Bir yazarın kitabında yer aldığı üzere bir çocuğun annesine ‘’etrafımda helikopter gibi dönüyorsun’’ demesiyle ortaya çıkan helikopter aile kavramı literatüre bu şekilde girmiş ve kalıplaşmış sözcükler arasında kendine yer bulmuştur.
Helikopter ailelerin çocukları üzerinde aşırı müdahaleci oldukları ve onların hayatlarını bir bakıma kendilerinin planladıklarını söyleyebiliriz. Çocuklarının sorumluluğunda olan birçok şeyi kendilerinin üstlendiği bu tip aileler için kontrol saplantılı kişiler demek abartı olmaz. Bu yaklaşımlarıyla çocuğun fiziksel bilişsel, sosyal ve psikolojik gelişim süreçlerinde ters etki yaparak ya engelleyici ya da sağlıksız gelişime neden olmaktalar.
Helikopter ailelerin çocuklarında görülen önemli bir eksiklik de çocuğun toplum içinde kendini ifade etmekte zorlandığı ve öz güven problemi yaşamasıdır. Bireyselleşme ve sosyalleşme konularında kendi fikriyle değil de ailenin verdiği kararı yaşamak zorunda kalmaları birçok sorunu beraberinde getirmektedir.
Helikopter ailelere has bir diğer özellik de eğitim alanında çocuklarından çok fazla başarı beklemeleridir. Çocuklarının eğitimlerindeki ufak tefek aksaklıkları dünyanın sonu gibi görüp aşırı kaygılanmaları, ödev kontrollerini abartmaları hatta çocuğun tüm eğitim hayatını kendi hayatlarıymış gibi yönetmeleri, ergenlik çağına gelmiş ve meslek seçimine göre üniversite tercihlerini kendileri yaparak çocuğa seçme hakkı bırakmamaları da helikopter ailelerin ortak özelliklerindendir. Bu tip ailelerin davranışlarına örnek olarak, çocuğun düşük not aldığında hocasıyla derhal iletişime geçmek, arkadaşlarını belirlemek, çocuğun gideceği ya da gitmesi gereken yerlere kendileri karar vermeyi sayabiliriz. Çocuk üzerindeki hakimiyeti uç noktalar taşıyabilen helikopter aileler bu tutumlarından ileriki yıllarda da vazgeçmeyerek, hatta daha ileri giderek onların yerine eş seçiminde dahi bulunurlar.
Bu tür yaklaşımlar çocuğun üzerinde uzun veya kısa vadede psiko-sosyal problemler yaşamasına neden olabilir.
Ne yapmalı?
Ailelere düşen görev çocuklarını kendilerine ait olarak değil birey olarak görmektir. Çocuklarına seçme hakkı tanıyarak, kendi hayatlarına ait kararları onların vermesine fırsat verip sadece yön göstermelidirler. Çocuklarına verdikleri desteğin dozunu kaçırdıklarında çocuğun ileride sorumluluk alamayacak bir yapıya bürüneceğini unutmamaları gerekir. Öz güvenlerini geliştirici tavır ve davranış içinde olmaları gereken ailelere düşen en önemli görev çocuklarına yaşlarına uygun şekilde yaklaşmalarıdır.