ORGANICKID BLOG

  • Mayıs 05, 2025

    Küçük gurmeniz artık anne sütünün yanında ek gıdalar almaya başladı ve çorba içebilecek kadar büyüdüyse, bu kış onun damağını yeni lezzetlerle tanıştırmanın vakti geldi demektir. Kış mevsiminde sebze/meyve çeşitliliğinin az olmasından çoğu insan yakınır ancak baharatlar ve lezzet vericilerle güzel kış sebzelerini daha da zenginleştirmeniz mümkün.

    Kışın en güzel yanı sıcacık çorbalar, bebeğiniz ve sizin için hem hafif hem de çok sağlıklı lezzet alternatifleri yaratıyor. Hazırlaması kolay olan ve aynı zamanda besin değeri yüksek çorbalarla kışın hem farklı lezzetleri sofranıza taşımış hem de kış hastalıklarını evinizden kovmuş olacaksınız.

    Bebeğiniz ek gıda alımına başladıktan sonra, rengiyle içinizi açacak sürpriz bir çorba ile onu mutlu edin. Yüksek besin değeri ile sizin de içinizi rahat ettirecek zencefilli ve havuçlu bebek çorbası ile, zengin bir öğünü tüm lezzetiyle bebeğinize sunabilirsiniz.

    Zencefilli ve Havuçlu Bebek Çorbası

    Malzemeler:

    1 organik havuç

    1 tatlı kaşığı organik zeytinyağı

    1 tatlı kaşığı organik tuzsuz tereyağı

    1 küçük boy soğan

    1-2 yemek kaşığı soyulmuş, rendelenmiş zencefil

    4 su bardağı ev yapımı tavuk suyu

    1 yemek kaşığı doğranmış maydanoz

    ¼ bardak krema

    Not; krema ve tereyağı gibi süt ürünleri ana besin maddesi için bebeklere önerilmese de, bebek mamalarının içeriğinde kullanılabiliyor. Bu çorba, soğan içeriyor ve soğan 6 ayda küçük bebekler için gaz yapıcı etkiye sahip olabilir. Bebeğinize soğan ve süt ürünü vermenin uyguluğunu 6. aydan itibaren doktorunuza danıştıktan sonra bu lezzetli çorbayı hazırlayabilirsiniz.

    Hazırlanışı:

    Bu besleyici ve sağlıklı kış çorbası için öncelikle havuçları soyun ve dilimleyin. Orta boy bir tencerede zeytinyağı ve tereyağını eritin.

    Yağın üzerine, iri iri doğradığınız soğanları ekleyin ve sararana kadar orta ateşteki yağda çevirin.

    1 su bardağı tavuk suyunu, havuçları ve rendelenmiş soyulmuş zencefili tencereye ekleyerek 10 dakika kadar kaynatın.

    Sonrasında tencerenin kapağını açıp bir miktar buhar çıkmasını sağlayın ve geri kalan tavuk suyunu da ilave ederek 10 dakika daha kaynatın.

    Tencerenin üzerinde köpükler birikebilir. Bunun için tencerenin kapağını aralayın ve süre dolduktan sonra ocağı ateşten alın.

    Hazırladığınız çorbayı blender’dan geçirin ve homojen bir karışım elde etmenizi sağlayın.

    Son olarak krema ve maydanozu da çorbanıza ekleyin.

    Eğer daha kıvamlı bir çorba isterseniz, havuçları ilk eklediğiniz aşamada organik patates de ekleyebilirsiniz.

    Bu lezzetli ve besleyici çorba ile küçük gurmenizin bağışıklık sistemi de çok güçlenecek.

    Afiyet olsun!

    Bebek çorbası, Kış çorbası, Bebek beslenmesi, Sağlıklı atıştırmalık, Organik patates, Besleyici çorba
  • Mayıs 05, 2025

    Kış ayları, kendine has ruhu ile anne ve bebekler için evin içinde çok keyifli geçse de, dışarı çıkmak söz konusu olduğunda bebek sahibi olan her annenin içini bir endişe kaplar. “Bebeğim hasta olacak mı?” korkusu yaşayan anneler, bebeğini kış aylarında evden çıkarmak istemez.

    Peki, kış günlerinde bebeğinizle hiç dışarı çıkamayacak mısınız? Kış günlerini bebeğinizle birlikte eve hapsolmadan rahat geçirebilmeniz için, bebeğinizi doğru giydirebilmeniz iyi bir çözüm olacaktır.

    “Bebekler kış aylarında nasıl giyinmeli?” sorusunun cevabını bilen bir anne, kış günlerini bebeğiyle birlikte dilediği an dışarı çıkabilme özgürlüğüne sahip olarak geçirir.

    Bebeklerin derisi, kendi vücut yağını henüz üretemez ve bu yüzden bebeklerin kendi vücut ısılarını koruması da daha zordur. Bu yüzden de bebeklerin kışın nasıl giyinmesi gerektiğine özellikle dikkat edilmesi gerekir.

    Kışın birçok ev, kalorifer petekleriyle ısınır ve bilindiği gibi kalorifer peteklerinin havayı kurutma özelliği vardır. Kış aylarında ev ortamında kalorifer peteklerinin kuruttuğu havanın ardından dışarıda nemli hava ile karşı karşıya gelen bebeğinizin hasta olması çok kolaylaşacaktır. Bu yüzden pamuklu bebek kıyafetleri ve doğru giyinme yöntemiyle önlem alınması gerekir.

    Bebeklerin dışarı çıkması gerektiğinde, onlar için tercih edilmesi gereken giyinme yöntemi kat kat giyinmedir. Bebeğinizi kış aylarında yumuşak, terini emebilecek, sağlıklı ve pamuklu giysilerle giydirmelisiniz. Kat kat giyinen bebeğinizin üzerine yine yumuşak ve güvenli, pamuklu bir battaniye örtmelisiniz. Bebeğinizin üzerindeki pamuklu kıyafetleri o üşüdükçe artırıp, terledikçe azaltmalısınız.

    Bebeğimi kış aylarında nasıl giydirmeliyim?

    Kat kat giyinme yöntemini tercih edin.

    Sağlıklı, yumuşak, organik pamuktan yapılmış kumaşların terini daha iyi emeceğini ve soğuktan daha iyi koruyabileceğini unutmayın.

    Bebeğinize kış aylarında mutlaka şapka giydirin.

    Zıbının üzerine uzun kolu badi, uzun kollu badinin üzerine ise tulum giydirin.

    Giydirdiğiniz tulumun üzerine yelek giydirerek bebeğinizin koruma seviyesini artırın.

    Bebeğinize kış aylarında çıtçıtlı badiler giydirmeyi tercih edebilirsiniz.

    Bebeğinizin terlememesine veya terlese bile terinin üzerinde çok soğumamasına dikkat ediniz. Bebekler soğuk havadan çok, terlerinin üzerinde soğuması yüzünden hasta olmaya yatkın olurlar. Üşüdüğü zaman bıngıldağı çöken bebeklerin vücut ısılarını gün içerisinde sık sık kontrol ederek rahat olup olmadığına dikkat etmelisiniz. Kış aylarında bebeği uyku tulumu ile uyutmanın birçok anne tarafından tercih edildiği bilinse de, uzmanlar bunun çok da verimli bir yöntem olmadığı görüşünde. Çünkü uyku tulumunun içerisinde terleyen ve teri soğuyan bebeklerin hasta olmaya daha yatkın olduğu biliniyor.

    Siz de sağlıklı, organik pamuktan yapılan pamuklu bebek kıyafetleri ile bebeğinizin vücut ısısını dengede tutarak kış aylarını bebeğinizle birlikte mutlu geçirebilirsiniz.

    Bebek kış giyimi, Anne ve bebek, Hasta olmaya yatkınlık, Bebek kıyafetleri, Doğru giydirme
  • Mayıs 05, 2025

    Abur Cuburun da Sağlıklısı Olur: Çocuklar için Kolay Peynirli Kraker Tarifi

    Çocuklarımız için her an sağlıklı beslenmenin yollarını kollasak da her çocuk gibi sizin çocuğunuz da abur cubura, atıştırmalık yiyeceklere çok meraklıdır. Her çocuk ara sıra yemek ye meyve dışında çerez sayılabilecek bir şeyler tüketmek ister. Peki, sağlıklı beslenmeden vazgeçmeden çocuğunuza atıştırmalık bir alternatif sunmanın yolu yok mu? Elbette var!

    Özellikle kış aylarının da gelmesiyle daha uzun süre evde oturan ve sıkılan çocukların abur cubur arayışlarında da artış görünüyor. Siz de çocuğunuza küçük bir sürpriz yapın. Vereceğimiz tarif için doğal malzemeler seçerek hem sağlıklı bir atıştırmalık hazırlayın hem de çocuğunuzu mutlu edin! Belki bu soğuk kış günlerinde ikinizin de seveceği bir film seçerek evde bir sinema günü düzenleyebilir, koltuklarınızı sinema düzeninde yerleştirebilir, film başlama gong’unu çalmadan önce bu enfes lezzetle çocuğunuzun filmine eşlik etmenin tadını çıkarabilirsiniz.

    Çocuklar için sağlıklı atıştırmalık tariflerine zaman zaman değineceğiz. İlk olarak, en lezzetlilerinden biri ile başlıyoruz. Bu tarif çocuğunuz için gerçekten seveceği bir lezzet alternatifi olurken sizin içinizin de rahat etmesini sağlayacak malzemelerle hazırlanıyor.

    Çocuklar için Kolay Peynirli Kraker Tarifi

    Malzemeler:

    1,5 su bardağı rendelenmiş cheddar peyniri

    4 yemek kaşığı tuzsuz tereyağı

    ¾ su bardağı un

    Bir tutam pulbiber

    1 yemek kaşığı süt

    Çocuklar için Kolay Peynirli Kraker Tarifi Hazırlanışı:

    Fırını 350 derecede önceden ısıtın

    Cheddar peyniri, tuzsuz tereyağı, un ve pul biberi karıştırın.

    Karışımı bir miktar yoğurduktan sonra üzerine süt ekleyin.

    Ellerinizi kullanarak hamuru top haline getirin ve hazırladığınız hamur topunu hafifçe unlanmış bir yüzeye koyun.

    Hamurunuzdan ceviz büyüklüğünde parçalar alarak, bu parçaları unlu yüzeyde rulo şeritler haline getirin.

    Hazırladığınız şeritleri bir pizza kesici veya kraker şekillendiricileri yardımı ile eşit parçalara ayırın veya her birine istediğiniz farklı bir şekli verin.

    Fırın tepsisine fırın kağıdını serin ve hazırladığınız hamur parçalarını aralarında yeterli boşluk kalacak şekilde yerleştirin.

    Tepsiye dizdiğiniz hamurları 10-12 dakika, kenarları altın sarısı olana kadar pişirin.

    Tüm hamur parçalarını aynı şekil ve boyda yapmaya çalışarak görüntüde bütünlük oluşturursanız daha iyi bir sunum gerçekleştirebilirsiniz.

    Bu krakerler, sıcak sıcakken gerçekten çok iyi olsa da oda sıcaklığına eriştiğinde de lezzetinden bir şey kaybetmiyor. Çocuğunuzun çok seveceği kolay peynirli krakeri kapalı bir kapta 5 gün kadar muhafaza edebilirsiniz.

    Afiyet olsun!

    Tuzsuz tereyağı, Sağlıklı beslenme, Çocukları mutlu etmek, Çocuklar için tarif, Sağlıklı atıştırmalık
  • Mayıs 05, 2025

    Her çocuk sonsuz yaratıcılık ve kendine özgü bir ruha sahip. Biz yetişkinler yapmamız gereken işi sevmesek de mecbur olduğumuz için yapabiliyoruz; ancak çocuk sabırsızdır ve sonsuz özgürlük duygusuyla yaşar. Bir çocuk, sevdiği bir konuya tutkuyla bağlanıp günlerce onun için uğraşabildiği gibi, kendisini baskı altına alacağını düşündüğü şeylere bir dakika bile ayırmayı reddedebilir.

    Okul sonrası eve gelen ve dinlenme, oyun oynama gibi gereksinimlerinin peşinden giden çocuklarınızın ev ödevi bilinci kazanması, onun okul başarısının yanı sıra ilerleyen dönemlerde ve hatta iş hayatında sahip olacağı sorumluluklara hazır olması için gereklidir.

    Çocuğun okul dönüşünde ödevlerini yapması için birçok ebeveyn farklı yöntemler dener. Bunlardan en sık yapılanı, yapılacak ödevi çocuğa sürekli hatırlatmak, her gün ödev yapılırken çocuğun yanında beklemek, çocuğun kendisini denetlemeyle karışık bir baskı altında hissetmesine sebep olmaktır. Ve bu yöntem yerleştikçe, çocuğun ödeve bakışı değişir, ödev yapma süreci tatsız bir hal almaya başlar.

    Anne ve babaların, çocuğun ödev yapması için öncelikle yapıcı ve tutarlı bir tutum sergilemesi gerekir. Sistemli ve çocuğun kapasitesine uygun beklentiler, yerinde takdir etme ve güvenini kırmayacak bir destek, çocuğunuzun bu işi başarabildiğini düşünmesini sağlar ve ödev konusunda kendine güvenen çocuklar bundan kaçmaktan vazgeçer.

    Ödev yapmaya hazır mıyız?

    Ödev düzeni oturturken öncelikle çocuğunuzun okuldan döndükten sonra dinlenme ve yemek yeme zamanını hesaba katmalısınız. Bu ihtiyaçlarını karşılamayan bir çocuk elbette kafasını derse odaklayamaz. Çocuğunuz ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra tutarlı bir ödev saati belirleyerek bunu sisteme oturtabilirsiniz. Bu saat, ödevler bittikten sonra çocuğunuzun eğlence ve hobileri için de belirli bir zaman bırakacak bir vakitte seçilmelidir. Bu saati çocuğunuzla birlikte konuşarak karar verin ve ona seçenekler sunarak kendi kararını vermesini sağlarsanız, var olan bir düzene uyduğunu değil, kendi düzenini yarattığını hisseder ve izleyici değil katılımcı olur. Bu sisteme başladıktan sonra ara ara saatlerden memnun olup olmadığını konuşabilir, eğer ihtiyaç varsa saatlerde düzenleme yapabilirsiniz.

    Bırakın hata da yapsın

    Herkes çocuğunun yaptığı işte mükemmel olmasını ister ancak unutmamalısınız ki okul bir öğrenme sürecidir. Bu süreçte de bir çocuk elbette hatalar yapacak veya zayıf olduğu noktalar olacak. Siz de onun ödevlerini incelerken “Burası kötü olmuş” diyerek onun hevesini kırmak yerine, iyi olduğu noktaları överek ona hatalarını düzeltmek konusunda cesaret vermelisiniz. Onu sözlerinizle takdir edip, nasıl daha iyi olabileceği konusunda yapıcı önerilerde bulunarak yol gösterebilirsiniz.

    Kendi ayakları üzerinde dursun

    Her an çocuğunuza destek olmak demek, sizsiz bir şey yapmaması anlamına gelmez. Eğer çocuğunuzun ödev süresince onun başında beklerseniz, çocuğunuz bunun her zaman bu şekilde olmasını bekler ve ödev bilincini kendi başına edinmek yerine, size katılmak olarak algılar. Ödevleri belirli parçalara bölüp, o parça için bir süre verin ve o sürenin sonunda onu kontrole geleceğinizi söyleyin. O süreçte çocuğunuz ödevini kendisi yapsın ve siz verdiğiniz süre dolunca giderek onun yaptığı ödevde doğru yolda olup olmadığını kontrol ederek önerilerde bulunun. Böylece çocuğunuza kendi görevini kendi halletmesi için fırsat verirken, istediğinde destekçi de olabileceğinizi dengeyi tutturarak göstermiş olursunuz.

    Rahat etmesini sağlayın

    Çocuğunuzun ödev yapması için onun rahat edebileceği ve dış etkenlerin dikkatini dağıtmayacağı bir ortamı olmalıdır. Ve her zaman alıştığı ortamda çalışması verimini de artırır. O her gün ödev yaptığı çalışma masasına oturduğunda psikolojisini ödev yapmak için hazırlaması daha kolay olacaktır.

    Çocuğu sıkmamak adına tamamen kontrolsüz bırakmak da düşülen hatalardan biridir. BU konuda kontrolü tamamen çocuğunuza bırakmamalısınız. Sürekli kontrolde tutulan çocuk birden kontrolsüz bırakılınca ne yapacağını bilemez ve kendi kendine gidip ödevini yapmaz. Siz kontrol etmediğiniz için, ödev yapmadığında bir sorun çıkmadığını görür ve bu durum alışkanlık haline gelir. Ödev kontrolü konusunda çocuğunuzun öğretmeni ile iş birliği içinde olabilirsiniz.

    Ödev yapma bilinci, Tutarlı tutum, Öğrenme süreci, Motivasyon, Ödev saati, Süre belirleme
  • Mayıs 05, 2025

    Kar keyfi, evde geçen sıcacık akşamlar ve okul günleri… Kış ayları hem sizin hem çocuğunuz için çok güzel geçse de bu güzel beyaz mevsimin de bir kusuru var elbette. Kış hastalıkları!

    Soğuk havanın yüzünü göstermesiyle birlikte ortaya çıkan soğuk algınlığı, grip, nezle, farenjit gibi rahatsızlıklar, toplu mekânlarda hızla salgın haline gelebiliyor. Kışın keyfini çocuğunuzla birlikte sağlıkla geçirebilmek için toplu taşıma, servis ve okul gibi yerlerden gelecek hastalıklara karşı en büyük silahınız, direnç artırıcı bir beslenme düzeni olacak.

    Çocuğunuzun kış hastalıklarına karşı dirençli bir bünyeye sahip olması için yeterli ve dengeli bir beslenme çantası ona okulda da güç katacak. Metabolizmayı güçlendirmek ve hastalıklara karşı önlem almak için kış aylarında sağlıklı, vitamin içerikli ve besleyici bir menü, lezzetiyle de çocuğunuzun iştahını kabartacak.

    Meyvenin gücü adına!

    Rengârenk meyveler, yaz aylarında olduğu gibi kış aylarında da ideal sağlıklı atıştırmalıklar olarak beslenme çantalarındaki yerini almalı. Hastalıklara karşı önlem almada büyük önem taşıyan C vitamini ve antioksidanlar, özellikle turunçgiller gibi kış meyvelerinde bolca bulunarak anneleri mutlu ediyor.

    Küçük atıştırma sürprizleri

    E vitamini, kış ayarında en çok ihtiyaç duyulan güçlü bağışıklık sistemi için çok yararlı. Çocuğunuzun beslenme çantasında küçük bir lezzet sürprizi olmasını isterseniz, bir miktar fındık gibi kuruyemişi tercih edebilirsiniz. E vitamini ayrıca yeşil yapraklı sebzelerde de bolca bulunuyor. Bu sebzelerden yapacağınız yemekleri de uygun saklama kapları kullanarak beslenme çantasına koyabilirsiniz.

    Güneşin eksikliği onu etkilemesin

    Yaz aylarında bol bol yüzünü gösteren güneş, kış aylarında kendini özletiyor. Güneş ışınlarının azalması ise vücudun D vitamini ihtiyacını artırır; çünkü besinlerde pek fazla bulunmayan D vitamini, güneş ile birlikte deri tarafından üretiliyor. Kış aylarında D vitamini ihtiyacını dengelemenin en iyi yolu ise balık tüketmek. Besleyici özelliği ve faydaları tartışmasız balık, D vitamininin yanı sıra kalsiyum, fosfor, selenyum, iyot gibi mineraller ile em bağışıklık sistemini güçlendiriyor hem de çocuğunuzun kemik ve diş gelişimine katkıda bulunuyor. Eğer balığı tabak yemeği olarak servis etmek istemezseniz, pratik bir seçenek olan ton balıklı sandviçi tercih edebilirsiniz. Bu sandviçi domates ve turşu gibi ek lezzetlerle renklendirerek çocuğunuzun iştahla yiyeceği bir menü yaratabilirsiniz.

    Sebzelerle arasına mesafe koyuyorsa…

    Kış sebzeleri genellikle çocukların tercih edeceği türden lezzetler değil. Zaten sandviç gibi yiyeceklere eğilimi olan ve sebze sevmeyen birçok çocuk, özellikle kış mevsiminde çoğu sebzeyi reddediyor. Bu yiyecekler için ısrarcı olmak ve zorla beslenme çantasına koymak işe yarar bir tutum olmayacaktır. Bu tutumunuz sonucunda ya çocuğunuzun o sebzeye karşı nefreti artar ya da okulda o yemeği yememenin bir yolunu bir şekilde bulur. Bunun yerine, bu sebzeleri daha cazip formlarda sunmanız işinizi kolaylaştırabilir. Çocuğunuza yedirmek istediğiniz sebzeleri, onun seveceği yiyeceklerin içine rendeleyerek ekleyebilirsiniz. Örneğin çocuğunuz karnıbahar sevmiyorsa, yoğurdun içine birkaç baharat veya ceviz gibi lezzet artırıcılarla birlikte ufak parçalar halinde karnıbahar ekleyebilirsiniz. Ya da ıspanağı reddeden çocuğunuza ıspanaklı krep, börek gibi cazip lezzetler sunabilirsiniz. Bu tip cazip sunumlarla ön yargılarını yıktığınız çocuğunuz, damak tadı alıştığında sebze yemeklerini tüketmeye de tepkili yaklaşmayacaktır.

    Bağışıklık sistemini güçlendirerek koruma sağlamak için çocuğunuzun severek tüketeceği şekilde cazip hale getireceğiniz menüleri yanına, taze meyve suları veya süt de eklemelisiniz. Ancak meyve sularını hazırladıktan son kısa sürede tüketmek gerektiğinden, meyve suyu yerine süt tercih etmeniz daha iyi bir seçenek olacaktır. Ayrıca çocuğunuzun sağlığı için, sevgiyle hazırladığınız bu beslenme çantası menülerinin yanına, “Afiyet olsun!” gibi minik sürpriz notlar da ekleyerek çocuğunuzun aldığı lezzeti kat kat artırabilirsiniz!

    Beslenme çantası, Turunçgiller, Sebze sevmeyen çocuklar, Direnç artırıcı beslenme, Metabolizma güçlendirme,Kalsiyum
  • Mayıs 02, 2025

    Bugüne dek hem mevsim şartlarına uyum sağlaması hem de her zaman stil sahibi bir bebek olması için çocuğunu kendi ellerinizle giydirdiniz ama artık, bunu kendisinin yapma vakti geldi!

    Onun için özenle seçtiğiniz kıyafetleri, çocuğunuzun kendi çabasıyla giyebilmesi elbette sabır ve yaratıcılık isteyen bir süreç. Ve siz bu süreci onunla eğlenerek geçirebilirsiniz.

    Çocuğunuzun yaşı büyüdükçe kazanacağı yetilerin en keyiflilerinden biri olan kendi başına giyinebilme, çocuğunuzun diğer tüm yetilerde olduğu gibi giyinmeyi aktif olarak deneyimlemesi ile başlıyor. Çocuğunuzla kendi başına giyinme sürecine başlarken, ona sabır göstermeli onu sıkmadan yeterince bu eylemi tekrar etmesini sağlamalısınız. Bugüne dek sizin yapmanıza alışık olduğu giyinme ritüelini bir anda kendi başına yapamayabilir; ancak sizin yol gösterici olmanız, çocuğunuzun kendi başına giyinebilmesi için ihtiyacı olan en önemli şey.

    Çocuğun kendi başına giyinebilmeyi öğrenmesi için göz önünde tutulması gereken birkaç önemli nokta, bu eğitim sırasında işinizi fazlasıyla kolaylaştırabilir.

    Çocuğunuzun giyinmeyi öğrenmesi için doğru zaman!

    Çocuğunuz her gün yeni bir şeyler öğrenirken, onun yaşına ve öğrenme kapasitesine göre ilerliyorsunuz; kendi başına giyinmeyi öğrenme sırasında da bu noktayı atlamadan ilerlemeye çalışmak hem çocuğunuzu hem de sizi mutlu edebilir.

    Çocuğunuzun bugüne dek oyunlarla günlük hayat hakkında öğrendikleri, fiziksel becerilerinin buna uygun olup olmadığı en önemli kıstaslardan biri.

    Örneğin, çocuğunuz kıyafetlerini, çoraplarını kendi başına çıkarmaya başlaması bunun sinyallerini veriyor. Çocuğunuz için üzerindekileri çıkarmak giymekten daha zahmetsizdir ve işe ilk olarak bundan başlar. Siz de bu sinyallerden doğru zamanın yaklaştığını fark edebilirsiniz.

    Oyuncaklar en iyi arkadaştır

    Çocuğunuzun taklit ederek öğrenme eğilimi, kendi başına giyinmeyi öğrenmesinde de büyük avantaj. Sevdiği oyuncağının kıyafetlerini çıkaran ve giydirmeye çalışan bir çocuğunuzun bu davranışını, kendi üzerine yönelterek işe başlayabilirsiniz.

    Uygun kıyafetleri tercih edin

    Çok karmaşık parçalar, kafa karıştırıcı olur. Çocuğunuzun kendi başına giyinmeyi öğrenmesi için başlangıç aşamasında kolay giyilebilen kıyafetleri tercih edin ve kolay ulaşabileceği şekilde koyun. Yumuşak ve kaliteli bir kumaştan yapılan kıyafet, çocuğunuzun yeni başladığı bu öğrenme sürecinde güvenlidir.

    Sıkmadan ve sabır göstererek öğretin

    Çocuğunuz elbette kendi başına giyinmeye henüz uyum sağlayamayacak. Ona bu süreçte en iyi desteği, her yapamadığında yardım ederek değil, denge kurarak verebilirsiniz. Çocuğunuzun yapamadığı bir noktada hemen onu giydirmeyi değil, sadece yol göstererek ufak müdahalelerde bulunmayı tercih ederseniz, kendi başına giyinme konusunda özgüvenine destek olursunuz.

    Çocuğunuza giyinmeyi öğretmek için vakit ayırabileceğiniz, sakin zamanları tercih edin. Aceleyle hazırlanırken bu eğitimi vermek hem sizin hem de onun için sıkıcı olabilir ve stres yaratabilir.

    Kendi zevkini oluşturmasına izin verin

    Çocuğunun kendi başına giyeceği kıyafetleri kendisinin seçmesi onu motive eder. Kendi beğenisine uygun bir kıyafet ile bu alıştırmaları yapması, küçük stil ikonunuzun ilk adımlarını atmasına yardımcı olacaktır.

    Seçimi çocuğunuza bırakırken yanlış parçalar seçmemesi için seçenekleri kısıtlayın. Örneğin tüm giysiler arasından seçim yapmasına izin vermek yerine, seçtiğiniz 2-3 parçaya dikkatini çekin. Böylece kış ortasında şort giymek isteyen çocuğunuzun “Bu kıyafet şimdi olmaz” diyerek seçimini eleştirmek yerine, doğru tercihler yaparak güvenini pekiştirmesini sağlayabilirsiniz.

    Mevsime uygun kıyafet seçebilmeyi, kendi başına giyinmeyi öğrenme sürecinin ilerleyen aşamalarında öğretebilirsiniz.

    Gardıropla arasını iyi tutun

    Çocuğunuz, siz onun giysilerini alırken ve bırakırken yerini görmeli. Kendi başına giydiği kıyafetleri çıkardıktan sonra yavaş yavaş onları katlamayı ve yerine koymayı öğretin. Böylece çocuğunuz hem giyinme sürecini başından sonuna deneyimlemiş olacak hem de okul çağına geldiği zaman düzene ayak uydurması kolay olacaktır.

    Sabırla ve keyif alarak geçireceğiniz bu öğrenme sürecinde, günden güne atlayacağınız aşamalarla ilerledikten sonra size anne-kız, anne-oğul hazırlanıp dışarıda birlikte vakit geçirmenin keyfi kalıyor!

    Kendi başına giyinme, Çocuk gelişimi, Çocuğa sorumluluk verme, Desteğe dayalı öğrenme, Mevsime uygun giyinme, Gardırop düzeni
  • Mayıs 02, 2025

    Bebeğiniz dünyaya ayak uydurmaya ve keşfetmeye başladığı ilk andan itibaren onunla kurduğunuz iletişim, karakterini oluşturmasının temellerini atıyor. Çocuğunuzun şu anki tutum ve davranışlarını etkileyen psikolojisi, onun yetişkin bir birey olduğu zaman sahip olacağı karakteri de önemli ölçüde belirliyor.

    Uzmanların bu konudaki ortak fikri, 0-6 yaş arasında çocuğa davranışlarınızın sonuçlarını en net şekilde görebileceğiniz dönem, ergenlik. Şimdiden tohumlarını atmaya başladığınız bir bahçede zorlu dikenlerle hem sizi hem de çocuğunuzu başbaşa bırakmak istemiyorsanız, 0-6 yaş döneminde bazı noktalara dikkat etmelisiniz.

    Çocuğunuzu tutarlı, kurallı ancak baskıcı olmayan bir tutum sergilemeniz; demokratik bir ortam sağlayarak onun fikirlerine de mutlaka önem vermeniz gereken bu dönemde özgüvensiz ve zayıf karakterli yetişebilecek bir çocuğun ileride madde bağımlılığı dahil birçok sorunla karşılaşabileceğini unutmamalısınız.

    0-6 yaş çocuk gelişim psikolojisi, genel olarak 4 aşamaya ayrılabilir. 0-18 ay, 2-3 yaş, 4-5 yaş ve 6 yaş olarak ayırabileceğimiz bu dönemde çocuğa kurallı yaşamanın yanı sıra demokratik tavır, dürüstlük, cesaret, azim, sadakat, hoşgörü, adalet, sır saklama ve güvenilirlik gibi konuların önemi de günlük yaşam içerisinde öğretilmelidir. Bunu yaparken çocuğuna karşı çok koruyucu, aşırı otoriter veya her şeye izin veren bir tavırda olunmamasına, kurulan ilişkinin sağlıklı olması için dikkat edilmelidir.

    Çocuğunuzun psikolojik durumunu ve karakter gelişimini yönlendirirken başvurmanız gereken disiplin yöntemi öncelikle ikna, sonrasında ise geçici mahrumiyet  olabilir. Çocuğunuzla yaşadığınız problemlerde onunla iletişimi bağırma ve sert tutumlarla değil, mantıklı bir şekilde açıklama yaparak kurmalısınız. Unutmayın ki sürekli bağıran bir ebeveyn çocuğa sadece korku verecek, yaptıklarının neden yanlış olduğunu ona öğretmeyecektir.

    Çocuğunuzun size olan güveninin sürekliliği ve iletişiminizin güçlenmesi için onu karşılıksız sevdiğinizi bilmesini sağlamalısınız. Çocuğunuzun elde ettiği başarıları ödüllendirmeli, her ne olursa olsun bedensel cezalardan kaçınmalısınız.

    Merhaba Anne!

    Bebeğinizin 0-18 ay arası dönemi, siz ve bebeğiniz arasındaki güven ilişkisinin kurulmaya başladığı dönemdir. Bebeğinizin size güven duyması için bu dönemdeki en önemli kriteri, ihtiyaçlarının zamanında karşılanması. Özellikle ilk 2 ay karnı acıkan, gazı olan veya altının değiştirilmesi gereken bebeğinizi hemen anlayıp ihtiyaçlarına hemen cevap vermeniz, size olan güven duygusunu pekiştirir. 3. ve 4. aydan sonra, bebeğinizin ihtiyaçlarını kısa bir süre bekletebilir ve kendi ihtiyaçlarının farkında olarak başa çıkmaya çalışmasına yardımcı olabilirsiniz.

    0-18 ay arası en önemli eğitimlerden biri uyku düzeninin oturtulmasıdır. Bebeğinize bunu daha kolay aşılamak için uykunun gece, yani karanlıkta gerç

    ekleştiğini, uyanıp aydınlık olunca da alt değiştirilmesi gerektiğini öğretmelisiniz. Bunun için en kolay yöntemlerden biri çocuğunuzu gündüz uyuttuğunuzda bile loş ve sessiz bir ortam sağlayarak uyuduğu ortamın geceye benzemesini sağlamak olacaktır.

    Kendi İşimi Kendim Yaparım!

    Çocuğunuzun 2-3 yaş psikolojik gelişim dönemini başrolünde “ben” vardır. Çocuğunuz artık kendi başına yürümeye ve konuşmaya başlamıştır ve kendini bağımsız hissetmek ister. Bu dönemde yapılan en büyük hatalardan biri, her şeyi kendi doğrultusunda yapmak isteyen çocukla inatlaşmak veya tam tersi her istediğine evet demektir. Her konuda “Hayır!” diyerek inatlaştığınız çocuğunuz bir süre sonra isteklerinin tutarsız olduğunu düşünmeye başlayarak özgüven eksikliği yaşayabilir. Tersi durumda her şeye “Evet” derseniz, bu kez de okul çağına geldiğinde, her şeyin mümkün kılındığı ev ortamına alıştığı için okuldaki kurallara uyum sağlamakta zorlanacaktır.

    Örneğin çocuğunuz mevsime hiç uygun olmayan bir kıyafet seçebilir, uyku saatinde dışarı çıkmak isteyebilir, oyuncakları balkondan atmanın çok parlak bir fikir olduğunu düşünebilir. Dünyayı yeni keşfeden ve onun hakimi olduğunu düşünen çocuğunuza sert bir “Hayır” demek yerine, onun dikkatini başka yönlere çekmeyi deneyin. Unutmayın, onunla vereceğiniz bir inat savaşında, kazanan yoktur. Bu dönemde paylaşma güdüleri henüz gelişmemiş olan çocuğunuz yuvaya verilirse, diğer çocuklarla paylaşmak zorunda kalacağı her şey onu zorlayacaktır.

    Dış Dünyaya Hazırım!

    Çocuğunuzun 4-5 yaş dönemi, artık toplu yaşama kurallarına adapte olabileceği yaşlardır. Kendi fikirlerinin yanı sıra karşısındakinin davranışlarını da yaşına uygun şekilde analiz eden çocuk, diğer insanların fikirlerini de önemsemeye başlar.

    Hayali arkadaş ve yalan söylemenin en çok görüldüğü bu yaşlarda, çocuk yalan söyleyerek karşısındakinin bunu anlayıp anlamadığını kontrol eder. Çocuk, yaptığı hataların sorumluluğunu hayali arkadaşlarına yükleme eğilimine girebilir. Bu dönemde çocuğunuzun yaptığı hatalara aşırı tepki göstermeniz, onun yalan söyleme ve sorumluluğu başkalarının üzerine yükleme alışkanlığını körükleyebilir. Çocuğunuzla, yaptığı hatalar konusunda sakin ve mantıklı konuşmalar yapmanız, onu doğruyu söylemeye teşvik edecektir.

    Okul çağına hazırlık olan bu dönemde yuvaya bırakılan çocuğun tepki göstermesi de oldukça sık görülen bir durumdur. Okula bırakılan çocuk, annesinin onu terk edeceği psikolojisi ile okulu reddedebilir. Bunun için annenin sabah onu okula bırakıp akşam alması, annesinin onu terk etmediği konusunda ikna edici olacaktır.

    6 yaş ve sonrasında çocuğunuz okul çağındadır. Okula başlayan çocuğunuz kalem, makas gibi aletleri tek başına kullanabilmeli, ayakkabısını kendisi bağlayabilmelidir. Sahiplik duygusu geliştiren çocuğunuz eşyalarına sahip çıkabilmelidir.

    Bu süreçte yapmanız gereken, dış dünyaya alışan çocuğunuza aşırı koruyucu bir tutum sergilememeniz olacaktır. Ayakkabılarını bağlamanız, ödevlerini onun yerine yapmanız, yemeğini ellerinizle yedirmeniz, onun gelişimini yavaşlatır. Yapabileceklerini yapmasına izin vermediğini çocuğunuz, kendi başına yetebilme konusunda cesaretini yitirecektir. Bu yüzden gerektiği anlarda desteğinizi esirgemeyin, ancak bırakın kendi başına yapabilecekleri ile karşı karşıya kalmayı öğrenerek kendini geliştirsin.

    Eğitim ve gelişim sürecinde öğrenmesi gerekenleri kavraması için zeka ve yeterlilik yönünden her çocuğun birbirinden farklı olduğunu unutmayın. Çocuğunuzdan beklentiniz, onun kapasitesine uygun olmalıdır; bu yüzden de çocuğunuzu iyi tanımaya çalışın. Siz de karakter gelişiminin psikolojik etmenlerini göz önünde bulundurarak çocuğunuzun güçlü bir birey olarak yetişmesini sağlayabilirsiniz.

    0-6 yaş çocuk gelişimi, Çocuk psikolojisi, Karakter gelişimi, Tutarlı ebeveynlik,Karşılıksız sevgi,Paylaşma güdüsü, Okul çağı hazırlığı, Bireysel farklılıklar
  • Mayıs 02, 2025

    Omega 3 nedir?

    Omega 3 esansiyel bir yağ asitidir ve vücudumuzun üretemediği , mutlaka dışarıdan almamız gereken yaşamsal değerde önemli bir ihtiyaçtır.

    Omega-3'ün her yaş dönemi için, özellikle de çocuklar için ayrı bir faydası bulunmaktadır.Günlük yaşamda özellikle balıkta yüksek miktarda bulunan omega-3 ün, balık yemeyen ve sevmeyen kişielrde mutlaka dışarıdan takviye edilmesi gerekiyor. Vücudun Omega-3 yağ asidine ihtiyacı daha anne karnında başlar, çocukluk, ergenlik, yetişkinlik ve yaşlılıkta da ihtiyaç devam eder.

    Omega-3 yağ asitleri genel olarak hücre zarının esnekliği, akışkanlığı, yani temel vücut sağlığı için çok önemli ve gereklidir.

    Çocuklar için omega 3’ün gerekliliği:

    • Çocuklarda omega 3 sağlıklı zihinsel gelişim ve konsantrasyon için son derece gereklidir.
    • Beyin ve vücut gelişimindeki rolü çok önemlidir.
    • Çocukların okul, aile ve sosyal yaşamlarındaki davranışlarında oadaklanmayı sağlayarak daha dikkatli, toleranslı ve anlayışlı olmalarına büyük katkı sağlar.
    • Bir çocuğun zihin gelişiminde günlük alınması gereken omega-3 takviyesi, onların yaşamlarında daha dikkatli bir dinleyici olmaları, daha sağlam bir karakter olmaları, odaklanma ve dikkat yoğunlaştırmada daha kontrollü olmalarını sağlar.
    • Omega 3 takviyeleri , sağlıklı büyüme ve gelişim için  birçok faydayı bünyesinde taşır.
    • Enerji sağlanması ve vücut ısısının muhafaza edilmesi görevlerine de yardımcı olurlar.

     

    Omega 3 eksikliğinde görülen rahatsızlıklar:

    • Yara iyileşmesinde yavaşlık,
    • Kan basıncında artma,
    • Depresyon,
    • Kan dolaşımında olumsuzluk,
    • Saç dökülmesi,
    • Görme fonksiyonunda azalma,
    • Egzama,
    • Büyüme geriliği,
    • Pıhtılaşma eğiliminde artma,
    • Bağışıklılığın zayıflaması,
    • Kolesterol ve trigliserit seviyesinde artma,
    • Hafıza zayıflığı.

    Omega 3 ömür boyu gereklidir, tabii ki herşeyde olduğu gibi bunun alınmasında da doğru dozu ayarlamak çok önemlidir.

    Omega 3, Zihinsel gelişim, Odaklanma, Sağlıklı büyüme, Omega 3 eksikliği, Bağışıklık,Çocuk sağlığı
  • Mayıs 02, 2025

    Sütten kesmek hem anne hem de bebek için sıkıntılı bir süreçtir. Emme sırasında anne ile bebek arasında oluşan  o özel duygusal bağ, her iki taraf açısından rahatlama başta olmak üzere birçok olumlu etkiye sebep olduğundan, bundan vazgeçmek oldukça zordur.

    Bebeği sütten erken kesmenin bebeğin tüm yaşantısını etkileyebileceği, yapılan bilimsel araştırmaların sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır.

    Yine de bebek ve anne çiftinin kendine özgü ihtiyaçları bulunduğundan sütten kesmenin ideal zamanlaması kişiden kişiye değişebilmektedir.

    Bebek sadece anne sütü ile beslenmeyi tercih ediyor, sürekli emmek istiyor, kilo alımı düşüyorsa veya gece anne göğsünde olmak için sık sık uyanıyorsa, altıncı aydan sonra sütten kesme kararı alınabilir.

    Bebek kaç yaşına kadar emzirilmelidir?

    Dünya Sağlık Teşkilatı iki yaşına kadar anne sütü vermeyi öneriyor.

    Anne sütünün besin değeri bebeğin gelişim düzeyine göredir. 12 .aydan itibaren anne sütü bebek için önemini azaltmaya başlar. Çünkü artık bu dönemdeki bir çocuk için anne sütü çocuğun ihtiyaçlarını tam olarak karşılayamaz. Hatta gelişimini engelleyebilir. Çocukların bu dönemden itibaren değişik türlerde gıdaları alma ihtiyacı başlayacaktır. Anne sütü bu anlamda onun gelişim düzeyi için yetersiz kalacaktır. Katı gıdalara olan ihtiyacın giderilmesi ve bu yiyeceklere alışması gerekmektedir.

    Üstelik gereğinden fazla emzirmek, bebeğin bireysel ve bağımsız gelişimini engelleyerek, ileriki sosyal yaşamına da olumsuz etkiler yapabilir.

    Sütten kesmenin en doğru zamanı:

    Sütten kesmek için bebeğin huzursuz, annenin stresli veya yeni başlangıçların olduğu zamanlardan kaçınmak çok önemlidir. Aksi halde böyle zamanlar süreci daha da zorlaştıracaktır. Eğer emzirmeyi kesmeyi denediniz ve hiçbir şekilde başarılı olamadıysanız belki sizin bebeğiniz için emzirmeden kesmek için uygun zaman değildir. Bir süre sonra tekrar deneyin.

    Sütten kesmek, Anne sütü, Anne-bebek bağı, Bebek gelişimi, Bireysel gelişim, Annenin stresi, Emzirmeyi bırakma
  • Mayıs 02, 2025

    Çocukların, yaşlıların ve kronik hastalığı bulunan kişilerin daha çok etkilendiği, grip daha çok mevsim geçişlerinde yaygın olarak görülmektedir. Özellikle kronik hastalığı  veya astımı bulunan çocukları gripten uzak tutmak son derece önemlidir. Astımı bulunan çocuklarda grip, krize yol açabilmektedir. Hatta astım krizlerinin en önemli nedenlerinin başında  gribal enfeksiyonlar  gelmektedir. Bu sebepledir ki uzmanlar, astım hastalarında grip aşısının yapılması gerektiğini belirtmektedirler.

    Grip aşısı nedir?

    Grip aşısı inaktif; yani ölü bir aşıdır ve her yıl kış aylarında görülmesi beklenen grip virüslerine karşı yeniden hazırlanır.

    Çocuklarda grip aşısı ne zaman yapılmalıdır?

    Altı aydan büyük  çocuklara grip aşısı yapılabilir. Grip, kış döneminde sık görüldüğü için sonbahar  aylarında yapılmaya başlanır ve Aralık ayına sonuna dek sürer.  Özellikle kalabalık ortamda çalışan kişilerin çocukları daha fazla risk altındadır ve aşılanmalıdırlar.

    Grip aşısının uygulanması ve  dozu ne kadar olmalıdır?

    • 6 ay-3 yaş arası çocuklarda, ilk kez grip aşısı yapılıyorsa bir ay ara ile 2 kez yarım doz uygulanır. Daha önce grip aşısı ile aşılanmış çocuklara ise 1 kez yarım doz yapılır.
    • 3-8 yaş arası çocuklarda ilk kez yapılıyorsa bir ay ara ile 2 kez tam doz uygulanır. Daha önce grip aşısı ile aşılanmış çocuklara ise 1 kez tam doz yapılır.
    • 9 yaş üstü çocuklara, her yıl tek doz uygulanır.

    Kas içi  veya deri altına enjeksiyon ile uygulanmalı ve işlem yapılmadan önce iyice çalkalanmalıdır.

    Hangi çocuklara grip aşısı yapılmamalıdır?

    Daha önce grip aşısının  yan etkileri görülmüş çocuklarda,  Guillan Barre Sendromu geçirmiş çocuklarda ve yumurta alerjisi bulunan cocuklarda, grip aşısı yapılmamalıdır.

    Grip aşısı, Kronik hastalık, Gribal enfeksiyon,Aşı zamanı, Mevsim geçişleri, Yumurta alerjisi
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı