, “her şey kontrol altında, evimiz çok güvenli” diye düşünmüşsünüzdür mutlaka, ama bebeğiniz gelince şaşırarak aslında evin tehlikeli tuzaklarla dolu olduğunu görürsünüz.

    Yaratıcılıkta sınır tanımayan sevimli yaramazlar, keşfediyor, taklit ediyor, öğreniyor ama bunları yaparken tehkeli olduğunun farkına varması ancak canının yanmasıyla öğrenebileceği durumlar olmaması için biz ebeveynlere, her şeyi bir daha gözden geçirme gerçeğini hatırlatıyor. Hatta bebeklerde ya da erken dönem çocuklarda, korku duygusu daha gelişmediği için, canı yansa da aynı hareketi tekrar yapabiliyor. Kendine göre bunda sıra dışı bir durum yok, ne de olsa bunlar oyunun bir parçası. O halde anne babaya düşen en detaylı bir şekilde evi güvenlik çemberine almak.

    Evdeki tehlikelerin neler olabileceğini düşünmenin en iyi yolu, (belki size komik gelecek ama çok etkili bir yöntem) kendinizi emekleyen bebeğinizin yerine koyarak, evi onun gözünden görmek. Onun boy seviyesinden bakınca, uzanabileceği alanları, yetişebileceği ya da onun seviyesinde olan, ama sizin dikkatinizden kaçabilecek tehlike arz eden, sizin boyutunuzda fark edemeyeceğiniz birçok unsur göreceksiniz.

    Evde ne gibi güvenlik önlemi alabilirim:

    Çocuğunuzun odasında ve bulunacağı yerlerde bir anlığına dahi olsa gözünüz üstünden ayrıldığında üzerine çıkababileceği tabure, sandalye, merdiven gibi eşyaları uzak tutmalısınız. Ocak, fırın gibi eşyaların bulunduğu mutfak, başlı başına tehlike içerir. Ocakta pişen yemek, küçük mutfak aletleri, çekmecelerdeki kesici delici aletler, tezgâh altı dolaplar ve içindekiler çok dikkat edilmesi gereken ve her biri ayrıntı içeren detaylar, çocuğunuzun güvenliğini tehdit eder ve gerekli önlemleri almanızı zorunlu kılar.

    Sivri köşeli mobilyaların köşelerine koruyucu bantlar yapıştırarak güvenlik oluşturabilirsiniz. Prizleri mutlaka çocuk kilitli olanlardan tercih etmelisiniz. Çocuklar için tasarlanan, oda ve merdiven güvenlik kapıları imdadınıza yetişecek ürünlerden bazılarıdır. Klozet, kapı, çekmece, dolap için kilitleri de güvenlik araç gereçleri listesine mutlaka koymalısınız.

    Aslında her evin konumu, dizaynı, eşya ve mobilyası farklı olduğu için biz genel başlıklar altında güvenlik konusuna değindik. Dünyadaki en değerli varlıklarımız, yavrularımızın güvenliği için her aane baba kendi evini gözden geçirerek güvenliğini sağlamalıdır.

    Evde bebek güvenliği, Ev güvenliği, Bebek güvenlik önlemleri, Ebeveyn gözetimi, Bebek için ev düzenleme
  • Temmuz 07, 2025

    Depresyon, insanın stresini bir şekilde dışa vurmasıdır ve her insan bunu farklı davranış biçimiyle ifade eder ve farklı şekilde yaşar.

    Depresyon sadece yetişkinlere ait bir rahatsızlıkmış gibi bir algı vardır. Belki de aklınıza hiç gelmemiş olabilir ama, bebeklikten itibaren çocukluk döneminin her evresinde de görülebilen bu rahatsızlığa çocukluk çağı depresyonu deniliyor. Yapılan araştırmalardan elde edilen verilere göre, çocuklarda depresyon görülme oranı hiç de azımsanmayacak derecede yüksek orana sahip.

    Çocuğumun depresyonda olduğunu nasıl anlarım?

    Çocuğunuzda bir anda, davranışlarında değişiklik görebilirsiniz. Durgun ve mutsuz bir ifadesi vardır. Birlikte oyun oynamaktan hoşlandığı arkadaşıyla dahi birlikte olmaktan kaçınabilir, içine kapanabilir, daha az uyuyabilir, kilo kaybedebilir, neşesiz ve çok hüzünlü görülebilir. En sevdiği şeylere bile duyarsız kalabilir. O minik tatlı suratı çok üzgün, kederli bir ifadeye bürünebilir. Çocuğun ruhu da hüzün yaşar, hatta onu besletip büyütebilir. Çabuk öfkelenip, aniden bağırıp çağırmaya başlayabilir. Basit bir olay karşısında öfke patlaması yaşayabilir. Konuşmalarında ve hareketlerinde yavaşlık ve durgunluk hissedebilirsiniz. Oturduğu yerde sallanma gibi hareketleri tekrar tekrar yapabilir, tırnak yeme davranışı ortaya çıkabilir.

    Depresyondaki çocuklarda yorgunluk ve halsizlik gözlemlenir. Bir konuya yoğunlaşmakta güçlük çekebilrler. Depresif çocuğun, karar vermekte zorlandığını görürsünüz. Aile içindeki olumsuz bir olayın sonucunu kendisine bağlar, örneğin kardeşi hastalansa “benim yüzümden oldu” der. Belirtiler bu ve bunun gibi olmakla beraber örnekler çoğaltılabilir.

    Çocuğum depresyondan nasıl kurtulur?

    Anne babaların depresif durumda olarn çocuğunda dikkat etmesi gereken faktörler vardır. Çocuğunuz hırçın, agresif, huzursuz ve huysuz olabilir, ona sabırlı ve hoşgörülü bir yaklaşım içinde olmalısınız. Çatışma halinden uzak bir tavırla yumuşak bir ortam oluştumalısınız. Suçluluk duygusunu baskın olarak yaşadığı için, cezlandırmalarla karşılaştığında, suçluluk duygusu daha da derinleşir ve içe kapanıklığı artar. Onun olumlu yönlerini ilgi odağı yaparak başarabileceği sorumluluklar verip takdirlerinizi dile getirebilir, onu onure edebilirsiniz, özgüveninin artması depresyonu yenmesinde katkı sağlayacaktır.

    Yapılan çalışmalarda, psikoterapi ve ilaç tedavisi en etkili tedavi şekli olarak görülmektedir.

    19 Ocak 2021 Salı

    ONLARIN DÜNYASINA AÇILAN KAPI; RESİM!

    Çocuklar keyifli olan şeyleri yapmak isterler. Çocukların dünyasında, hayallerinde sınırlama yoktur. Yetişkin insanın aklının ucundan geçmeyecek şeyler, çocukların hayallerinde hayat bulur, bir şekle girer.

    Resim yapmak, çocuklar için, bu hayallerin soyuttan somuta dönme halidir. Çocuklar resmi sadece hayallerini dile getirmek için çizmezler, onlar için resim çizmek çoğu zaman kendilerini ifade etme şeklidir. Bazen korkularını, bazen sevinçlerini, yani iç dünyalarında olup biteni aktarma aracı yaparlar boyayıp çizmeyi.

    Çocukların gelişim sürecinde, resim yapmaları da gelişir ve şekillenir. Fantezi dünyalarını akışına bırakmak resim yapmakla mümkün olur, çünkü duygularını aktarırken özgür bir platformda olmak, onları resim yapmaya daha da yakınlaştırır. Resim yapmak çocucuğun özgüveninin oluşumunda da etkili bir faktördür.

    Çocuklar ilk resim yapmaya başladıklarında, çizdikleri şeyler keskin çizgiler, anlamsız şekiller olsa da daha sonraları, hayatındaki önemli kişileri, eşyalarını, oyuncaklarını resmetmeye başlarlar. Size, “anne bak bu babam, elinde paket var bana hediye getiriyor” diyebilecekleri, daha yuvarlatılmış kıvrımları olan şekillere dönüşmüş çizimler yapabilirler. Bazen evde yaşanan olumlu ya da olumsuz bir olayı da kâğıda çizimler halinde aktarabilirler.

    Kısacası resim yapmak, çocuğun yaşına, psikolojik durumuna, zihinsel ve bedensel gelişimine göre farklılık gösterir. Yapılan resimde, öz güven eksikliğide gözlenebilir, gelişiminin mükemmel olarak ilerlediğide gözlenebilir yada zeka geriliği olan bir çocuğun yaptığı resim de uzmanlar tarafından tespit edilebilir. O yüzden resim yapmak  çocukta, hem zeka gelişiminde hem de kişilik özelliklerinin dışa vurumunda belirleyici faktörlerdendir.

    Çocuk resim yaparken, onun yapmak istediği şekle benzetmesi önemli değildir, karalama aşamasında çocuğunuza “bak araba öyle yapılmaz” deyip kalemi elinize alıp çizmeye başlarsanız, bu onda duygusal kırılıma neden olabilir. Doğru olan davranış, sizin ona karalama faaliyetinde ilgi göstermeniz olur.

    Çizdiği resimler iç dünyasına ait bilgiler olduğu için, resimdeki nesnelerin çiziliş biçimi, kişilerin sırası, resimdeki eksik öğelerin olması, kullandığı renklerin, resimdeki boşlukların, resim içindeki anlamları kendisinin dünyasını ifade eder.

    Ebeveyn olarak sizin özen göstermeniz gereken şey, çocuğunuzun resmini yorumlarken, resimde anlatmak istediği şeyi sorun. Çizdiği resim hakkında onunla konuşun. Resimlerini beğendiğinizi söyleyerek onu yüreklendirin. Belki de çocuğunuzun resme karşı yetenekli olabileceğini unutmayın.

    Çocuklarda depresyon, Depresyon belirtileri, Tırnak yeme, Uykusuzluk, İştahsızlık, Karar verme güçlüğü
  • Temmuz 07, 2025

    Çocukların peltek konuşması çok sevimli gelir, değil mi? Çok sempatik gelir “R” leri “Y” olarak telaffuz etmesi. Zaman zaman biz bile, katılırız onların bu sevimli lisanlarına. Park yerine payk demeleri, kulağımıza melodi gibi gelir.

    Aileler çoğu zaman, bu sevimlilik perdesinin arkasında bir konuşma bozukluğunu yattığını fark edemeyebilir, hatta bunu sorun olarak görüp ciddiye almazlar. Bu sürecin uzun sürmesi, çocuğun gelişimi sırasında, konuşmasında düzelme olmaması bir sorun olduğunu gösterir.

    Konuşmaya yeni başlayan çocuklar, sesleri büyükleri gibi çıkaramaz ve zamanla yavaş yavaş sesleri tanıyarak öğrenirler. Ebeveynlerine benzeterek çıkardıkları seslerle söylemek istediklerini, çoğu zaman annesinden başkası anlamakta güçlük çeker. Hatta bununla ilgili çok güzel bir Türk atasözü vardır; “Ahrazın dilinden annesi anlar”

    Konuşmayı öğrenmek büyük ölçüde teknik bir meseledir. Sesleri çıkarmak, harflerin telaffuz edilmesinin zorluğundan meydana gelir. Ayrıca konuşurken, sözcüklerdeki seslerin karşıtları daha baskın gelir.

    2-3 yaş aralığındaki çocukların konuşma bakımından geçiş döneminde olmasından dolayı adaptasyon sorunu yaşaması normaldir ama sürecin uzamasında bazı dış faktörler etkilidir. Örneğin hala emzik kullanıyor olması peltek konuşmaya devam sürecini uzatır. Peltek konuşmanın altında bazen de psikolojik bir neden, dışa vuramadığı bir olay ya da yaşadığı bir travma olabilir.

    Peki ne yapmalı:

    • Çocuğunuz konuşmaya daha yeni yeni başlamışsa yani dil gelişimine yeni geçmişse öyle hemen panik yapmayın. Zaman içerisinde öğrenecektir. Size düşen görevlerden ilki, duymaktan ne kadar çok hoşlansanız da bunu ona hissettirmeyin, konuşmaya çalışırken emziği ağzındaysa, çıkarmasını ve onu anlamadığınızı söyleyin.
    • Başta da söylediğimiz gibi, onunla aynı lisanı konuşmak keyifli gelse de, peltek konuşarak onu taklit etmeyin. Doğru konuşmayı, çocuğunuz sizi taklit ederek öğrensin. Unutmayın onun için en iyi örnek siz olmalısınız.
    • Özellikle başkalarının bulunduğu ortamda veya yalnızken peltek konuşmasından dolayı onu eleştirmeyin, düzgün konuştuğunda ise ona takdir ve beğenilerinizi iletin.
    • Ona her fırsatta kitap okuyun, böylece dil kullanma becerisini, kelimelerin doğru telaffuzunu kullağına doldurun.

    Tüm bunlar çocuğunuzun peltek konuşmasını engellememiş ve süreç yaşıyla birlikte uzamışsa, bir konuşma terapistine gitmenizi tavsiye ederiz.

    Peltek konuşma, Konuşma bozukluğu, Dil gelişimi, R harfi telaffuzu, Konuşma terapisti
  • Haziran 19, 2025

    Annelerin en çileli dönemleri, gece sık sık ağlayarak uyanan bebeklerinin uykusuzluğudur. Gece, bebek ve annenin dinlenmesi gereken bir zaman dilimi olması gerekirken, sık sık uykunun bölünmesiyle bu pek mümkün olmaz. Ertesi günü perişan haldeki anne ve mızmızlık yapan uykusuz bebek ile geçirmek hiç de tercih edilen bir durum değildir. Hele de anne çalışan bir kişiyse, durum daha da vahim bir hal alır, performans düşüklüğü ve yorgun görünen bir yüzle işte verimli olmak neredeyse imkansızdır. Ayrıca bebeklerin, gelişim süreçlerinin büyük bölümünü uykuda geçirdiklerini düşünürsek, onlar için de uykunun kıymeti paha biçilmez.

    Peki bebeğimin tüm gece uyanmadan uyuması mümkün mü:

    Eminiz bu sorunun cevabı tüm bebekli anneleri heyecanlandırır. Cevap verelim: Evet mümkün. Nasıl mı? Öncelikle bu bir eğitim şekline bağlıdır. Yani bebeğimin uykusu çok ağır gece hiç uyanmaz ya da bebeğimin uykusu o kafar hafif ki kuşun kanadından uyanır, tabirlerinin doğru olmadığını bilmek gerekir.

    Bebeğinizin, gün içerisinde ve gece yatmadan önce karnını mutlaka doyurun. Eğer anne sütü alıyorsa ki mutlaka (özel bir durum yoksa) almalı, büyük bir avantaj olur, çünkü anne sütünün doyurucu, rahatlatıcı ve gaz yapma özelliği az olması nedeniyle, uyuma süreci uzun olacaktır. Eğer sütünüz yeterli ise sağarak, geceye hazırlayarak verebilir, böylelikle kendi sütünüzü de artırmış olusunuz.

    Bebeğinize gece gündüz kavramlarını tanıtmalısınız. Gündüz sesli ve ışıklı ortamda uyutmaya çalışın. Gece ise karanlık ve sessiz ortamda uymalarını sağlamak gerekir. Bebek ve çocukların karanlık ortamda uyumaları, melatonin hormonu salgılamaları için önemlidir. Gece lambası yakmadan karanlıkta uyumaya alıştırın, hatta gece emzirmeye ya da süt vermeye kalktığınızda dahi çok az ışığı olan silik bir gece lambası kullanın. O sırada onunla konuşup, uykusunu açmayın, onu heyecanlandırmayın.

    Her gece uyku seremonisini aynı sıralamayla yapın. Minik yavrunuz uyku vakti geldiğini anlayacaktır. Mesela yatırmadan önce, karnını doyurun, gazını çıkarın, yavaş yavaş masajlar eşliğinde sakin tonda ve hep aynı ninniyi söyleyin, aynı tulumu giydirin. Göreceksiniz kısa zamanda bunun uyku hazırlığı ve yatma vakti olduğunu anlayacaktır. Tüm bunlara bebeğiniz 2.5-3 aylıkken başlamanızda yarar var. Büyüdükçe alıştırmak zorlaşacaktır,  yeter ki siz sabırlı olun mutlaka bebeğiniz de siz de düzenli uykuya kavuşacaksınız.

    Bebek uykusu, Gece uyanmaları, Uyku düzeni, Gece gündüz farkı, Uyku alışkanlığı, Gece beslenmesi, Ninni
  • Haziran 19, 2025

    Kardeşlerin aynı odayı paylaşmaya alışmasının imkânsız değil ama zor bir süreç olduğunu bilmek gerekir. Aynı odayı paylaşmak için, bir eğitim sürecine tutulmaları gerekir, minik afacanların. Kardeşlerin yaş aralığı yakınsa eğitim süreci biraz daha kolaydır. Aynı zaman diliminde uyuyup uyanacakları için, birbirinin uyku düzenini baltalamayacaklardır. Ortak oyuncaklarla oynayıp odalarını birlikte toplama sorumluluğunu paylaşabilirler. Onlara aynı odayı paylaşmanın, eğlenceli olacağından, bunun her iki kardeş için şans olduğu gibi, pozitif anlatımlarla özendirerek, sorun olmaktan çıkarabilirsiniz.

    Bazen sizi odalarına davet etmelerini isteyebilir, onlarla keyifli zamanlar geçirerek, odalarının onlar için özel olduğunu hissetmelerini sağlayabilirsiniz. Ergenlik çağına gelene kadar ayrı odalarının olması fikri, akıllarını meşgul etmeyeceğinden emin olabilirsiniz. İleriki yıllarına, birlikte keyifle hatırlayacakları güzel anılar biriktireceklerdir.

    İşin zor ve sabır isteyen kısmı, aynı odayı paylaşacak kardeşlerin yaş farkının çok olması. Bu süreçte çeşitli yöntemlerle sonuca varabilirsiniz. Küçük kardeşi, odaya almadan önce, psikolojik olarak büyüğünü hazırlamanız gerekir. Minik kardeşinin, abisi veya ablasının odasını paylaşmasında, baskı yaratmadan sorumluluk verebilirsiniz. Bu sorumluluk onun özgüvenini pekiştirecektir.

    Aynı odada kalmadan önce, çocukların uyku düzenini ayarlamanız gerekecektir. Gün içerisinde küçük kardeş daha çok uyurken, büyük olanın odasında vakit geçirme süresinde kısıtlama olacağından, bunu tolere edecek zamanlar hazırlamalısınız. Uyku eğitiminde sabırlı olmak gerekir. Büyük kardeşin uykusu sırasında küçük bebeğin uyanıp ağlaması, onda stres yaratabilir, ancak sizin kısa zamanda odaya gelip bebeği susturmanız, onun bu rahatsızlıktan çarçabuk kurtulacağına işaret oluşturur. Daha sonra bunun sıkıntı olmayacağını, bilinç altında yerleştirmiş olur.

    Küçük kardeşin akşamları erken uyumasını, büyük kardeş için fırsata çevirebilirsiniz. Büyük çocuğunuza kendisinin kardeşi uyurken sizinle daha çok vakit geçirebileceğini keyifli bir anlatımla söylediğinizde hoşuna gidecek, kendini büyümüş ve özel hissedecektir. Kardeşiyle odada yalnız kaldığında, yapması gerekenleri anlatıp, onunla  görev dağılımı yapabilirsiniz. Gururu okşanıp, özgüveni pekişecektir.

    Çocukları büyütmenin sıkıntılarını keyfe döndürmek sizin elinizde…

    Kardeş ilişkisi, Aynı odayı paylaşma, Ortak yaşam, Psikolojik hazırlık, Kardeşler arası yaş farkı, Çocuk eğitimi, Pozitif yönlendirme, Sabır ve anlayış, Kardeş kıskançlığı
  • Haziran 19, 2025

    Oyuncakların çocuk için ne kadar önemli olduğunu bilmek için, kendi çocukluğumuzu hatırlamamız yeterli değil midir? Hatta büyümüş ama çocuk yanı kalmış insanlara gıpta etmez miyiz? Çocukken oynadığımız oyunlardan aldığımız keyif, hala bizi o günlere götürüp özlemle iç çekmemize neden olur. Yetişkin olunca dahi unutulmayan, çocukluğumuzun mihenk taşı olan bu oyunlar, neden bu kadar önemlidir, bizlere neler katmıştır, çocuklarımıza hangi katkıları sağlayacaktır, bunları irdeleyerek, değerlendirelim.

    Büyüklerin gözünden bakılınca oyun; çocuğun oyalanmasına, eğlenmesine, vaktinin doldurulmasına yarayan amaçsız bir uğraş olarak görülebilir. Halbuki oyun çocuklar tarafından ciddiye alınması gereken bir iştir. Oyun çocuk için, yaşam biçiminin ta kendisidir.

    Çocuğun en doğal öğrenme ortamı oyundur. Yaptığı taklitler, gördükleri, duydukları, yaşamındaki pekiştirmelerin temeli olacak ve onu hayata hazırlayan faktörlerin en önemlilerinden birini teşkil edecektir. Oyun, çocuğun gelişmesi için en önemli etkenlerden biridir ve tüm gelişim alanlarına yardımcı olmaktadır.

    Bebeği ile evcilik oynayan küçük bir kız çocuğunu ele alalım; küçük kız bebeğini sallayarak uyutmaya çalışıyor, mamasını yediriyor, ninniler söylüyor. Burada küçük kız kendisini annesine benzetmektedir. Annesinden öğrendiklerini, gördüklerini, duyduklarını bebeğinde deneyerek aslında kendini geliştirmektedir. Annesi küçük kıza nasıl davranışlar sergiliyorsa küçük kızda bu durumu oyuna dönüştürerek bebeğine o şekilde davranışlar sergiler. Çocuk ailesinden ne görürse bunu oyuna dönüştürür. Bu yüzden aileler çocuklarına öğretmek istediklerini, eğlenceli bir oyuna dönüştürerek gelişmelerini sağlayabilirler.

    Birbirini tanımayan iki çocuk yan yana geldiği zaman birbirinin adını sormadan hemen oyun oynamaya başlar. Çocuklarda oyun ortak dil olarak görülmektedir. Ancak oyun oynayarak, oyuncakları paylaşarak, kurallara uymalıdırlar. İlk başlarda çekişme, birbirini çekememe, kıskançlık, mızıkçılık, küsme gibi davranışlar sergilerler. Oyunlar aracılığıyla başlayan arkadaşlıklar toplu oyunlarda daha iyi bir hal haline gelmektedir. Çocukların gruplu oyunlarda sergiledikleri tavırlar aslında ailelerinden aldıkları eğitimi yansıtmaktadır. Bunun için ailelerin çocuklarına verdiği eğitimler çok önemlidir.

    Oyunun çocuğun karakterine ve kişiliğinin gelişmesine katkıları nasıldır?

    Oyun, çocuğun kendini ifade etmesinde ve kişiliğini ortaya koymasında son derece olumlu ve etkili bir rol oynar. Olumlu davranışların onun kişiliğine yerleşmesinde, oyun kolaylık  ve geçirgenlik sağlar. Oyun sayesinde empati yapmayı, başkalarının hak ve düşüncelerine saygı duymayı, sabırlı olup beklemeyi, sterse karşı dayanmayı, sorun çözmeyi, liderlik vasıflarının ortaya çıkmasını ve tüm bu ve buna benzer olumlu davranışların, kişilik ve karakterine yansımasını sağlar.

    Aslında çocuğumuzla oyun oynayarak hem kaliteli  ve eğlenerek zaman geçirebilir, onun anılarına yeni hikayeler katabilir ve en önemlisi karakter ve kişiliğinin gelişmesine olumlu katkılar yapabiliriz. Çünkü bizim en değerli sermayemiz, yarınlarımız çocuklarımızdır.

    Çocuk gelişimi, Öğrenme süreci, Aile etkisi, Karakter oluşumu, Sosyal gelişim, Eğlenerek öğrenme, Anı oluşturma
  • Haziran 19, 2025

    Çocukların duruş ve oturuş pozisyonları, oluşabilecek rahatsızlıklar hakkında ipuçları verebilir. Bunlardan biri de W oturuşu denilen oturma şeklidir. Ciddiye alınması gereken bu oturuş şekli ilerde bel, sırt, omurga problemlerine neden olabilir.

    W şeklindeki oturma şekli, çocuk yürümeye başlayana kadar hiç bir problem teşkil etmezken, yürümeye başladıktan sonra aynı oturma şekline devam ettiğinde, ileride kaslarının koordineli ve doğru çalışmasına engel oluşturuyor. Bunun sonucunda, kalça çıkıklığı, düztabanlık, yürürken içe basma, belinde, sırtında, omurgada kayma, kalça çıkıklığına kadar götüren problemler görülebilir.

    Uzmanlar ailelerin, çocuklarının oturma şeklini takip etmeleri ve bu konuda dikkatli olmalarını öneriyorlar. Uzun süreli oturuşlarda bu gibi tehlikelerin oluşabileceğine dikkat çeken uzmanlar, W şeklindeki oturmanın zararlarını şu şekilde sıralamaktalar.

    W oturuşunun zararlı etkileri:

    • Kalça kaymasına sebep olabilir.
    • Güçlü gövde kaslarının gelişmesini engelliyor.
    • Çocuk bedensel ağırlığını bir taraftan, diğer tarafa kaydırmada güçlük çeker ve bu durum koşmasına zıplamasına hatta dengede kalmasına olumsuz etki yapar.
    • W şeklinde oturan çocuk üst bedeninde rotasyon yapamaz ve her iki elini kullanması gereken hareketlerinde zorluk yaşar, el becerilerinin pasif olmasına, masa başı işlerinde performansının düşük olmasına neden olabilir.
    • Bir hareket anında baskın elini seçmekte ikilem ve gecikme yaşayabilir. Sağ tarafındaki nesneler için sadece sağ elini, sol tarafdaki nesneler için sadece sol elini kullanabilir. Bu durum koordinasyon sorunlarına yol açabilir.

     Çocuğunuzun W pozisyonunda oturmasını nasıl önlersiniz:

     Yavrum o şekil oturma demekle önleyemezsiniz tabi ki. Ellerini her iki yönde kullanmasını, sağlayacak, bedensel ağırlığını her iki yöne aktarabilecek, sırt ve karın kaslarını geliştirecek oturma şekillerine teşvik etmelisiniz. Bu oturma şekilleri ise, ayaklarını uzatarak oturma, bağdaş kurma, yan oturma, ufak bir tabureye oturma gibi oturma pozisyonlarıdır.

    W oturuşu, Çocuk gelişimi, Duruş bozukluğu, Omurga sağlığı, Koordinasyon bozukluğu, Sağlıklı oturma şekli, Bağdaş kurma
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı