ORGANICKID BLOG

  • Mayıs 21, 2025

    Hamile olduğunuzu öğrendiğiniz andan itibaren dünyadaki en güzel hayatı yaşaması için gece gündüz plan yaparsınız. Ne yesin, ne içsin, hangi okula gitsin, nasıl birisiyle evlensin… sorular uzar gider. Anne baba olmanın heyecanıyla her şeyin en güzelini istersiniz, haklı olarak.

    “Zekâ gelişimini nasıl desteklerim, ne yaparsam beyin gelişiminde etkili olur” sorusu da listemizin başında gelen sorulardan. Bugünkü yazımızda, bu sorularınıza yanıt bulmaya çalışacağız.

    Bebeğinizi kucağınıza aldığınız andan itibaren yenidoğan evresi dediğimiz ilk 28 gün çok önemli bir evredir. Bu dönemde annelerin yediği şeyler de çok önemlidir, çünkü zekâ gelişimini etkileyen faktörlerden biri de anne sütüdür. (Bilim adamları, anne sütünün içeriğinin zenginliğinden mi yoksa annenin soyağacından mı etkilendiğini tam olarak kesinleştirememiş).

    Bir diğer konu, ebeveynler olarak bebeğin sürekli olarak sakin bir ses tonuyla uyarılması ve gözlerinin içine bakarak konuşulmasıdır. Bebeğin ilk 2 ay 25-30 cm’ den daha uzağı göremediğini unutmadan, yakın ve tensel bir temas ile sakin ve ritmik şarkılar söylemek bebeğinizin beyin gelişiminde oldukça önemli.

    Uzmanlar, bebeğin zekâ gelişiminde en etkili yollardan birinin kitap olduğunu söylüyor. 4. Aydan itibaren ona kitap okumaya başlayabilirsiniz. Dokunmasına izin verin, kitabın dokusunu hissetmesi, onu zihninde canlandırmaya başlaması için de önemli. Pedagoglar 4 aydan itibaren bebeğin en değerli oyuncağının kitap olması gerektiği görüşünde.

    Yaratıcılığı güçlendiren, etkileşime izin veren oyunlar da beyni geliştiriyor, kitapların yanı sıra çeşitli sesler çıkaran çıngıraklar, görsel konsantrasyonu ve koordinasyonu artıran oyuncaklar, puzzle’lar, üst üste konarak tamamlanan renkli ve şekilli oyuncakları bebeğinizle bu aydan itibaren tanıştırabilirsiniz.

    İlk yaşında bebeğinizle yemek yemenin, uyutmanın, temizliğinin haricinde günde minimum 2 saat zaman geçirmeniz beyin gelişimi için çok önemlidir. Televizyon, bilgisayar gibi tek yönlü bir uyarım yönteminin bebeğin hayatında asla olmaması gerekir. Bu hem zekâ gelişimini hem de konsantrasyonunu (dikkatini toplayabilmesini) olumsuz etkiler.

    Odasını çok fazla oyuncakla doldurmamanız, bir diğer nokta. Dikkatini dağıtan bir odada, konsantrasyonunu negatif yönde etkiler.

    İlk yılın sonunda, maksimum 6 ayda bir, birlikte geçirdiğiniz zamanları fotoğrafladığınız bir albüm yapabilirsiniz. Her fotoğrafın üzerinde durup tek tek hatırlatarak, keyifle ve mutlulukla bu anıları hatırlamasına yardımcı olabilirsiniz.

    İlk temeli sağlam attığınızda üzerine eklediğiniz şeylerin yıkılması imkânsızlaşır.

    Bebeğinizle mutlu bir hayat dileriz.

    Zekâ gelişimi, Bebeklerde beyin gelişimi, Yenidoğan gelişimi, Anne-bebek etkileşimi, Bebeklerde yaratıcı gelişim
  • Mayıs 21, 2025

    Hayat telaşı gün içinde o kadar vaktimizi alıyor ki, çocuklarımızla kaliteli vakit geçirmek bazı günler neredeyse imkânsızlaşıyor. Bu koşturmaca arasında çocuklarımızın bazı davranışlarını tam anlamıyla gözlemleyemeyebilir ve edindiğimiz birkaç gözlemle yanlış sonuçlara varabiliriz.

    Son yıllarda Türkiye’ de en çok görülen davranış bozukluklarından biri hiperaktivite ve dikkat eksikliğidir. Disipline olmamış çocuk ile hiperaktif çocuğun birbirinden ayrılması çok önemlidir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite sorunu yaşayan bir çocuk her ortamda bu sorununu ortaya koyacaktır. Oysa buna karşılık disipline edilmemiş çocuklar, farklı ortamlarda farklı reaksiyonlar vererek koşulları kendi lehinde kullanmak isteyecektir.

    Hiperaktivite ve dikkat eksikliği olan çocuklarda özellikle okul öncesinde (0-5 yaş arasındaki çocuklar) genelde; uyku bozukluğu, yemek yeme veya yemek yedirme sorunu, tuvalet eğitiminde karşılaşılan sorunlar ve buna bağlı olarak uykuda ya da uyanıkken alt ıslatma sorunları, kabızlık, söz dinlememe ya da ev içi kurallara uymama gibi sorunlar sıklıkla karşılaşılan sorunlardır.

    Dikkat eksikliği ve hiperaktivitenin temelde 3 farklı şekli bulunur;

    İlkinde, dikkatlerini toplamakta zorlanırlar, başladıkları herhangi bir işi bitirmek onlar için oldukça zor bir hal alabilir, sorumluluğunda olan günlük işlerden kaçınırlar. Kendilerine ait eşyalarını sıklıkla kaybederler. Yapacağı işleri unutabilirler, yaptıkları işlerde düzensiz ve dağınık olabilirler. Maymun iştahlı olabilir ve sıklıkla bir işten diğerine geçiş yapabilirler. Ders çalışırken plansızdırlar ve söz dinlemek onlar için zordur. Karşısındaki konuşurken dinlemeyip herhangi bir uyaranla sık sık dağılabilirler, dikkatsizliklerinden dolayı sıklıkla hata yapabilirler.

    İkinci profilde, daha çok yerinde duramama hali vardır, devamlı hareket halindedir, yaşının gerektiğinin üzerinde bir hareket sergilerler, evdeki eşyaların üzerinde koşma, bir iş yaparken sık sık başından ayrılma, başka şeylerle ilgilenmeye başlama gibi hallerdedirler. Elleri ayakları sürekli kıpır kıpırdır, ellerinde bir şeylerle oynamaktan hoşlanırlar. Grup içinde yapılacak aktivitelere katılmakta zorlanırlar, hareketli oluşları nedeniyle çevresinden sık sık uyarı alırlar.

    Üçüncüsü ise; daha çok okul çağından önce tespiti yapılamamış çocuklar mevcuttur. Okula başlamasıyla, arkadaşların ve öğretmenin diyalogları sayesinde tespit edilebilir. Okuldaki göreceli başarısızlık ya da öğretmenden sık sık uyarı alma, ders esnasında konsantre olamama, öğrenme güçlüğü gibi konularla tespit edilebilir.

    Bu belirtiler daha da fazlalaştırılabilir, bu konuda ailenin yaklaşımı ve yönlendirmesi çocuk için çok önemlidir. Eğer çocuğunuzda bu ve benzeri davranışlar gözlemliyorsanız bir psikiyatrik muayene yaptırmanızı öneriyoruz.

    Dikkat eksikliği, Çocuklarda davranış bozukluğu, Çocuklarda uyku bozukluğu, Tuvalet eğitimi problemleri, Ebeveyn gözlemi, Ev içi kurallara uyum
  • Mayıs 21, 2025

    Anne – baba olunca “yemeden yedirmek, içmeden içirmek” gerekiyor, her an bir sonraki öğünde “ne yese daha dirençli bir bünyeye sahip olur, daha sağlıklı bir beyin ve beden gelişimi gerçekleşir” gibi sorularla devinip duruyoruz. Buraya kadar sıradışı bir şey yok elbette, ama her şeyde olduğu gibi burada da “azı karar, çoğu zarar” konusu büyük önem derecesine sahip.

    İştahsız olan çocuklarımıza çeşitli yaptırımlar uygulamaya, “yeter ki yesin” mantığı ile küçük pembe yalanlar ve hikâyeler anlatmaya başlıyoruz. Konu burada daha farklı bir hal almaya başlıyor. Uzmanlar bu gibi “gerçekleşmeyecek konular” ile çocuğunuzun inancını kırmaktan ziyade ailecek tam ve dengeli beslenmenin ona örnek teşkil etmesi gerektiği görüşündeler.

    Özellikle annelerin doğru yaklaşımı, çocukların aileye ve insanlara olan inancının gelişiminde büyük önem taşıyor. Israrcı davranmak, yemek yedikten sonra gerçekleşeceğine inandırılan farklı vaatlerde bulunup gerçekleştirmemek gibi konular, çocuğun dünyası için çok daha derin anlamlar taşıyor.

    Baskı ile yemek yediren annelerin çocuklarına sergilediği profil nedeniyle çocukların ileriki yaşlarda diğer insanlarla sosyal iletişim kurmaktan yemek ile ilişkisini çok sağlıksız bir noktaya taşımak istemesine kadar farklılaşabiliyor. Anne ile inatlaşarak ya da yaptırmak istediği şeyler için bir silah olarak kullanması gibi konular, çocuğun kişilik gelişimini de olumsuz etkiliyor.

    Peki, ne yapmalı?

    Evet, siz doğurdunuz, 9 ay sıkıntı çektiniz, canınızdan can kattınız, evet O gözünüzün bebeği! Ama sonuçta o size ait değil, o bir birey. Yemek seçebilir, yemeklerde sizin alışkanlıklarınızdan farklı tat ve görsellik arayabilir, ya da belki tamamen sizin kuruntunuzdur, O aslında normal besleniyordur ama size göre daha çok yemesi gerektiği için “iştahsız” diyorsunuzdur.

    Onların da bir damak tadı olduğunu, hatta bu damak tadının sizinkinden farklı olabileceğini kabullenmeniz ve buna saygı göstermeniz gerekiyor.  Bu algıyı kabullendiğinizde davranışlarınız da şekilleneceği için, çocuğunuzdaki iştahsızlığın psikolojik nedenleri kesin olarak çözülecektir. Bu durumlara rağmen çocuğunuzdaki iştahsızlık devam ediyor ise mutlaka bir uzman görüşüne başvurmalısınız.

    Çocuklarda iştahsızlık, Yemek seçen çocuk, Çocuğun damak tadı, Yemek seçme davranışı, Uzman desteği ile iştahsızlık çözümü,Zorla yemek yedirme
  • Mayıs 21, 2025

    En değerli varlıklarımız şüphesiz çocuklarımızdır. Çocuğumuz için seçtiğimiz  yiyeceklerin  onun sağlığı ile ne kadar doğru orantılı olmasınına dikkat ediyorsak aynı hassasiyeti seçeceğimiz her türlü üründe de göstermek, tüm ayrıntılarını araştırmak, yan etkilerinin  olup olmadığına da dikkat etmemiz  gerekir. Malum yaz geldi ve güneş ışınlarının en yüksek etkiye sahip olduğu döneme girmiş bulunmaktayız. Güneşin zararlı etkilerinden korunmak ve çocuğumuz için en doğru olana karar vermek durumundayız.

    Uzun zamandır tartışılan bir konu: Çocuklar için güneş kremi kullanmalı mı yoksa kullanmamalı mı?

    Çeşitli içeriklere sahip güneş kremlerini iki başlık altında toplamak mümkün. Fiziksel ve kimyasal koruma sağlayanlar.

    Fiziksel koruma sağlayanlar:

    Fiziksel koruma sağlayanlar, mineralli adı altında tüketiciye sunulan güneş kremleridir.  Sürüldüğünde deri tarafından emilen bu koruyucular cilt üzerinde beyaz bir örtü gibi tabaka oluşturuyor ve bu tabaka da güneş ışınlarını bır ayna gibi geri yansıtıyor. Beyaz bir t-şört giymiş etkisi yapmaktan öteye geçemiyor.

    Kimyasal koruma sağlayanlar:

    Aslında hertürlü koruyucu  son derece komleks kimyasallar barındırır, bu kimyasallar güneşle buluşunca değişime uğrayarak deri tarafından emilir. Yani faydalarından  çok zararları vardır.

    Uzmanlar kimyasal yapısı ağır mineral içeriği az olan güneş  kremlerinin çocukların  cinsel gelişimi üzerindeki olumsuz etkileri konusunda ellerinde ciddi bulguların olduğunu belirtmekteler. Östrojen hormonu etkisi yapan güneş kremleri,  deri tarafından emlirek vücud dengesini bozabileceği ve bunun da erken  ergenliğe girmeye neden olabileceğine  dikkat çekiyorlar.

    Çocuğunuzu  güneşten koruma yolları:

    • Güneşin en etkil olduğu saatlerde yani 11 ve 16 saatleri arasında çocuğunuzu dışarı çıkarmayın. Şayet zorunluysanız gölgeleri tercih edin.
    • Dışarı çıktığınızda boynunu ensesini ve yüzünü gölgeleyecek şapka kullanın.
    • Denize veya havuza girerken UV filtreli mayoları giydirin.
    • Organik / ekolojik sertifikalı ürünleri tercih edin.
    • Parapen içeren ürünlerden kaçının.
    • Dışarı çıkarken vücudunu açıkta bırakmayacak ince, pamuklu ve açık renk giysiler giydirin.
    • Kimyasal içerikli güneş kremi kullanmak zorunda kaldıysanız düşük faktörlü olanları tercih edin, çünkü faktör sayısı yükseldikçe kimyasal yoğunluğu da artar.
    • Tercih edeceğiniz koruyucuların toz ve sprey olmamasına dikkat edin.

    Çocuklar için güneş kremi, Güneş kremi kullanmalı mı, UV korumalı mayo, Güneşten korunma yolları, Güneşin etkili saatleri
  • Mayıs 21, 2025

    Her insan yavrusu emme refleksi ile doğar. Anne memesinin yanı sıra parmağını hatta yumruk şeklindeki elini emer. Bebeklerin doğasında olan emme dürtüsü, onlar için beslenmeden başka rahatlatıcı ve sakinleştirici bir etkiye sahiptir.

    Emmenin bebeklerde güven ihtiyacını karşıladığını belirten uzmanlar,emzik kullanımında dikkatli olunması gerektiğini belirtiyorlar. Emzik kullanımı konusubda pediatri uzmanlarının net bir görüşü yoktur, artıları eksileri vardır.Emzik kullanımı tamamen sizin vereceğiniz bir karardır.Erken başlanan emzik, bebeğin anne sütünü emmesini engelleyebilir. Bunun yanısıra Amerikan Pediatri Akademisine göre uyku sırasında verilen emziğin Ani Bebek Ölümü Sendromunu önlediği bir gerçek. Anne memesini emmek emzik ya da biberon emmekten farklıdır. Doğduğunun ilk haftalarında emzik verilirse annesinin memesini emmekte sorun yaşayabilir. Uzmanlar, sütünüzün yeterli seviyeye gelene kadar ve emmeyi iyice kavrayana kadar emzik verilmemesini önermektedir.

    Emziğe ne zaman başlayabilirsiniz?:

    Bebeğiniz iki emzirme arası, tok olduğu halde mızmızlık yapıyor ve emme isteği içinde olduğunu hissediyorsanız emzik kullanmaya başlayabilirsiniz. Bu onu rahatlatacak ve emme ihtiyacını karşılayacaktır.

    Doğru Emzik  Seçimi:

    Doğru emzik seçmek önemli bir konudur.Araştırmalar en doğru emziğin yassı, ince, uzun ve eğilip bükülecek kadar yumuşak olanın uygun ulduğunu gösteriyor. Emziği emmeye başladığında, aldığında ağız boşluğuna temas eden yüzeyinin geniş  olması damaktaki oluşacak basıncı enaza indirger. Böylece uzun süreli kullanımların  yan etkilerini azaltabilirsiniz.

    Bebeğinizi Emzik Bağımlısı Olmaktan Nasıl Kurtarabilirsiniz?:

    Anneleri en çok rahatsız  eden konulardan biri de  emziğin bağımlılığa dönüşmesidir. Bazı uygulamalarla bunun önüne geçmek mümkün.

    • Her ağladığında emzik vermeyin, böylelikle emziksiz de sorunlarına dayanabilme ortamı yaratmış olursunuz.
    • İlk aylardan itibaren emzik kullanımını azaltabilir ve bağımlı hale gelmesini önleyebilirsiniz.
    • Emzik üzerinde bazı değişiklikler, şekil bozuklukları yapabilirsiniz, böylece bebeğin eskisi kadar emmekten zevk almasını engelleyebilirsiniz.
    • Emzik kullanma süresi mümkün olduğunca kısaltın. O sürede ilgisini keyif alacağı başka şeylere yöneltin.( şarkı söyleyebilir sevdiği bir yiyeceği verebilirsiniz)
    • Düzenli uyuması ve belli aralıklarla beslenmesi emziğe olan ihtiyacını azaltacaktır.

    Emzik ile ilgili uzman görüşleri, Yenidoğan emzik kullanımı, Doğru emzik nasıl seçilir, Emzik kullanımı, Emzik seçimi
  • Mayıs 21, 2025

    Büyüme ve gelişme çağı olan çocukluk döneminde beslenme çok önemlidir. Bu dönemde mevsimlere göre beslenme sağlıklı yeterli ve dengeli  olursa çocukların ileriki yıllarda vücutlarının daha sağlam ve dayanıklı olmasına olanak sağlar.

    Nelere Dikkat Etmek Gerekir:

    • Yaz aylarında beslenmede dikkat edilecek en önemli hususların başında yeterli su tüketimi gelmektedir. Çocuğunuzun gün boyunca yeterli sıvı ihtiyacını karşıladığından emin olmalısınız. 5 -6 yaşından büyük çocukların günde ortalama 8–12 bardak su tüketmesi gerekir.
    • Havanın sıcak olduğu zamanlarda çocuğunuzda iştahsızlık görebilirsiniz. Böyle durumlarda az ve sık beslenmeli, iştahı açık olduğu dönemlerde kilo kaybetmemesi için herzaman yediği besin miktarını biraz daha arttırabilirsiniz.
    • Gelişme ve büyüme çağını sağlıklı şekilde sürdürebilmeleri için yeterli seviyede vitamin, mineral ve kalsiyum açısından zengin yiyeceklerin olmasına dikkat edilmelidir. Demir eksikliğinden kaynaklanan kansızılığa yol açmamak için ise kırmızı et, yumurta, demir bakımından zengin tahıllar, koyu yeşil yapraklı sebzeler, kurutulmuş meyvelerin tüketilmesine özen gösterilmelidir.
    • Kahvaltı, yetişkinler kadar çocuklar içinde çok önemli bir öğündür. Çeşitli mineral,  vitamin ve demir içeren neşeli yaz kahvaltılarıyla günün bu en önemli öğününü sevdirebilir ve bu alışkanlığı kazandırabilirsiniz.
    • Çocukların çok sevdiği atıştırmalıkları, uzun yaz günlerinde ara öğünler şeklinde sunabilirsiniz. Lifli ekmeklerle hazırlayacağınız küçük sandviçler, küçük peynir dilimleri, tercihen ev yapımı yoğurt, taze meyvelerden hazırlanan eğlenceli şekilde hazırlanmış meyve salataları, meyve suları ve sağlık koşullarına dikkat edilerek hazırlandığına inandığınız dondurmaları keyifle tüketeceklerdir.
    • Sağlıklı beslenme alışkanlıklarının çok küçük yaşlarda kazanıldığından yola çıkarak, onlara rol model olmak anne babanın görevleri arasındadır. Düzenli ve kontrollü bir biçimde beslenmeniz çocuğunuz üzerindeki olumlu etkisi göz ardı edilemez.
    • Yaz akşamlarının menüsünde çocuğunuz için et (balık, tavuk veya kırmızı et ızgara) buharda pişirilmiş veya fırında olacak şekilde ilaveler yapabilir, yanısıra, pilav veya makarna, salata, ev yapımı yoğurt ve sütlü tatlının oluşturduğu sağlıklı bir listeyi sunabilirsiniz.

    Çocuklarda yaz beslenmesi, Sağlıklı çocuk beslenmesi, Büyüme çağında beslenme, Lifli ve doğal yiyecekler, Ev yapımı atıştırmalıklar
  • Mayıs 21, 2025

    Her insan yaşamının bir döneminde endişe ve korku duyguları yaşar. Yetişkinlerde bu duygular kaygı verici olsa da çocukların sağlıklı gelişimi için gerekli ve önemlidir. İleriki yaşlarda karşılaşabilecekleri beklenmeyen olaylar veya durumlara karşı sağlam duruş sergilemelerinde yardımcı olur. Çocuğun yaşadığı döneme ait zamanlarda da onu temkinli olmaya iter. Mesela, yüksekten korkan çocuk tehlikeli ve yüksek yerlerden uzak durur.

    Bebeklik ve Çocukluk Korkuları:
    Her yaşın korkuları farklılık gösterir. Örneğin 0- 15 aylık bebeklerin korkularının başında anne babadan ayrı kalmak, yabancılara karşı duydukları korku olabilirken, 3-6 yaş arası çocukların korkularını hayali canavarlar, evin içerisinde var olduğunu düşündüğü hayaletler, karanlık, gök gürültüleri vb. gibi korkular oluşturabilmektedir.

    Uzmanlar çocuklardaki korkularının oluşturabileceği davranış değişikliklerine karşı ailelerin doğru yaklaşımlarının, korkuların yenilmesinde etkili olacağını belirtmektedirler. Korkuların aşılmasında ailelere çok büyük görevler düştüğünü söyleyen uzmanlar, çocuğa uygulanan disiplinin tutarsız olduğunda sorunun daha da büyüyebileceğine dikkat çekiyorlar. Örneğin yaramazlık yapan çocuğuna, uslu durmazsan seni sokaktaki dilencilere veririm diye tehdit algısı uyandıran anne farkında olmadan yeni korkuların filizlenmesine neden olur.

    Çocuğunuzun Korkularını Önemseyin:
    Çocuğunuzun korkusu veya korkuları her ne ise onu ciddiye almak, önemsemek, alay etmemek onda öz güven oluşturacağından korkularını büyüdükçe aşmasına sebep olacaktır. Aksi takdirde ailesi tarafından ciddiye alınmadığını hisseden çocuk küçük düşme, aşağılanma kaygısı güdecek ve kendini ifade edemeyip sorunun büyümesine, destek alamamasına olanak sağlamış olacaktır.

    Korkuları Olan Çocuğunuza Nasıl Yaklaşmalısınız:
    • Aile içinde çocuğunuza istikrarlı bir güven ortamı sunun.

    • Çocuğunuza ve onun korkusuna saygı duyun.

    • Sıradışı durumlar olmadıkça, çocukların kendi korkularıyla mücadele ederek yenebileceğini unutmayın ama onun yanında olduğunuzu sık sık vurgulayarak cesaret verin.

    • Çocuğunuzun korkusu her ne ise birlikte üstüne gidin Örneğin karanlıktan korkuyorsa yatarken ışığı açık bırakın ya da evde hayalet olduğunu düşünüyorsa, elinden tutarak birlikte evi dolaşıp bir şey olmadığını gösterin.

    • Korkutmayı asla disiplin aracı olarak kullanmayın, çünkü korkunun dövmekten bile daha yüksek yaptırım gücü vardır. Örneğin yemeğini bitirmezsen sana iğne yaptırırım demek, iğne yapılması gereken durumları oldukça zora sokacaktır.

    Çocuk korkuları, Bebeklik korkuları, Çocuk psikolojisi, Hayali korkular, Korkuların aşılması, Tutarlı disiplin
  • Mayıs 21, 2025

    Bebekler emeklemeye başladıktan sonra hızlı bir şekilde hareketlenirler. Merak ettikleri şeylere ulaşmak ona dokunmak, ağzına götürerek tanımaya çalışmak artık onlar için kolaylaşmıştır. Bu hareketlenme birçok tehlikeyi de beraberinde getirir. Dengeleri tam olarak gelişmediği için çevresinde bulunan birçok nesne tehdit oluşturacak konumdadır. Yüksek kaza potansiyeline sahip evleri, bebeğin yaşamınıza dâhil olmasıyla birlikte tasarımını da ona göre düzenlemek gerekir.
    Bebeğin yaşam alanı anne baba tarafından mutlaka güvenlikli hale getirilmelidir. Bebeklikten çocukluğa doğru ilgi alanları değiştikçe, çevresindeki tehdit unsuru olabilecek alanlarda genişler.

    Evinizde Mayın Tarlası Olabilecek Riskli Bölgeler:
    Kapılar: Evdeki bütün oda ve dolap kapılarını çarpmaları önleyecek biçimde düzenleyin. Özellikle mutfak kapısı en çok gözlenmesi gereken yer olmalıdır.
    Elektrik Düzeneği: Evdeki prizler açık model ise kapaklı olanları ile değiştirin, elektrik düğmelerinin de güvenli olduğundan emin olun.

    Oyun Alanı: Bebeğinizin oyun alanını tehlike oluşturabilecek nesnelerden arındırarak, dengesini kaybedip düştüğünde ona zarar vermeyecek yastık gibi yumuşak yüzeylerle destekleyin. Ayrıca siz mutfağa veya başka odadayken onu gözetleyebilecek konumda olmamalıdır.

    Pencereler: Sehpa koltuk gibi eşyaları pencere yakınından uzak tutarak tırmanıp çıkmasını önlemelisiniz.

    Ocak: Ocağınızın kapı ve pence4re yakınında olmamasına dikkat edin. Sizin gözetiminiz altında olmasına özen gösterin. Ocağın önünde güvenlik bariyeri oluşturun.

    Döşemeler: Döşeme yüzeylerinin ıslak olmaması onun kayarak düşmesini önler.

    İlaçlar: Evinizdeki ecza dolabınızı onun ulaşamayacağı yerde muhafaza edin.

    Zemin: Zeminin kaygan olmamasına dikkat etmelisiniz.

    Kapı Eşikleri: İç kapı eşiklerinin takılıp düşmeyi önleyecek şekilde olması gerekir.
    Tırabzanlar: Evde merdiven varsa mutlaka tırabzan olmalı ve parmaklık arası genişliği 80-90 mm yi geçmemelidir.

    Su Depolama: Evinizde su tankı veya benzeri depolama söz konusuysa ağızlarının kapalı olmasına çok dikkat etmelisiniz.

    Atölye ve veya Bahçe: Buralara ulaştığında tehlike oluşturmayacak konumda olmasına özen gösterin.

    Sivri Köşeli Mobilyalar: Sivri köşeli mobilyaları sünger gibi yumuşak kaplayıcılarla güvenli hale edin.

    Kimyasallar: Evde kullanılan deterjan, çamaşır suyu gibi zehirli maddeleri kendi orijinal kutularında ve ulaşamayacakları dolap içlerinde saklayın.

    Dikkat edilmesi gerekenler her eve göre değişiklik gösterebileceğinden anne baba olarak uyanık olup sık sık evde oluşabilecek kazalara karşı dikkatli olunmalıdır.

    Bebek güvenliği, Evde bebek güvenliği, Bebek için güvenli alan, Çocuklu ev düzeni, Ev kazalarına karşı önlem,Bebeklerde düşme riski
  • Mayıs 21, 2025

    Tatlıyı hayatından çıkarmak isteyenler ve çocuklarına tatlı alternatifleri sunarken şekerden kaçınanlar için, şekersiz tatlı tarifleri tam bir kurtarıcı. Şeker kullanmadan tatlı bir lezzet ile gününüzü renklendirmek için, limonun ferahlığı ve ahudunun benzersiz lezzeti ile zenginleşen bir cheesecake tarifinden yararlanabilirsiniz.

    Yaz aylarına hafif bir alternatif sağlayacak bu tatlı tarifini, hem çocuklarınız çok sevecek hem de misafirlerinize gönül rahatlığı ile ikram edebileceksiniz. Pişirmeye gerek kalmadan pratik bir şekilde hazırlanan cheesecake ile mutfağınızda şekersiz ve kolay yoldan harikalar yaratmanın tadını çıkarın.

    Malzemeler

    Taban için
    ¾ su bardağı kavrulmamış tatlı badem

    Yarım su bardağı hurma

    Yarım avuç kurutulmuş tatlı kızılcık (isteğe bağlı)

    Bir tutam deniz tuzu

    2 yemek kaşığı su

    Dolgu için
    2 su bardağı çiğ tuzsuz kaju fıstığı

    ½ su bardağı hindisttan cevizi yağı

    Çeyrek su bardağı su

    1 adet organik limon

    Yarım su bardağı akçaağaç şurubu

    Organik taze ahududu ve limon kabuğu rendesi

    Hazırlanışı
    Bademleri robotta çekerek küçük parçalar haline gelmesini sağlayın.

    Bademleri çektikten sonra hurmaların çekirdeklerini çıkarın ve bademlerin üzerine ekleyin. Eğer kızılcık kullanacaksanız, kızılcıkları da bu adımda ekleyebilirsiniz. Hurma, kızılcık ve bademi bir süre daha robotta çekin.

    Karışım küçüldükten sonra eğer çok kuru ise 2 yemek kaşığı su ekleyebilirsiniz. Su ekledikten sonra tekrar karıştırın ve birbirine yapışmış bir kıvam aldığından emin olun. Bu karışım, cheesecakein zeminini oluşturacak. Tercih ettiğiniz bir kalıba bu malzemeyi yayın. Çok kalın ya da çok ince olmamasına dikkat edin.

    Cheesecake dolgusu için, kaju fıstıklarını 1 gece önceden 1 bardak suda bekletin. Ertesi gün iyice süzün.

    Robotun haznesine kaju fıstığı, hindistan cevizi yağı, limon suyu, limon kabuğu rendesi, akçaağaç şurubu ve suyu ekleyin. Bu karışım iyice birbirine geçmiş bir hale gelene kadar karıştırın.

    Bunun için yaklaşık beş dakika boyunca yüksek devirde karıştırmak yeterli olacaktır.

    Kıvama gelen karışımı fazla bekletmeden, kalıba serdiğiniz taban malzemesinin üzerine dökün ve bir spatula yardımı ile düz bir form almasını sağlayın. Üzerine limon rendesi ve ahududuları yerleştirerek süsleyin.

    Cheesecake’i 1-2 saat derin dondurucuda beklettikten sonra, buzdolabının alt kısmına yerleştirin ve kıvama gelince servis edin.

    Şekersiz tatlı tarifi, Şekersiz cheesecake, Limonlu cheesecake, Vegan tatlı tarifi, Yaz için hafif tatlı, Çiğ tatlı tarifi
  • Mayıs 21, 2025

    Atıştırmalık alternatifleri her zaman çok kalorili veya sağlıksız olmak zorunda değil. Her detaya büyük bir dikkatle özen gösteren anneler, çocuklarına sundukları atıştırmalık alternatiflerinde de her zaman en sağlıklı seçimleri yapmak ister. Ara öğünlerde veya yemeklerin yanında sofraya koyabileceğiniz birbirinden lezzetli tarifler, hem sizin içinizin rahat olmasını sağlayacak hem de çocuğunuzun keyfini yerine getirecek.

    Yüksek oranda c vitamini içermesi ile bilinen “küçük ağaç” brokoli, aynı zamanda zengin bir antioksidan kaynağı. Hücreleri yenilemesi ile bilinen brokoli, sürekli olarak gelişen çocuğunuzun yeni hücre yapılanmalarında da önemli rol oynuyor.

    Doğal yollarla bağışıklık sistemini güçlendirmeyi ve hastalıklara karşı koruma sağlamayı kim istemez? Brokoli, tüm faydaı ile vücudun serbest radikaller ile savaşabilmesini sağlıyor. Bu da hastalıklara karşı tüm gücünüzle ayakta kalabilmenizi kolaylaştırıyor.

    Süt ürünlerinin yemeklere kattığı o eşsiz lezzet, mutfakların da vazgeçilmez tercihi. Süt ürünlerinin en sevilenlerinden biri peynir, peynirlerin en çok tercih edilen çeşitlerinden biri ise elbette cheddar peyniri. Cheddar peynirinin kalsiyum açısından zenginliğinden de yararlanan bu tarifte, cheddarın eşsiz lezzeti çocuğunuzu büyüleyecek.

    Brokoli ve cheddar peynirli atıştırmalık tarifi, galeta ununun gevrekleşen yapısı ile çıtır ve kıvamlı bir lezzet yaratıyor ve bu özelliği ile ortaya tam bir atıştırmalık çıkıyor.

    Brokoli ve Cheddar Peynirli Atıştırmalıklar

    Malzemeler
    Yarım kilo brokoli

    1 su bardağı galeta unu (Öğütülmüş tahıl karışımı da kullanabilirsiniz)

    1 buçuk su bardağı cheddar peyniri

    3 büyük yumurta

    Sarımsak tozu, fesleğen veya tercih ettiğiniz baharatlar

    Hazırlanışı
    Yarım kilo brokoliyi haşlayın. Ancak çok fazla yumuşamadan ocaktan alarak süzün.

    Cheddar peynirini rendeleyerek 1 buçuk su bardağı kadar rendelenmiş cheddar peyniri elde edin.

    Fırını önceden 170 dereceye ayarlayın

    Fırın tepsisini zeytinyağı ile yağlayın veya yağlı pişirme kağıdını tepsiye serin

    Brokolileri küçük parçalar halinde ayırın. Bir kaba brokoli, rendelenmiş cheddar peyniri, 3 yumurta, galeta unu ve dilediğiniz baharatları ekleyerek iyice karıştırın.

    Karışım kıvam aldıktan sonra, dilediğiniz şekli verin ve fırın tepsisine aralıklarla dizin.

    Tepsiyi fırına koyarak 20-25 dakika kadar pişirin. Fırını tepsiden çıkardıktan sonra 15 dakika kadar soğumasını bekleterek servis yapabilirsiniz.

    Eğer brokoli bulamazsanız, %100 doğal dondurulmuş brokoli ürünlerini tercih edebilir veya karnıbaharı alternatif olarak kullanabilirsiniz

    Brokolili tarif, Sağlıklı çocuk atıştırmalıkları, Doğal atıştırmalık tarifleri, Galeta unlu tarif, Evde kolay atıştırmalık, Çocuk beslenmesi önerileri
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı