ORGANICKID BLOG

  • Mayıs 06, 2025

    Doğum anından itibaren bebeğinizin beslenmesi, vücut sıcaklığı, hijyeni ve rahatlığı için elinden gelen en iyisini yapan anneler, iş bebek cilt bakımına gelince çok daha hassas davranabiliyor. Çünkü bebeklerin yumuşacık cildi, büyüklerin cildinden çok daha hassas bir yapıya sahiptir ve özenle korunması, dengede tutulması gerekir. Bebeklerin cildi, olası doğum sonrası enfeksiyonlarına karşı her zaman kontrol altında olmalıdır.

    Bebekler yeni doğdukları sırada, eğer tam zamanında doğmuşlarsa, ciltleri üzerinde bir tabakaya sahiptir. Muma benzer bir kıvamı olan bu tabaka, bebeklerin hassas cildini dış etkenlere karşı korur. Vernix Caseosa adı verilen bu tabakanın hemen yok olmaması için son zamanlarda hastanelerde, bebekler doğar doğmaz yıkanmaz ve bir süre bu tabakanın koruyucu özelliğinden faydalanılır.

    Bebeklerin kafa derilerinde oluşan konaklar, bu konuda tecrübesiz olan annelerin paniklemesine sebep olabilir. Ancak konak oluşumu oldukça doğaldır. Konaklara, kırmızı kabuklanmalar eşlik ederse, egzama ihtimali düşünülebilir ancak normal bir konaklanma yapısının herhangi bir zararı yoktur. Konakları ellerinizle soymamanız ve kabuklarını kaldırmamanız gerekir. Eğer konak kabukları dökülmezse, kabukların üzerine bebek yağı sürerek yumuşamasını sağlayabilirsiniz.

    Bebeğinizin alt temizliğine ise cilt bakımı gereği özellikle dikkat etmelisiniz. Yenidoğan bebekler, bezlerini çok sık kirletir. Kirli bezi cilt üzerinde bekletmek, cildi çok narin olan yenidoğan bebekler için istenmeyen sonuçlar doğurabilir. Kirli bez ile duran bebeklerin cildi tahriş olur, pişik olur ve bu pişik kontrol altına alınmazsa yaralara ve cilt çatlaklarına da dönüşebilir. Bunun için özellikle gece uykusu sırasında dahi olsa bebeğinizin bezini 2-3 saatte bir değiştirmelisiniz.

    Kirli bezi attıktan sonra bebeğinizin poposunu ılık su ile ve kendi şampuanıyla yıkamalısınız. Cildinde hiçbir kalıntı kalmayan bebeğinizi kuruladıktan sonra, bir müddet cildinin nefes almasını sağlamalısınız. Sonrasında uygun bir nemlendirici veya bebek yağı ile cildini yumuşatarak temiz bezi kapatabilirsiniz.

    Bebeğinizin aşırı terlememesi gerekir. Ter bezleri farklı çalışan bebekler, çok sıcakta kaldıkları zaman isilik denen sivilce benzeri kızarıklıklar dökerler. Bu kızarıklıklarla başa çıkabilmek için cildi her zaman temiz tutmalı ve gereğinden fazla sıcak tutacak kıyafetlerden kaçınmalısınız.

    Bebekler, anne sütünü bırakıp ek gıdaya geçtikleri dönemlerde su ihtiyaçlarını da dışarıdan karşılamaya başlarlar. Bu zamana kadar anne sütü ile dengede tuttuğunuz su ihtiyacını artık bol bol su içirerek karşılamanız gerekir. Su içmeyen bebeklerde cilt kurulukları,  pul pul dökülmeler olabilir ve bu da ciltte rahatsızlıklara yol açabilir.

    Bebeğinizin cilt bakım ürünlerini seçerken de, sağlıklı içeriklerden oluşmasına dikkat etmeniz gerekir. Ürünün p.h. dengesini ve formülünü göz önünde bulundurarak titizlikle seçim yapmalısınız. Mutlaka anti alerjik ve doğal içeriklerden oluşan nemlendirici ve şampuanları tercih etmelisiniz.

    Bebek cilt bakımı, Yeni doğan bebek, Hassas cilt,Egzama,Cilt tahrişi,Cilt çatlakları,Cilt nemlendirme
  • Mayıs 06, 2025

    Beslenme düzeninde yapılacak ufak değişiklikler, hayatınıza beklenenden çok daha fazla iyilik getirebilir. Alışkanlıkları değiştirerek hayatınıza yenilerini yerleştirmek için yola bebeğinizle birlikte çıkabilirsiniz. Böylece kendiniz için daha sağlıklı bir beslenme planı çizerken, yola henüz yeni başlamış bebeğinizin de sağlıklı bir başlangıç yapmasını sağlayabilirsiniz.

    Alışkanlıkları değiştirmeye, mutfağınızda en çok kullandığınız besinlerden biri, pirinç ile başlayabilirsiniz. Beyaz pirinç yerine tercih edebileceğiniz kepekli pirinç, diğer adıyla esmer pirinç daha iyi beslenmeye başlamada hem sizin hem de bebeğiniz için önemli bir adım.

    Esmer pirinç, son yıllarda popülerliği artan ve lezzetiyle de birçok kişi tarafından tercih edilen bir besin. Uzmanların da beslenme planlarında olmasını tavsiye ettiği esmer pirincin sahip olduğu besin değerleri, vücuda birçok yönden fayda sağlıyor.

    Esmer pirinç, vücut için çok yararlı olan manganez içerir. Manganez, hem sinir sisteminin sağlıklı gelişimine yardımcı olur hem de antioksidan olarak vücudu dış etkenlerden korur. Hormonların gelişimi ve sağlığının devamlılığını sağlayan manganez aynı zamanda kolesterolün dengede kalmasını da sağlayan önemli bir mineraldir.

    Yüksek oranda lif içeren esmer pirinç, açlığın kontrol edilmesinde ve vücudun yağ oranının dengede tutulmasında önemli bir yere sahiptir. Üstelik esmer pirincin içinde bolca bulunan selenyumun DNA sentezinde oynadığı aktif rol, tiroid kanseri ve kolon kanseri gibi kanser türlerinin önlenmesinde de büyük yarar sağlar. Magnezyum içeriği ile kalp sağlığına da etki eden esmer pirinci, hem kendi yemeklerinizde kullanabilir hem de bebeğinize püre halinde sunabilirsiniz.

    Bebekler İçin Esmer Pirinç Püresi:

    Malzemeler:

    Yarım su bardağı organik esmer pirinç

    Yarım su bardağı su

    Esmer Pirinç Püresi Hazırlanışı:

    Yarım su bardağı esmer pirinci, baharat değirmeni veya blender’a yerleştirin. Yerleştirdiğiniz pirinci 45 saniye ile 1 dakika arası bir süre kadar öğütün.

    Yarım su bardağı suyun içine, toz haline gelen esmer pirinçten 2 yemek kaşığı kadar serpiştirin.

    30 saniye kadar karıştırın. Karışım haline geldikten sonra topakları dağıtmak ve karışımı kremsi bir kıvam haline getirmek için 4-5 dakika kadar çırpın.

    Pekmez, muz püresi, elma püresi gibi ek lezzetler ile birleştirerek bebeğiniz için sağlıklı ve lezzetli bir öğün yaratabilirsiniz.

    Dilerseniz, blender veya baharat değirmeniyle daha fazla esmer pirinç öğütebilir ve daha sonraki mamalar için pratik bir şekilde buzdolabında saklayabilirsiniz. Böylece tarifiniz için öğütülmüş esmer pirinciniz her zaman hazırda bulunacaktır.

    Esmer pirinç, Kepekli pirinç, Organik esmer pirinç, Bebek beslenmesi, Muz püresi,Elma püresi
  • Mayıs 06, 2025

    Mutfağınızda bebeğiniz için her seferinde daha zengin bir menü ve değişik lezzetler aradığınızı biliyoruz. Bebeğinizin damak tadının gelişmesi ve farklı tatlarla yemekten aldığı keyfin artması, minik gurmenin mutluluğu ve sağlığı için çok önemli! Çünkü her farklı tat, farklı besin değerleri ve dolayısı ile farklı vitamin ve mineralleri de beraberinde getiriyor.

    Bebeğinizin et ile tanışma vaktinin geldiğini düşünüyorsanız, tam da gurme damaklarına layık bir tarif ile öğününe benzersiz bir lezzet hazırlayabilirsiniz. Vereceğimiz mama tarifi, biraz farklı bir aromaya sahip ve kesinlikle çok lezzetli. Bugünkü organik bebek maması tarifimizde alışılmışın dışında bir konuğumuz var; tarhun bitkisi.

    Tarhun, güçlü aroması ile dikkat çeken, hem taze hem de kurutulmuş olarak kullanılabilen bir bitki. Aktarlarda bulabileceğiniz tarhun bitkisi, özellikle Fransız et yemeklerinde kullanılıyor veya sirkenin içine konularak aromasının sirkeye geçmesi sağlanıyor. Çok güçlü bir tada sahip olan ve keskin bir aroması bulunan tarhun bitkisini, yemeklerde çok az kullanmak gerekli. Yemeğin içine eklediğiniz tarhun, zaman geçtikçe daha yoğun bir aroma vererek yemeğin tadını bastırabileceği için, koyduğunuz miktara kesinlikle dikkat etmelisiniz.

    Tarhun bitkisi, sindirim salgılarını artırarak rahat bir sindirim sağlarken, aynı zamanda güçlü bir iştah açıcı. İdrar söktürücü, mide ve bağırsak gazı dengeleyici ve toksinlerden arındırıcı olma özelliği de bulunan tarhun aynı zamanda iyot, mineral tuzlar ve A ile C vitamini yönünden zengin bir bitki.

    Tarhun bitkisiyle zenginleştireceğiniz etli bebek maması tarifimizle eni biz lezzet keşfedebilir, hatta kendi yemeklerinizde de bu yararlı bitkiyi çok fazla eklememek şartıyla kullanabilirsiniz. Bebeğinize et ve bu tip farklı baharatları sunmadan önce, doktorunuza danışmanız gerektiğini hatırlatalım.

    Bebekler İçin Elmalı Kuzu Etli Organik Mama Tarifi:

    Malzemeler:

    1 su bardağı kıyılmış kuzu eti

    1 adet rendelenmiş organik elma

    Yarım su bardağı evde sıkılmış meyve suyu

    1 adet doğranmış organik kabak

    1 adet soyulmuş ve dilimlenmiş organik havuç

    Bir tutam toz tarçın

    Bir tutam kuru, ufalanmış tarhun yaprağı

    Hazırlanışı:

    Kuzu etini kendi suyunu salıp çekene kadar pişirin. Et suyunu çekince; elma, elma suyu, havuç ve kabağı ekleyerek karıştırın. Toz tarçını ve iyice ufaladığınız tarhun yapraklarını bu karışıma ekleyerek tekrar karıştırın ve tencerenin kapağını kapatarak 5 dakika kadar pişirin. Kaynadıktan sonra birkaç dakika daha karıştırarak ocağın altını kapatın.

    Bu yemeği dilerseniz patates püresi ile de servis edebilirsiniz.

    Bebek maması, Organik bebek maması, Organik elma, Sindirim destekleyici, Bebek beslenmesi
  • Mayıs 06, 2025

    Ateş, halsizlik, boğaz ağrısı… Her ne kadar soğuk algınlığı ve gribe çok fazla benzese de, bu belirtilerin daha önce tahmin edemediğiniz bambaşka bir sebebi olabilir; öpücük hastalığı!

    Öpücük hastalığı, adı çok fazla duyulmasa da görülme sıklığı bilinenden çok olan bir hastalıktır. Fazla bilinmediği için öneminin de farkında olunmayan bu hastalık genellikle tükürük yoluyla geçtiği için bu isme sahip. Öpücük hastalığı öpüşme, çatal, kaşık gibi malzemelerin ortak kullanımı, tükürük teması olabilen durumlarda bulaşıcılık gösterir ve yatağa düşürebilecek kadar güçlenebilir ve hem bebeklerde hem de yetişkinlerde görülebilir.

    Öpücük hastalığı, EBV adlı bir tür virüsten kaynaklanarak gelişme gösterir. Halk arasında öpücük hastalığı olarak bilinen bu hastalığın aslında tıptaki adı, “İnfeksiyöz Mononükleoz”dur. Toplu taşıma, kreş gibi yerlerde daha çok etkisini gösteren öpücük hastalığının belirtilerinin ortaya çıkması da zaman alıyor.

    EBV virüsü vücuda girdiğinde yaklaşık 40 gün kadar kuluçka süresinde kalır. Ancak bu kuluçka süresi kişiye göre değişiklik gösterebilir ve hatta bebek ve çocuklarda 15-20 güne kadar düştüğü görülür.

    Öpücük hastalığının ortaya çıkışı, kuluçka dönemi sırasında vücudun direncinin ve bağışıklık sisteminin durumuna bağlı. Bağışıklık sistemi güçlü bebek ve çocuklar bu hastalığın virüsünü hiç farkında bile olmadan atlatabilirken, vücudu daha zayıf çocuklar öpücük hastalığına yakalanabiliyor. Burada da beslenme ve vitamin alımının vücut üzerindeki etkisinin önemi ortaya çıkıyor.

    Öpücük hastalığının belirtileri nelerdir?

    Öpücük hastalığı boğazda ağrı, kızarıklık, lenflerde şişme, yüksek ateş, tükürük bezlerinde ağrı gibi belirtilerle ortaya çıkar. İlk belirtiler ortaya çıktığında soğuk algınlığı veya üst solunum yolu enfeksiyonu ile karıştırılabilen öpücük hastalığı, ilerleyen döneminde ise beta mikrobunun yol açtığı bir enfeksiyon sanılabilir. Bu yüzden mutlaka kültür testi yapılması tavsiye ediliyor.

    Öpücük hastalığının tedavisi nedir?

    Bir virüs hastalığı olan öpücük hastalığı, antibiyotik ile tedavi edilemiyor. Aslında öpücük hastalığının kesin bir tedavisi yok. Bilinen antiviral ilaçların bu hastalık üzerinde kesin bir etkisinin olup olmadığı ise bilinmiyor. Hastalık, belirtileri gösterdikten sonra 2-3 hafta içerisinde gelişiyor ve daha sonra iyileşiyor. Ancak hastalığın teşhisi ve ateş, boğaz ağrısı, dalak şişmesi gibi diğer etkilerini kontrol altına almak için mutlaka doktora gitmek gerekiyor. Bu tip yan etkilerin kontrol altına alınması için ilaç tedavilerine başlanması ve yatak istirahatinin kesintisiz şekilde sağlanması şart.

    Boğaz ağrısı, Bağışıklık sistemi, Kültür testi, Destek tedavi, Yatak istirahati,Soğuk algınlığı ile karışabilir
  • Mayıs 06, 2025

    Bebeğine sağlıklı yemekler verirken ağzının tatlanmasını da isteyen annelerin korkulu rüyası elbette şeker. Uzmanların sağlıklı beslenme programlarında önermediği şekerden uzak durarak bebeğinize lezzetli bir alternatif sunmanız ise aslında çok kolay. Bunun için vereceğimiz şekersiz bebek maması, aslında bir tür şekersiz tatlı tarifi.

    Besleyici içeriği ve doğal malzemeleri ile besin değeri bakımından da zengin olan bu tarifte tatlı lezzetini veren püf noktası, meyveler. Kuru meyve ve taze meyve içeren bu tarifte doğal şekerlerin lezzeti ile keyifli bir tatlı saati elde edeceksiniz.

    Bebeğiniz için oldukça yeterli miktarda servis çıkacak bu tatlıyı isterseniz anne baba olarak siz de tüketebilirsiniz; çünkü oldukça lezzetli! Eğer servis miktarını artırmak isterseniz daha fazla malzeme ile daha çok tatlıyı bu pratik tarifle çok kolay hazırlayabilirsiniz.

    İşte henüz dişi çıkmasa da 6. aydan daha büyük bebek ve çocuklara uygun olabilecek, yumuşacık ve besleyici bir şekersiz tatlı tarifi. Ancak yine de bebeğinizi yeni yiyeceklerle tanıştırmadan önce doktorunuza danışmanızı öneriyoruz.

    Elmalı ve Muzlu Şekersiz Puding Tarifi

    Malzemeler

    2 Dilim organik kepekli ekmek

    Yarım organik elma

    2 Organik yumurta

    2 Yemek kaşığı organik süt veya anne sütü

    1 Küçük, olgun muz

    1 Yemek kaşığı organik kuru üzüm

    Bir tutam öğütülmüş zencefil (İsteğe bağlı kullanabilirsiniz)

    Yarım çay kaşığı vanilya ekstresi

    Hazırlanışı

    Öncelikle, eğer bebeğinizin kuru üzümü öğütemeyeceğini düşünüyorsanız, kuru üzümleri yarım saat kadar ılık suda bekletmeli veya püre haline getirmelisiniz. Daha sonra ekmekleri 4 üçgen elde edecek şekilde ortalarından kesin ve kabuklu kısımlarından arındırın. Bu ekmekleri, fırında kullanabileceğiniz bir kaba yerleştirmelisiniz; ekmekleri yerleştirmeden önce kabı hafif şekilde yağlayabilirsiniz.

    Elmaları da uygun şekilde dilimleyerek ekmeklerin üzerine yerleştirin. Eğer bebeğinizin elmayı öğütemeyeceğini düşünüyorsanız, elmaları rendeleyebilir veya püre haline getirebilirsiniz.

    Bir kapta yumurta, süt, vanilya ve muzu bir araya getirin ve muzu ezerek bu malzemeleri karıştırın.

    Hazırladığınız karışımla ekmekleri ıslatın. tüm karışımı ekmeklere paylaştırırken her dilimin iyice ve eşit şekilde nemlenmesine dikkat edin.

    Bebeğinizin öğütebilme durumuna göre püre haline getirdiğiniz veya bütün hale bıraktığınız kuru üzümleri tatlının üzerine paylaştırın.

    Hazırladığınız ekmek dilimlerini yarım saat kadar buzdolabında bekletin. Eğer ekmeklerin sütlü karışımı daha fazla emmesini ve dinlenmesini istiyorsanız, bir gece boyunca bekletebilirsiniz.

    Beklettiğiniz tatlıyı, önceden ısıttığınız 170 derecelik fırında 30-40 dakika arasında pişirin. Tatlı hazır olduğunda üstünün rengi soluk altın rengi olmalıdır.

    Tatlıyı fırından çıkararak soğumaya bırakın. Oda sıcaklığından daha soğuk bir hale geldikten sonra servis edebilirsiniz.

    Şekersiz bebek maması, Şekersiz tatlı tarifi, Doğal malzemeler, Organik kuru üzüm, Bebek beslenmesi
  • Mayıs 06, 2025

    Bebeğinize besin değerlerini ve tazeliğini düşünerek hazırladığınız mamalarda hep aynı malzemeleri kullanmaktan kaçınıyor ve değişiklik arıyorsanız, bugün size vereceğimiz bebek maması tarifi ile aradığınızı buldunuz demektir!

    9-12 ay bebeklere yedirebileceğiniz yüksek besin değeri ile içinizin rahat olmasını sağlayacak bu mama tarifinin yıldız malzemesi, son dönemlerin sağlıklı yaşam menülerinde sıklıkla görmeye alışkın olduğumuz kinoa. Kinoa, hafif lezzeti, kolay sindirilebilme özelliği ve yüksek besin değeri ile bebek maması malzemesi olarak da kullanılıyor ve bebeğiniz için sağlıklı bir alternatif haline geliyor.

    Kinoa nedir?

    Kinoa, bir tahıl türü olarak tanımlanabilir. Pirinç ve buğdaya alternatif olarak görülen kinoa bitkisi, Peru ve And Dağları kökenlidir ve bugün marketlerin tahıl reyonlarında da kolaylıkla bulunabiliyor.

    Birleşmiş Milletler, yetişmesi için bol su gereken pirinç ve buğdaya alternatif olarak, dünyada olası bir susuzluk durumunda yetiştirilmek üzere kinoayı alternatif olarak kabul ederek, 2013 yılını kinoa yılı ilan etmişti. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’da sıklıkla tüketilen kinoanın ülkemizdeki bilinirliği de günden güne artıyor.

    Kinoa, özellikle içerdiği yüksek protein ve amino asit ile dikkat çeken bir tahıl türü. Kinoanın içeriğinde bulunan maddeler, kolay sindirilebilme özelliği, kas ve beyin gelişimine olumlu etkileri, hücre hasarının azalması ve onarımının artması gibi özellikleri ile sağlıklı beslenmeye dikkat edenler tarafından tercih ediliyor. Kinoa, magnezyum, demir, antioksidanlar bakımından da oldukça zengin.

    Kinoayı pirinç ve bulgur gibi pişirebilir ve onları kullandığınız her yemekte alternatif olarak kullanabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken nokta şu; kinoayı pişirmeden önce bir süzgece alarak soğuk suyun altında iyice yıkamanız ve kabuklarından arındırmaya dikkat etmeniz gerekiyor. Aksi takdirde kabuklarda bulunan saponin maddesi piştikten sonra acı bir tat bırakabilir.

    9-12 ay bebekler için Kinoa Ratatouille tarifi

    Malzemeler:

    1 yemek kaşığı organik zeytinyağı

    Küp küp doğranmış çeyrek kuru soğan

    1 diş kıyılmış sarımsak

    Az miktarda kekik

    1 bardak doğranmış yeşil kabak

    Yarım su bardağı küp küp doğranmış yeşil veya kırmızı biber

    1 doğranmış domates

    2 yemek kaşığı organik domates salçası

    Çeyrek su bardağı kinoa

    1 bardak et suyu

    İsteğe göre az miktarda fesleğen veya maydanoz

    Hazırlanışı

    Orta boy bir tencerenin altını orta ateşte açarak zeytinyağını ısıtın. Soğanları ekleyerek 5 dakika kadar kavurun. Soğanlar olduğunda, üzerine sarımsak, kekik, kabak, biber, domates, domates salçası, kinoa ve et suyunu ekleyin.

    Malzemeleri ekledikten sonra ocağın altını kısarak tencerenin kapağını kapatın ve 15-20 dakika boyunca pişirin.Kinoalar diri ancak yumuşak bir kıvam alınca yemeği ocaktan alarak fesleğen veya maydanoz eklemeyi tercih ettiyseniz, ekleyin. Daha sonra yemeği blender’dan geçirerek püre haline getirin.

    Kinoalı ve çok besleyici bebek mamanız hazır!

    Bebek maması, Besin değeri, Kinoa ratatouille tarifi, Sağlıklı alternatif, Protein
  • Mayıs 05, 2025

    Yeni yıl kutlamaları için hazırlıklar başlamışken, çocuğunuzla keyifli bir yeni yıla hazırlık haftası geçirmek için lezzetli seçeneklerden yararlanabilirsiniz. Çocukların çoğu, mutfakta vakit geçirmeye bayılır. Onlar için meyveler, hamurlar, kremalar eşsiz bir hayal gücü ile şekilden şekle sokulabilecek materyallerdir. Sağlıklı malzemeler seçerek oluşturabileceğiniz tariflerle, siz de yeni yılın mutlu havasını küçük gurmenizle neşe içinde karşılayabilirsiniz.

    Bu öneriler, hem anne-çocuk birlikteliği ile ortaya bir ürün koymanın keyfini sonuna kadar çıkarmanız için fırsat yaratacak hem de ister yeni yıl öncesinde isterseniz de yeni yıl sofrasında çocuğunuz için lezzetli alternatifler sunmanızı sağlayacak. Bu yaratıcı önerileri dilerseniz yeni yıl sofranızı birlikte paylaştığınız misafirleriniz için de hazırlayabilirsiniz.

    Meyvelerden yılbaşı ağacı

    İhtiyacınız olan tek şey sadece yeni yıl renklerine uygun meyveler! Çocuğunuzla birlikte bu meyveleri uygun şekillerde dilimleyin ve geniş bir tabağa yeni yıl ağacı formunda yayın. İsterseniz ağaç formuna ek olarak çocuğunuzun ismini de bu şekilde oluşturarak keyfi ikiye katlayabilirsiniz!

    Geyik lolipoplar

    Kalınca kestiğiniz muz dilimlerini plastik çubuklara takın ve birçok yerden kolayca edinebileceğiniz organik çikolata tariflerinden birini hazırlayın. Muzları çikolataların içine batırıp akışkanlığını kaybedene kadar soğutun. Tamamen donmadan, üzerini açık renkli kuru meyveler veya krema ile süsleyin ve pretzel krakerlerden geyik boynuzlarını yerleştirin. Daha sonra Noel Baba’nın en büyük yardımcısı geyiğinizi donmaya bırakın. Bol sütlü hazırlayacağınız çikolata tarifi ve meyvenin mükemmel buluşması ile hem lezzetli hem de sağlıklı, tatlı bir atıştırmalıkla gününüze mutluluk katın.

    Yeni yıl kurabiyeleri

    İşte hem misafirleriniz için hem de çocuğunuz için mükemmel bir lezzet. Zencefilli veya vanilyalı bir organik kurabiye tarifini, ölçülerine göre hazırlayın. Kurabiyeleriniz pişip fırından çıktıktan sonra bir müddet soğumaya bırakın. kurabiyelerinizin yarısını, organik beyaz çikolata tarifine göre hazırlayacağınız beyaz çikolata ile kaplayın ve ister kuru meyveler ister renkli kremalar ile yılbaşıyla özdeşleşen kokina çiçeği motifi ile süsleyin. Bu kurabiyeleri tek tek paketleyerek dilerseniz çam ağacınıza asabilir ve her bir misafirinize bu kurabiyelerden ikram edebilirsiniz.

    Çilekli Noel Babalar

    Noel Baba bu yeni yılda sizin evinize de uğruyor! Çilek ve krem şanti ile hazırlayacağınız bu tarifle hem çok hafif hem de lezzetli bir tatlı elde edebilirsiniz. Krem şanti için, internette de kolayca bulabileceğiniz ev yapımı krem şanti tariflerinden faydalanabilirsiniz. Çilekleri resimdeki gibi uygun bir oranda kesin ve kaşık yardımı ile az miktarda oyun. Elde ettiğiniz çukur bölüme krem şanti doldurarak, Noel Babanın şapkasını kapatın ve süslemesini oluşturun. Bu kadar basit!

    yeni yıl kutlamaları, yeni yıl sofraları,yeni yıl kurabiyeleri, çocuk dostu tarifler, çocuklarla mutfak etkinlikleri
  • Mayıs 05, 2025

    Çocuklar, her şeyi sizden öğrendikleri gibi kural ve sınırları da ilk olarak aile içinde öğrenirler. Kendini keşfetmeye başladığı andan itibaren kendi başlarına hareket etme eğiliminde olan çocukların bir de sonsuz merak duygusu ve hayal gücü işin içine girince, yapabileceklerinin gerçekten sınırı yoktur. Onlara kurallar ve sınırlar konusunda yol gösterecek olan kişi ilk olarak sizsiniz.

     

    Çocuğunuzun kural ve sınırlara alışması için, hoşgörü, sabır, tutarlılık ve güven en önemli etkenlerdendir. Bunlardan biri eksik olduğu zaman, çocuğunuzla kurmaya çalıştığınız otorite demokratik bir ilişkiden uzaklaşır ve sonunda ya korkutucu ebeveyn olursunuz ya da ipleri tamamen çocuğa bırakırsınız.

     

    Evdeki kuralları belirlemede onunla inatlaşmanız, aslında asla sonuca varamayacağınız bir savaşa dönüşür ve ilişkinizi yıpratmaktan başka bir işe yaramaz. Bunun yerine çocuğunuzla sakin ve mantıklı bir ilişki kurmanız, onun gözünde güvenilir ve tutarlı bir izlenim elde etmenizi sağlar.

     

    Hayatı keşfetmeye başlayan çocuğunuzun kural ve sınırlara uyum sağlaması için belirteceğimiz noktalara önem verebilir, dengeli ve sakin bir ilişki kurarak kuralları hayatınızın olağan bir parçası haline getirebilirsiniz.

     

    İşe Baştan Başlayın

    Bebeğiniz doğdu ve büyüme aşamasında onu kurallardan habersiz yetiştirdiniz. “Ben” kavramının geliştiği 2-3 yaşında başına buyruk davranmaya başlayan çocuğunuza birdenbire kurallar yüklemek, elbette ki onun tepkisine sebep olacaktır. Bunun yerine, işe baştan başlamalısınız. Çocuğunuzun yemek, uyku, oyun gibi günlük rutinlerini bir sınır ve kural çerçevesinde gerçekleştirdiğinizi hissettirerek, onun kural ve sınır kavramından tamamen soyutlanmadan büyümesini sağlayabilirsiniz.

     

    Kuralları Önceden Belirleyin

    Daha önceden bilmediği bir kuralı çocuğunuza sinirle ve o anlık bir karar olarak bildirdiğiniz zaman, çocuğunuz ilk olarak bunu bir tehdit gibi algılayıp uyum sağlamaktan kaçınacaktır.Sonrasında ise bu kuralları fevri bir şekilde koyduğunuzu düşünerek zorlamayı deneyecektir.

    Çocuğunuza kural koyarken, bunun üzerinde düşünülmüş ve mantıklı bir karar olduğunu ona hissettirmeniz gerekir. Bu sayede çocuk bu kuralı yıkamayacağını ve doğrusunun bu şekilde olduğunu düşünür.

     

    Tutarlı Olun

    Bir gün önce koyduğunuz bir kuralı bir gün sonra bozarsanız, çocuğunuzda “Demek ki kurallar isteyince bozulabilir” algısı yaratırsınız. Tutarsız davranışlar, çocuğun gözünde kuralın güvenilirliğini ve doğruluğunu sorgulatır ve kurallara uyma eğilimini azaltır.

     

    Kuralın mantığını ve geçerliliğini sorgulamaya başlayan çocuk, ebeveyninin kendisine “kafasına göre” kurallar koyduğunu düşünerek kendi doğruları doğrultusunda hareket etmeye başlayabilir. Bu yüzden, koyduğunuz kuralların arkasında durun. Eğer bir kuralı gerçekten bir seferliğine bozmanız gerekiyorsa da, bu konunun nedenini çocuğunuza önceden açıklamalısınız.

     

    Takdir Edin

    Koyduğunuz kurallara uyan çocuğunuzu mutlaka takdir etmeniz gerekir. Bu takdirin söz ve davranışlarınızla gerçekleşmesi çok daha işe yarar bir yöntemdir. Onu, yaptığı iyi bir davranış karşısında “Doğru olanı yapıyorsun” “Aferin, seninle gurur duyuyorum”gibi cümleler kurarak, gerçekleştirdiği davranışı bir daha yapma konusunda teşvik edebilirsiniz.

     

    Çocuğunuz istediğiniz bir kurala uymadığında ise kesinlikle bedensel cezalar kendi güven ortamınızdan uzaklaştırma gibi yolları tercih etmemelisiniz. Her çocuk, anne ve babası tarafından karşılıksız sevildiğini hissetmek ister. Bu tip cezalar, “Beni sadece doğru olanı yaptığımda seviyorlar” algısına yol açarak, karşılıksız sevgi ilişkinizin çocuğunuz tarafından sorgulanmasına yol açar. Bunun yerine, onunla konuşmalı, bir yerde oturup düşünmesini istemelisiniz. Çocuğunuzla kurduğunuz ödül-ceza sistemini kesinlikle bir rüşvet ilişkisine çevirmemelisiniz.

     

    Tüm bu kurallar konulurken en önemli noktalardan biri de, evde anne ve babanın birbiriyle paralel davranışlar sergilemesi. Anne tüm kuralları koyuyorken baba kural delici bir görev üstleniyor veya tam tersi yaşanıyorsa, çocuğun kurallara ve anne-babasının otoritesine olan bağlılığı sarsılır ve kafasına göre davranma eğilimi artar.

     

    Çocuğunuza hangi konularda kural koyacağınızı iyi belirlemelisiniz. Kural ve sınır koyma işinin abartılması, her şeye kural konulması da kuralsız hiçbir şey yapamayan bir çocuk ortaya çıkarır ve böyle bir çocuk ileride maalesef özgüvensiz bir birey olur.

     

    Unutmayın ki bu kural ve sınırlar, onun okul hayatına ve bundan sonraki yaşamına adapte olabilmesi için de yerinde ve dozunda olduğu sürece oldukça faydalı. Güven ilişkinizi sarsmayan, sakin bir evin altın anahtarı, doğru çizilmiş kural ve sınırlardır.

    kural koyma, takdir, çocuğun gelişimi, kurallara uyum, ebeveyn tutarlılığı, çocuğun bireyselleşmesi,özgüven
  • Mayıs 05, 2025

    Doğduğu ilk günden itibaren onunla önce kokunuzla, sonra jest ve mimiklerle ve sesinizle kurduğunuz iletişimde yavaş yavaş çocuğunuzun da konuşarak size karşılık verme zamanı yaklaşırken, “Bebeğim ne zaman konuşmaya başlayacak?” sorusu akıllarınızda yerini çoktan aldı. Artık bebeğinizin ağzından dökülen sözcükleri duymak için sabırsızlıkla beklemeye başladınız.

    Bebeklerin dil ve konuşma süreci, bebeğinizle kurduğunuz sözlü iletişime, onun duyma ve konuşma organlarının gelişimi ve bu organları kullanabilme yeteneğine bağlı olarak her çocukta farklı zamanlarda gelişme gösterebilir. Unutmayın ki her çocuğun gelişim süreci kendine özgüdür ve her çocuğun belirli davranış ve tepkileri öğrenme yetisi değişkenlik gösterir.

    Çocuğunuzun dil ve konuşma süreci, bu etkenlere bağlı olarak daha erken veya daha geç olabilir. Eğer çocuğunuzun konuşması beklediğiniz zamanda gerçekleşmediyse, bunun bir gecikme mi yoksa müdahale edilmesi gereken bir problem mi olduğunu tayin etmelisiniz.

    Çocuğunuzun dil ve konuşmasının gelişimi, aylara göre ilerleyen ve uzun zaman alan bir süreçtir. Çocuklar genellikle 10. ay civarlarında tek heceli kelimeler söylemeye başlar. Bir çocuğun 1 yaşından 3 yaşına kadar ilerleyen konuşma süreci, genellikle şu şekilde ilerler;

    Çocuğunuz 12. aydan itibaren, anlamlı kelimeler kullanmaya başlar. Çocuk, birtakım sözcükleri söyleyebilir ve bundan daha fazla sözcüğü de anladığını belli eder. 12. aydan itibaren çocuklar anlamsız sesler çıkarsa da tonlamaları kulağa sanki konuşuyormuş gibi gelir.

    Su, gel, git, mama, öp gibi gün içinde sıklıkla kullanılan kısa kelimeleri konuşmaya başlayan çocuk, konuşmaya eşlik eden jest ve mimiklere de tepki verebilir. Bu dönemde çocuklar yetişkinlerin konuşmalarını taklit etme eğilimindedir. Bu süreçte çocuğunuz isteklerini sadece ağlayarak ifade ediyorsa, konuşma terapistine danışabilirsiniz.

    1. aya doğru çocuğunuzun konuşması gelişim gösterir. 18-24 aylık süreçte çocuğunuz artık 50den fazla sözcüğü konuşabilme yetisine sahiptir. Şarkılar ve oyun müziklerine eşlik etmeye çabalayan çocuğunuz aynı zamanda yüzünde veya vücudundaki organlardan 2-3 tanesinin adını bilir. Bu süreçte çocuğunuz, “güle güle” yapmayı ve aile üyelerini göstermeyi öğrenmediyse konuşma terapistine danışabilirsiniz.

    Çocuklar 2 yaşını geçtikten sonra konuşma süreçleri de gelişmeye devam eder. 24-30 ay arası dönemde çocuğunuz artık “Bu kim?”, “Ayakkabıların nerede?” gibi sorulara dil veya işaret yolu ile cevap verebilir. İsmini bilen ve söyleyen çocuğunuz, “Anne gel” gibi kısa cümleleri de kurabilir duruma gelir. Sık kullandığı nesnelerin adını bilir, gösterilmesi istendiğinde gösterebilir ve vücudunda en az 6 organın ismini biliyor duruma gelir. Bu süreçte çocuğunuz aile üyelerinin isimleri dışında en az 4 sözcük söyleyemiyorsa konuşma terapistine danışabilirsiniz.

    1. aydan sonra çocuğun en çok soru kelimelerini kullandığı dönemlere gelinir. Çocuğunuz artık “Ne, kim, neden, nerede” gibi kelimeleri anlamlı şekilde kullanabilir. Kendini ifade etmeye başlayan çocuğunuz “Ben, bana” gibi zamirlerle de tanışmıştır. Cinsiyet kavramını öğrenmeye başlayan çocuğunuz adını, cinsiyetini ve yaşını kendini tanıtırken kullanabilir. İnsanlarla kısa ve basit sohbetler edebilir. Çocuğunuz 36. aydan sonra üç kelimelik cümleler, yakın geçmişe yönelik ifadeleri söyleyemiyor, “Bunu bana getir” gibi komutları anlayamıyorsa bir konuşma terapistine başvurabilirsiniz.

    Bu süreç, başta da söylediğimiz gibi her çocukta değişkenlik gösterebilir. Bu süreçte çocuğunuz ile bol bol konuşarak ve onunla konuşurken kelimeleri doğru telaffuz ederek duyarak öğrenme sürecine katkıda bulunmalısınız. Örneğin çocuğunuz su kelimesine “Bu” diyorsa, siz de onun gibi “Bu” dememeli, kelimenin doğrusunu kullanmalısınız.

    Çocuğunuzun sorduğu sorulara anlamlı cevaplar vererek merak duygusunu gidermeli ve öğrenmek istediği kavramları öğretmelisiniz.

    konuşma gelişimi, dil gelişimi, konuşma terapisti, kelime dağarcığı, ifade etme, merak duygusu,sözcük öğrenme
  • Mayıs 05, 2025

    Omega 3 nedir?
    Omega 3 esansiyel bir yağ asitidir ve vücudumuzun üretemediği , mutlaka dışarıdan almamız gereken yaşamsal değerde önemli bir ihtiyaçtır.
    Omega-3'ün her yaş dönemi için, özellikle de çocuklar için ayrı bir faydası bulunmaktadır.Günlük yaşamda özellikle balıkta yüksek miktarda bulunan omega-3 ün, balık yemeyen ve sevmeyen kişielrde mutlaka dışarıdan takviye edilmesi gerekiyor. Vücudun Omega-3 yağ asidine ihtiyacı daha anne karnında başlar, çocukluk, ergenlik, yetişkinlik ve yaşlılıkta da ihtiyaç devam eder.
    Omega-3 yağ asitleri genel olarak hücre zarının esnekliği, akışkanlığı, yani temel vücut sağlığı için çok önemli ve gereklidir.
    Çocuklar için omega 3’ün gerekliliği:
    • Çocuklarda omega 3 sağlıklı zihinsel gelişim ve konsantrasyon için son derece gereklidir.
    • Beyin ve vücut gelişimindeki rolü çok önemlidir.
    • Çocukların okul, aile ve sosyal yaşamlarındaki davranışlarında oadaklanmayı sağlayarak daha dikkatli, toleranslı ve anlayışlı olmalarına büyük katkı sağlar.
    • Bir çocuğun zihin gelişiminde günlük alınması gereken omega-3 takviyesi, onların yaşamlarında daha dikkatli bir dinleyici olmaları, daha sağlam bir karakter olmaları, odaklanma ve dikkat yoğunlaştırmada daha kontrollü olmalarını sağlar.
    • Omega 3 takviyeleri , sağlıklı büyüme ve gelişim için birçok faydayı bünyesinde taşır.
    • Enerji sağlanması ve vücut ısısının muhafaza edilmesi görevlerine de yardımcı olurlar.

    Omega 3 eksikliğinde görülen rahatsızlıklar:
    • Yara iyileşmesinde yavaşlık,
    • Kan basıncında artma,
    • Depresyon,
    • Kan dolaşımında olumsuzluk,
    • Saç dökülmesi,
    • Görme fonksiyonunda azalma,
    • Egzama,
    • Büyüme geriliği,
    • Pıhtılaşma eğiliminde artma,
    • Bağışıklılığın zayıflaması,
    • Kolesterol ve trigliserit seviyesinde artma,
    • Hafıza zayıflığı.
    Omega 3 ömür boyu gereklidir, tabii ki herşeyde olduğu gibi bunun alınmasında da doğru dozu ayarlamak çok önemlidir.

    Omega-3, çocuklarda omega-3, omega-3 takviyesi, dikkat gelişimi, büyüme geriliği, kan dolaşımı, hafıza
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı