ORGANICKID BLOG

  • Nisan 16, 2025

    Spor, fiziksel sağlığa olan önemli faydalarının yanı sıra çocukların yaratıcılığını geliştirip, sorumluluk duygusu kazanmalarına katkı sağlayan aktivitelerdir. Çocuğunuzun yaşı, vücut gelişimi, en önemlisi de tercihlerini göz önünde bulundurarak bir spor dalını seçmesinde rehber olmalısınız.

    Çocukları neden spor yapmaya yönlendirmeliyiz?

    • Erken yaşlarda spora başlamak ve sporu yaşam şekli olarak benimsemek, yüksek tansiyon, diyabet, kolon kanseri, obezite ve kalp rahatsızlıklarına yakalanma riskinin azalmasında çok önemli rol oynuyor.
    • Spor, çocuğun öz güveninin ve duygularının gelişmesine yardımcı olur. Spor yapan çocuklar yenilgi ve hayal kırıklığı gibi olumsuz duygularla baş etmeyi ve bir başkasıyla rekabet etmeyi tek başına, anne babaları yanlarında olmadan öğrenirler.
    • Spora erken yaşlarda başlayan çocuğun, ileriki yaşlarında depresyon veya kaygı bozuklukları gibi psikolojik çöküntüye düşmesi çok zor bir olasılıktır.
    • Spor, yapmak çocuklarda ekip çalışmasını öğretir veya liderlik gibi vasıfların gelişmesine olanak sağlar.
    • Spor, çocuğa disiplinin önemini ve öz denetim yapabilmesini öğreten çok etkili bir araçtır. Bir hedefe ulaşmak için kişinin kendi davranışlarını kontrol etmesi, isteklerine karşı koyabilmesi öz denetim demek olduğuna göre spor yaparken uygulanan kurallar yolu ile de bunu mutlaka öğrenmiş olacaktır.
    • Çocuğun düzenli spor yapması onu kötü alışkanlıklardan korumanın da en güzel ve eğlenceli bir yoludur.
    • Çocukları spora yönlendirmek, hem yeni arkadaşlar edinmelerine hem de ortak bir faaliyet içinde yer alarak, sosyal yönden gelişmelerine olanak sağlar.
    • Esnekliği, koordinasyonu, dayanıklılığı ve kuvveti artıran faaliyetlerde bulunursa büyüme, gelişme yeteri kadar olur ve genetik olarak sahip olduğu fiziki yapıya daha hızlı ulaşabilir, yetişkin çağa geldiği zamanda ise uzun boya ve iyi bir solunum, dolaşım sistemine sahip olabilir.
    • Spor yapan çocuk, enerjisini sporla boşalttığı için derslerine daha çok odaklanarak daha verimli çalışır.

    Fiziksel sağlık, Duygusal gelişim, Esneklik, Dayanıklılık, Ekip çalışması, Sorumluluk duygusu
  • Nisan 16, 2025

    Oyun oynamanın çocuk gelişimindeki rolü çok önemlidir. Oyun çocuklara kim olduğunu,  el becerilerinin gelişmesini, neler yapabildiğini ve yapabileceğini, çevresi ile nasıl iletişime geçeceğini öğretme imkânı sağladığından çocuklar için çok gerekli ve faydalıdır.

    Oyun, çocuğunuzla sağlıklı bir ilişki kurmak ve birçok şeyi doğru aktarabilmek adına harika bir araçtır

    Anne babalar, çocuklarına oyun oynamak için uygun vakti ayırmaları çok önem teşkil eder. Onunla oyun oynarken kesinlikle başka bir şeyle meşgul olmamanız,  ona ayırdığınız vaktin kendisine ait olduğunu bilmesi gerekir.

    Çocuklarınızla oynayacağınız oyunun onun gelişim dönemine uygun olmasına çok dikkat etmelisiniz.

    Oyun oynarken çocuğunuzda özgüven ve yeterlilik duygusunu geliştirirsiniz. Oyun, çocuğunuzla aranızda ilişkilerin ve güçlü bağların oluşması için biçilmiş kaftandır.

    Oyun, çocuğunuzda başkalarının hakkına saygı göstermeyi,  sıra beklemeyi ve paylaşmayı öğreterek sosyal becerilerini arttırır.

    Çocuğunuzla oyun oynarken onu gözlemleyin, ona komut vermek yerine onun yapmanızı istediği şeyleri yapın ki vermek istediği mesajı anlayabilesiniz. Oyunu onun yönetmesine izin vererek onun yaratıcılığının ortaya çıkmasını sağlayın.

    Birlikte oynadığınız oyunlarda ona kazanma fırsatı vererek güç mücadelesi yapmayın. Onunla rekabete girip kendinize düşen kısmını mükemmel yaptığınızda, çocuğunuz kendini yetersiz hissedecektir. Kontrolü ona bırakarak kendi kurallarını uygulama şansı tanımalısınız. Bu durum kendisini bağımsız ve kendine güvenen birey gibi hissetmesini sağlayacaktır.

    Çocuğunuzla oyun oynarken onun fikirlerine değer vererek övün. Onunla zıt giderek ya da yargılayarak düzeltmeye çalışmayın. Önemli olan bir şey deniyor olmasıdır, bu da problem çözme yeteneğinin gelişmesi açısında son derece önemlidir.

    Oyunlarınızda ona sürekli sorular sormak öğretici olmak yerine onun içine kapanmasına, sorgulandığını sanmasına ve daha az iletişim kurmasına sebep olur. Oynadığınız oyun hakkında açıklamada bulunmak ise onun kendisini daha rahat hissetmesine ve kelime dağarcığının gelişmesine katkı sağlar. Örneğin, ‘’şimdi çay ikram ediyorsun, arabayı park ediyorsun’’ gibi..

    Oyun, çocuk ve anne-baba arasında harika bir iletişim aracıdır. Bunu en iyi şekilde kullanıp hem keyif almak, hem gelişimine olumlu katkılarda bulunmak, ebeveyn olarak sizi doğru sonuca götürecektir.

    Çocuk gelişimi, Yaratıcılık, Sosyal beceriler, Ebeveyn / Anne-baba
  • Nisan 16, 2025

    Oyun oynamanın çocuk gelişimindeki rolü çok önemlidir. Oyun çocuklara kim olduğunu,  el becerilerinin gelişmesini, neler yapabildiğini ve yapabileceğini, çevresi ile nasıl iletişime geçeceğini öğretme imkânı sağladığından çocuklar için çok gerekli ve faydalıdır.

    Oyun, çocuğunuzla sağlıklı bir ilişki kurmak ve birçok şeyi doğru aktarabilmek adına harika bir araçtır

    Anne babalar, çocuklarına oyun oynamak için uygun vakti ayırmaları çok önem teşkil eder. Onunla oyun oynarken kesinlikle başka bir şeyle meşgul olmamanız,  ona ayırdığınız vaktin kendisine ait olduğunu bilmesi gerekir.

    Çocuklarınızla oynayacağınız oyunun onun gelişim dönemine uygun olmasına çok dikkat etmelisiniz.

    Oyun oynarken çocuğunuzda özgüven ve yeterlilik duygusunu geliştirirsiniz. Oyun, çocuğunuzla aranızda ilişkilerin ve güçlü bağların oluşması için biçilmiş kaftandır.

    Oyun, çocuğunuzda başkalarının hakkına saygı göstermeyi,  sıra beklemeyi ve paylaşmayı öğreterek sosyal becerilerini arttırır.

    Çocuğunuzla oyun oynarken onu gözlemleyin, ona komut vermek yerine onun yapmanızı istediği şeyleri yapın ki vermek istediği mesajı anlayabilesiniz. Oyunu onun yönetmesine izin vererek onun yaratıcılığının ortaya çıkmasını sağlayın.

    Birlikte oynadığınız oyunlarda ona kazanma fırsatı vererek güç mücadelesi yapmayın. Onunla rekabete girip kendinize düşen kısmını mükemmel yaptığınızda, çocuğunuz kendini yetersiz hissedecektir. Kontrolü ona bırakarak kendi kurallarını uygulama şansı tanımalısınız. Bu durum kendisini bağımsız ve kendine güvenen birey gibi hissetmesini sağlayacaktır.

    Çocuğunuzla oyun oynarken onun fikirlerine değer vererek övün. Onunla zıt giderek ya da yargılayarak düzeltmeye çalışmayın. Önemli olan bir şey deniyor olmasıdır, bu da problem çözme yeteneğinin gelişmesi açısında son derece önemlidir.

    Oyunlarınızda ona sürekli sorular sormak öğretici olmak yerine onun içine kapanmasına, sorgulandığını sanmasına ve daha az iletişim kurmasına sebep olur. Oynadığınız oyun hakkında açıklamada bulunmak ise onun kendisini daha rahat hissetmesine ve kelime dağarcığının gelişmesine katkı sağlar. Örneğin, ‘’şimdi çay ikram ediyorsun, arabayı park ediyorsun’’ gibi..

    Oyun, çocuk ve anne-baba arasında harika bir iletişim aracıdır. Bunu en iyi şekilde kullanıp hem keyif almak, hem gelişimine olumlu katkılarda bulunmak, ebeveyn olarak sizi doğru sonuca götürecektir.

    Çocuk oyunları, Çocuk gelişimi, Gelişim dönemi, Ebeveyn-çocuk ilişkisi, Sosyal beceriler
  • Nisan 15, 2025

    Çocuklarda yetersiz su tüketimini sanılandan çok daha fazla yan etkileri vardır. Zihinsel ve bedensel yıpratıcı etkilerine dikkat çeken uzmanlar bu konuda anne babaların rol model olması gerektiğini belirtiyorlar.

    Özellikle yaz aylarında sıcakların artması ve yaz tatilinin olmasıyla çocukların hareketlerinde artış olacağından su tüketimine çok dikkat edilmesi gerekmektedir. Çocuklar yetişkinlere göre susuzluktan daha fazla etkilenir. Yetersiz su tüketimi, sadece bedensel değil aynı zamanda odaklanamama ve öğrenme güçlüğüne de neden olabilmektedir.

    Oyun çağındaki çocukların bedensel aktivitelerinin yetişkinlere göre çok daha fazla olduğu düşünüldüğünde su içme aralıklarının 20-25 dakikayı geçmemesi gerekmektedir ve bu konuda ebeveynlere de özellikle görev düşmektedir.

    Yaz aylarında aşırı sıcaklar sebebiyle terlemeyle vücudun kaybettiği sıvının, kesinlikle su içmeyle vücuda geri kazandırılması gerekmektedir.

    Yeterli su tüketimi, sağlıklı ve düzenli beslenme ile paralel bir ilişkide ilerler. Obezite sebeplerinin başında yemek saatlerinin düzensizliği, bol yağlı kızartma ve gazlı içeceklerin aşırı tüketimi geliyor. Ailelerin, su yerine gazlı içeceklerin tüketimine izin vermesi, son derece sağlıksız gelişime neden oluyor. Maalesef ki bu konuda yeterli özen gösterilmediği için çocuklarda obeziteye her geçen gün daha fazla rastlanmaktadır.

    Su İçmek Neden Bu Kadar Önemlidir?

    • Su temel enerji kaynağıdır.
    • Hücre yapısındaki maddeleri birbirine bağlayarak yapıştırıcı görevi görür.
    • Su vücut ısısını dengeler.
    • Solunuma yardımcı olur.
    • Sindirimin tamamlanmasının ardından atıkların boşaltılmasını sağlar.
    • Besinlere enerji verir ve parçalanan besinler sindirim sırasında bu enerjiyi vücuda aktarır.
    • Susuz yenen yemeğin vücut için hiçbir enerji değeri yoktur.
    • Bağırsakları en iyi çalıştıran yağlayıcı maddedir, kabızlığı önler.
    • Düşünme başta olmak üzere, bütün beyin fonksiyonları için bize güç ve elektriksel enerji verir.
    • Kalp ve beyin damarlarında pıhtılaşmayı önler.

    Saymakla bitirilemeyecek ve vücut için oksijenden sonra yaşamsal değeri tartışılamayan suyu, yeterli tüketmede ailelerin çocuklarına örnek olmaları gerekir.

    çocuklarda su tüketimi, su içmenin faydaları, susuzluk belirtileri, su içme alışkanlığı
  • Nisan 15, 2025

    Diğer duygular gibi öfke de insana özgü bir duygudur. Yıkıcı etkileri bulunan bu duyguyla baş etmek, kontrol altına almak gerekir. Öfkeyi yaşayan ve çevresindeki kişiler için çoğu zaman hoş olmayan sonuçlar doğurur.

    Bazı çocukların diğerlerine göre daha çabuk öfkelendiği olgusundan yola çıkılarak bununla baş etme yolunun ebeveynlere düştüğü bir gerçektir. Çocukların enerjilerini yeteri kadar boşaltamamaları saldırgan davranmalarına sebep olmaktadır. Bu nedenle de çoğu zaman anne babalarının sabırlarını zorlarlar. Bir konuda ısrarcı olması, sürekli ağlaması, sizin işlerinizin aksaması onun ve sizin açınızdan gergin bir ortam demektir.  Böyle zamanlarda sizin sergileyeceğiniz davranış şekli çok önemlidir. İş yerindeki sıkıntılar, olası sağlık problemleri öfkenizi kontrol edemeyişinize neden olur. Akılcı düşünüp sakinleşmek onun ve sizin için doğru sonuçlar doğuracaktır.

    Öfkeyi kontrol edebilmek için yapılması gereken ilk iş, duyguları sözlü olarak aktarabilmektir. Kullanılan hitap şekli, sözcükler ve konuşma, karşı taraf üzerinde farklı etkiler bırakır. Bazen söyleme tarzı, söyleneceklerin önüne geçebilmektedir.

    Aile ortamı huzurlu olmalıdır. Çocuğun saldırgan tavırları varsa ona aynı dille cevap vermek, saldırgan davranmak kesinlikle yanlış olan bir tutumdur. Saldırgan tepkileri olan çocuk ile pozitif bir şekilde konuşmalı, asla dayak atılmamalıdır.

    Öfkesine yenik düşen bir çocuğunuz varsa buna neden olan duygu ve düşünceleri hakkında onunla konuşun. Bunun kendisine ve çevresine ne kadar zarar verebileceğini anlatın.

    Öfke kontrolü çocuğun öğrenebileceği bir davranıştır. Çocuk, yasaklamalarda ya da kendisine sıkıntı veren bir durumla karşılaştığında, ağlar, ortalığı dağıtır ve öfkesini bu şekilde gösterir. Burada ebeveynler çocuğa öfkesini kontrol etmeyi öğretmeli ve duygularını normal şekilde ifade etmesine yardımcı olmalıdır.

    Anne Baba Olarak Çocuğunuzu Tanıyor Musunuz?

    • Öfkelendiğinde kendini yere atıyor ve istediği şeyin hemen olmasını istiyorsa,
    • Sırasını beklemekte zorlanıyorsa,
    • Dikkatsiz davranıyorsa,
    • Sakinleşmiyorsa,
    • Sağa sola tekmeler savuruyorsa, anne baba olarak sizin desteğinize ihtiyacı var demektir.

    Öfkesini Artıracak Etkenler:

    • Şiddet içerikli oyunları ya da filmleri izlemek.
    • Çocuk sağa sola vurup tekmelediğinde isteklerini yapmak.
    • Sizin tarafınızdan sürekli engellenmek.
    • Aile içi şiddet görüntülerine tanık olmak.
    • Saldırgan davranışlarını ödüllendirmek ve pekiştirmek.
    • Saldırganlığa yöneltebilecek silah vs. oyuncak almak ve özendirmek.

     Öfkesini Yenmesinde Anne Babaya Düşen Görevler:

    • Aile içinde huzursuzluk varsa çözüme buradan başlayın ve sorunu ortadan kaldırmaya çalışın.
    • Çocuğa deşarj olabileceği ortam hazırlayın.
    • Çocuğa öfkesinin nedenini anlamaya çalışın, neden olan sorununu onunla konuşun ve rahatlatın.
    • Çocuğunuza, böyle durumlarda nasıl davranmamız gerekir diye sorun ve çözümü kendisinin bulması için yardımcı olun.
    • Kendi çocukluk deneyimleriniz hakkında konuşun ve ona güven verin.
    • Çocuğun sosyal uyumunu arttırmak için destekleyin

    çocuklarda öfke kontrolü, öfke yönetimi, ebeveyn tutumu, çocuk psikolojisi
  • Nisan 15, 2025

    Her anne baba çocuğunu en iyi şekilde yetiştirmek ister. Disiplin ise ailelerin zorlandığı, bazen de anne baba arasında fikir ayrılığına düştüğü önemli bir konudur.

    Çocuğa disiplin öğretmek, genellikle ödül ve ceza yöntemi ile denenir. Ebeveynler, çocukları onların istediği doğrultuda davranmadığı zaman nasıl davranmaları gerektiği konusunda genellikle kararsız kalırlar. Kimi zaman fazla tepki göstererek ağır cezalar verirler, kimi zamanda yapılan hata görmezden gelip üstünü örtebilirler. Şiddettin asla ama asla disiplini öğretmede bir yöntem olmadığının bilinciyle konuya yaklaşılması gerektiğinin iste altını özellikle çizmek gerekir.

    Peki Disiplin Nasıl Sağlanır?

    Çocuklar kuralların neden gerektiğinin açıklamasını öğrenmek isterler. Anne baba kuralları çocuklarına öğretirken öncelikle kendi aralarında bunu nasıl uygulayacakları konusunda mutabakata varmaları, hemfikir olmaları gerekir. Çocuk, anne ve babanın bir olay karşısında farklı tepkiler görmesi sonucunda algı karmaşası yaşar. Çocuğun bu kafa karışıklığını yaşamaması için anne babanın aynı davranış şeklini sergilemeleri yeterli olacaktır.  Aksi halde çocuk bunu koz olarak kullanacak istediğini kolayca yaptıracaktır hatta sürekli sınırlarını genişletmeye çalışacaktır. Bu da disiplinin uygulanmasına olanak tanımayan bir durumdur.

    Anne babanın rol model olması gerektiği aile ortamında, çocuk ile arasında sağlıklı ve yeterli bir iletişim olmaması halinde çocuğun anne-babayı dinlemesi ve işbirliği içinde olması mümkün değildir.

    Anne-babanın tutarlılığı, kararlılığı, kendi disiplinlerinin çocuk tarafından model alınacağının unutulmaması gerekir.

    Çocuğunuza sorumluluk vermek de disiplinin yaşandığı bir aile ortamı oluşturmakta önemli bir etkendir. Günün planlamasını yaparken onu da dâhil etmeniz kendisini önemli hissettireceğinden kurallara uymasını kolaylaştıracaktır.  Sorumluluk almak onun kendi sınırlarını belirleyebilmesine olanak sağlar.

    Ona kuralları açıklarken yüksek bir ses tonu ve kızgın ifade ile değil, daha nötr (tarafsız, yansız) bir ifadeyle anlatılırsa sonuç daha olumlu olacaktır

    Çocuklara kuralları olumlu cümlelerle anlatmak, kabul edilebilir davranışların sayısının artmasını sağlayacaktır. Örneğin ‘’dişlerini fırçala’’ emir kipinin yerine ‘’dişlerini fırçalarsan çürümesini önlersin’ ’gibi.

    Anne baba arasındaki tutarlılık, ona güveninizi hissettirmeniz, onun planlama yapmasına izin vermeniz, beden dilinizi olumlu ifadelerle kullanmanız disiplini doğal ve keyifli yollardan oluşturmanızı sağlayacaktır.

    disiplin eğitimi, anne baba tutumu, disiplinli çocuk yetiştirme, çocuk eğitimi, etkili iletişim
  • Nisan 15, 2025

    Bebekler yetişkinlere göre bazı besinlere alerjik reaksiyon göstermeye daha hassastırlar. Bunun sebebi ise bağırsaklarının büyük moleküllere karşı daha geçirgen olmasıdır, böylelikle besin alerjisi oluşma riski yükselmiş olur.

    Alerjik reaksiyon belirtileri:

    • Göz ile dudaklarında şişlik gelişiyorsa,
    • Cildinde kabarık, kaşıntılı kurdeşen veya egzama gibi lezyonlar oluşuyorsa,
    • Hapşırık, öksürük, burun tıkanıklığı, nefes darlığı, göğüste sıkışma problemleri yaşıyorsa,
    • Karın ağrısı, kusma, kanlı ve mukuslu ishali varsa, bebeğiniz besin alerjisi olmuş olabilir. Bu izlenimlerinizi mutlaka doktorunuzla paylaşmalısınız.

    Besin alerjileri özellikle yeni doğan döneminden itibaren her yaşta ortaya çıkabiliyor. Örneğin yumurta akı, inek sütü, soya ve buğday alerjileri 9.aydan önce görülmektedir.

    9. aydan önce riskli besinler neler?

    Yumurta:  Alerjiye yumurta proteinleri sebep oluyor. Yumurtanın beyazı, sarısına göre daha alerjiktir. Özellikle yumurta beyazında bulunan ovalbumin ve ovomokoid maddeleri alerjinin oluşmasında rol oynar.  Bu proteinler ısıya dayanıklı oldukları için pişmiş yumurta da alerji yapabiliyor.

    İnek sütü: Çocuklarda sık görülen ve genellikle ilk 6 ayda görülmeye başlayan besin alerjisidir. Çocukların yüzde 85'inde inek sütü alerjisi 5 yaşına kadar geçer.

    İnek sütü alerjisinde bebeklere genellikle inek sütü verilmeyip, diğer süt ürünlerinin verilmesi gibi bir hata yapılmaktadır. İnek sütü alerjisi görülen bebeğe, yoğurt, peynir, ayran, tereyağı, margarin, sütle yapılan kek ile bisküvi gibi yiyeceklerin de verilmemesi gerekir. Biberon mamalarını da inek sütü ile hazırlamamak, bunun yerine,  özel inek sütü proteini içermeyen mamaların verilmesi gerekmektedir. En sık tahıl alerjisi görülüyor.

    Buğday: Buğday alerjisinde en çok cilt belirtileri ile kendini gösteriyor.

    Susam ve soya: Soya tohumundaki proteinlerini alerjiye neden olmaktadır. Soya, salam- sosis gibi et ürünlerinde çikolata, dondurma, kahvaltılık tahıllarda ve unlu mamullerde katkı maddesi olarak kullanılıyor. Paketlenmiş ürünleri kullanmak dikkat edilmesi gerektiren bir etkendir.  Susam da unlu ürünlerle beraber, değişik besin maddelerinde de kullanıldığından alerji görülen bebeklerde susam ve susam ürünü olan tahini de tüketmemek doğru olacaktır.

    Balık ve deniz ürünleri: Balık omega 3 kaynağından en zengin besin olsa da, alerji riski nedeniyle beslenmeye 9.aydan önce verilmemelidir. En erken 1,5 yaşından sonra dikkatle gözlenerek verilmeye başlanmalıdır. Kalamar, midye, karides gibi diğer deniz ürünleri ise 1 yaşından sonra önerilmektedir. Balık yağı içeren ilaçlardan da uzak durmak yerinde olur.

    Ayrıca portakalmandalina gibi turunçgiller ve domates, kivi çilek de alerji riski taşıyan besinler arasında yer almaktadır. Bu sebeple de uzmanlar tarafından 9 ayını doldurmamış bebeklere verilmelerini önermemektedirler.

    bebek beslenmesi, bebeklerde riskli besinler, besin alerjisi, bebeklerde alerji belirtileri
  • Nisan 15, 2025

    Anne sütü bebeğe verilebilecek en değerli ve yaşamsal bir hediyedir. Zira anne sütü, bebeklerin tüm yaşam sürecinin sağlık yolunu düzenleyen bileşenlerden oluşan mucizenin kendisidir.

    Bebeğin ihtiyacı olan tüm besinleri ideal ölçülerde barındıran, onu hastalıklardan koruyup kollayan ve hem fiziksel hem beyinsel hem de ruhsal gelişimlerine sayısız faydalar sağlayan bir mucizedir.

    Sayısız faydaları içinde barındıran bu çok özel besini, her anne kendi bebeğine özel olarak sunar. Bebek büyüdükçe sütün içeriği de o dönemin gereksinimine göre değişiklik göstererek bebeğin tüm ihtiyaçlarını karşılar. Uzmanlar, yeri doldurulamaz bu mucizevi besinin diğer faydalarının da sayılamayacak derecede çok olduğunu belirtiyorlar.

    Bebek dünyaya geldikten hemen sonra salgılanan ilk süte “kolostrum” denir. Önceleri az miktarlarda salgılanan süt, bebek emdikçe giderek artar. Kolostrum ilk 72 saat içinde salgılanır. Bu süt, bebeği hastalıklardan koruyucu maddeler açısından çok zengindir ve sarımsı bir renge sahiptir. Bebeğin, kolostrum’ dan en üst düzeyde faydalanması için bebek mümkün olduğunca doğumu takip eden ilk 2 saat içinde emzirilmelidir.

    Anne Sütü;

    • Annenin ilk sütü (kolostrum) bebeğe yapılan ilk aşı gibidir.
    • Enfeksiyonlara karşı korur.
    • Bağışıklık sistemini güçlendirir.
    • Anne ile bebek arsındaki bağı kuvvetlendirir.
    • Bebeğin zihinsel ve zekâ gelişimine katkıda bulunur.
    • İshali önler.
    • Anne sütünün tadı zaman zaman değişerek bebeğin tatları tanımasını sağlar.
    • Aşıların etkisini arttırır.
    • Kabızlığı önler.
    • Alerjik hastalıkları önler.
    • Konuşmayı geliştirir.
    • Bebeğin çene ve diş sağlığı için faydalıdır.
    • Solunum yolları, kulak, idrar yolu, menenjit vb. enfeksiyonlarına karşı korur.
    • Lösemi ve lenfomadan korur.
    • Diyabet, kolesterol yüksekliği, imflamatuar barsak hastalıklarına karşı korur.
    • Sindirim sistemini zorlamaz.
    • Anne sütü ile beslenen bebekler daha uysal ve stressiz olurlar.
    • Ani bebek ölümü riskini azaltır.
    • Anne sütü ile beslenen bebeklerde kansızlık daha az olur.

    Uzmanlar bu mucizevi doğa harikası besini artırmak için bazı yöntemler önermektedirler.

    Anne Sütünü Artırmanın Yolları:

    • Yeteri kadar iyi beslenmeye ve bol sıvı almaya çalışın. (Yeterli miktarda sıvı aldığınızı idrarınızın renginin açık olmasından anlarsınız.)
    • 24 saat içinde minimum 8 kez ve hatta mümkün olduğunca fazla emzirmeye çalışın.
    • Her emzirmede iki göğsü birden emzirin.
    • Daha fazla süt üretimi için emzirme esnasında göğsünüze masaj yapın.
    • Emzirme pozisyonlarınızın doğru olduğundan emin olun.
    • ilk haftalarda emzik ve biberondan uzak durun, sadece anne sütüyle besleyin.
    • Göğüslerinizden pompa ile süt sağmak da sütü arttırır.
    • Zayıflamak için diyet yapmayın.
    • Beslenmenizde koyu yeşil yapraklı sebzelere çok yer verin.
    • Tam tahıllı karbonhidrat içeren ürünleri sık sık tüketin.
    • Bal kabağı, havuç kavun gibi beta karotenden zengin olan ürünleri tüketmeye özen gösterin.
    • Sık sık emzirmek bol süt gelmesini sağlayacağını da unutmamak gerekir.

    anne sütünün faydaları, emzirme, bebek beslenmesi, bağışıklık sistemi
  • Nisan 15, 2025

    Bebeklerde 6. aydan itibaren süt dişleri sürmeye başlar, bu süreç 3 yaşına kadar devam eder. Toplam 20 adet süt dişine sahip olan bebeklerde 6 - 8. aydan sonra temizlemeye başlamak yerinde olur.

    Bebeklerin dişleri nasıl temizlenir?
    Steril bir gazlı bez ya da çok temiz bir tülbent ile dişlerinin çiğneme yüzeylerindeki yemek artıklar temizlenebilir.
    Diş fırçası;
    Diş fırçası kullanımına ise çocuğun arka dişlerinin çıkmasından sonra, yani 2,5 - 3 yaşında başlanması yerinde olacaktır. Seçilecek olan diş fırçası, onun yaşına uygun ve yumuşak kıllardan oluşmalıdır. Sert kıllara sahip diş fırçası, diş minesine ve diş etlerine zarar verir. Bu yüzden 3-6 ay aralıklarla diş fırçasının değiştirilmesi uygun olur.

    Diş macunu seçimi;
    Diş macunu seçiminde de çocuklara uygun ürünleri kullanın, çocuklar macun yemeye ya da yutmaya çalışabilirler. Normal macunlardaki yüksek flor yutulduğundan ya da yüksek dozda kullanıldığında çocuklar için tehlikeli olabilir, dikkatli ve araştırarak seçim yapmak gerekir.

    Bebeklerde diş temizliği hangi zamanlarda yapılmalıdır?
    Sabah kahvaltısı sonrası ve gece yatmadan önce dişlerin çiğneme yüzeylerini temizlemeyi rutin haline getirmek, alışkanlık kazanması açısından da faydalı olur.

    Çocuklarda diş fırçalama alışkanlığı nasıl kazandırılır?
    Çocuğunuzun ilk zamanlarda diş fırçalama konusunda tam başarı gösterememesi çok doğaldır. Siz onu cesaretlendirerek ve överek bir oyun oynarmış gibi diş fırçalama alışkanlığı kazandırabilirsiniz. Bunun için önerilen bazı püf noktalarını sizde uygulayabilir ve bu alışkanlığı ona hayat boyunca edinmesini sağlayabilirsiniz.

    • Siz kendi dişlerinizi fırçalarken, çocuğunuz da kendi dişlerini fırçalasın.
    • Ona birkaç tane, renk renk diş fırçası ve ona uygun diş macunu alın. Her seferinde başka bir ikili seçmesini sağlayın. Bu, diş fırçalama isteğini ve motivasyonunu artırır.
    • Önce kendisinin dişlerini fırçalamasını bekleyin, sonra siz onun dişlerinizi fırçalayın, o da sizin dişlerinizi fırçalasın. Oyun oynama şeklinde olacağından keyif alacaktır.
    • Lavabonun yanına bir kum saati koyun ve her fırçalamada kum saatini ters çevirerek zaman tutun. Yaklaşık iki dakikalık fırçalama yeterli olacaktır.
    • Diş fırçalama panosu hazırlayın ve her fırçalamadan sonra pano üzerine birlikte işaretleme yapın.

    Anne ve baba olarak siz de dişlerinizi düzenli fırçalamalısınız ki çocuğunuz sizi, örnek alsın. İlk zamanlar onunla birlikte fırçalayın, daha sonra kendisi yalnız başına fırçalamaya başlayacaktır.

    bebeklerde diş fırçalama, diş temizliği, diş fırçalama alışkanlığı, diş bakımı
  • Nisan 15, 2025

    Herşeyin yolunda gittiği hamilelikler 38 ile 42 hafta arasında tanımlanır. 37 hafta ve altında doğan bebekler prematüre bebeklerdir ve özel bakımın şart olduğu süreçtir. Özellikle de 32 haftanın altında dünyaya gelenler ileri derecede prematüre bebekler olup çok özenli bakım gerektiren gruplardır.

    Günümüzde normal yolla oluşmayan ve buna istinaden hamile kalma tekniklerinin gelişmesiyle beraber çoğul doğumlar ve buna paralel olarak prematüre bebeklerin sayısında artış vardır.
    Prematüre bebekler, normal sürede doğan bebeklere göre farklılıklar gösterirler. Prematüre doğan bebeklerin ebeveynleri, bebek taburcu olup eve geldikten sonra yeni bir yaşam koşulları başlar.

    Hastane sonrası;
    Hastaneden erken çıkma bebek ile anne arasındaki bağı kuvvetlendireceği gibi bebeğin gelişeceği çevrenin düzenlenmesi, hastane enfeksiyonlarının önlenmesi gibi durumlarla karşı karşıya bırakabilir. Buna karşılık hastaneden erken çıkma; bebeğin genel durumunun bozulmasına ve tekrar hastaneye yatırılması gereksinimine yol açabilir ve bu durum bebeğe olduğu kadar aileye de ilave bir stres kaynağı olabilmektedir.

    Üzülmeyi bırakın;
    Anneler bebeklerine yardım edebilmek için üzülmeyi bırakıp yeni durumda nasıl yardımcı olabileceklerini öğrenmelidir. Prematüre bebeklerin bakımı ve beslenmesi çok önemlidir. Bu yüzden anne sütünün önemi hayati niteliktedir. Her bebeğin annesinin sütünün özellikleri diğerinden farklıdır. Çünkü her bebeğin annesinin sütü kendi bebeğine özeldir. Bu yüzden annesinin sütüyle beslenen prematüreler daha hızlı büyümektedirler.

    Pramatüre bebeklerin evde bakımı;
    Pramatüre bebeklrin bağışıklık sistemi tam gelişmediği için ailelerin, beslenme, uyku düzeni, solunum takibi, banyo, evin ısısı, giyimi, tırnak ve cilt bakımı, ağız, göz ve burun bakımı ve özellikle enfeksiyonlardan koruma gibi konuları yakından takip etmesi gerekmektedir. Eve gelecek ziyaretçi sayısına mutlaka sınırlama koyulmalı ,bu konuda hassas davranılmalıdır.

    Hijyen herşeyin başı;
    Özellikle el temizliği, enfeksiyon kontrolünde birinci basamaktır. Bebeğe dokunmadan evvel, alt temizliği sonrası el temizliğine özen göstermek çok önemlidir. Herhangi bir problemle karşılaşıldığında ise mutlaka takibi yapan doktor dan yardım istemek gerekir.

    Azı karar çoğu zarar;
    Bu arada bebeği korurken aşırıya da kaçmamak gerekir. Bebeği sürekli evde kapalı tutmak da doğru bir uygulama değildir. Özellikle ılıman havada temiz havaya çıkarılmaları ve güneş almaları çok önemlidir.

    premature bebek, erken doğum, yenidoğan bakımı, hastane sonrası bakım, anne sütü, bağışıklık sistemi, bebek gelişimi
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı