Her anne baba hayattaki en değerli varlıkları olan çocuklarını, en iyi şekilde yetiştirmek ister. Bu yetiştirme eğitiminin içinde ödül ve takdirler olduğu gibi cezalar da vardır. Hayatın akışı içinde ve hemen hemen tüm alanlarda bilinçli ya da bilinçsiz uygulanan bu davranış, bir düzeltme yöntemidir.
Çocuk eğitiminde cezanın doğru şekilde yorumlanarak uygulanması çok önemlidir. “Ceza” kelimesi olumsuz bir çağrışım yaptığı için doğru uygulanmadığı takdirde şiddet eğilimi uyandırabilir. Bu anlamda ebeveynlerin dikkatli ve tutarlı olmaları gerekir.
Çocuklarda amaç, yapılan yanlış hareketi düzeltmek olsa da ceza maalesef ki gerek anne babalar gerekse öğretmenler tarafından çok da başarılı uygulanamamıştır. Cezanın yanlış uygulanmasında, birçok olumsuz etkinin görülmesi kaçınılmazdır.
Ceza, istenmeyen ve hatalı görülen davranışlardan uzaklaştırma yöntemi olarak kullanılsa da çocuğa yeni bir davranış şekli katmaz, sadece hatalı davranışı bastırabilir.
İstenilen hedefe ulaşmak için bazı uygulamaları dikkat etmek gerekir. Cezanın da ilkeleri vardır, başarıya ulaşılması için, yaptırım gücü olması için istikrar ve tutarlılık şarttır. Herhangi bir hatalı davranışı karşısında verilen ceza, hatanın tekrarında yine verilmelidir. Birinde verip diğerinde vermemek, onu hatadan uzaklaştırmadığı gibi kafa karışıklığına sebep olacaktır. Davranışının her zaman aynı tepkiyle karşılanmaması, cezanın anlamını kaybetmesine ve cezaya karşı duyarsızlaşmaya yönlendirir.
Mesela odasını toplamadığı zaman parka gidememe cezası, bazen uygulanır bazen uygulanmazsa etkisi ve öğreticiliğini yitirir. Hatta yapılan bu tutarsızlık, onu şımarıklığa, ağlama nöbetlerine varana kadar olmaması gereken davranışlara sürükler. Onun açısından ‘’şu hareketi yaptım arkasından ceza gelecek’’ diye düşünebilmesi, cezanın amacına ulaştığını gösterir.
Ceza ile ilgili çocuğun kafasında sınırların belli olması gerekir. Ucu açık, sözde cezaymış gibi görülen uygulamalardan kaçınmak gerekir. Örneğin sen yemeğini yemezsen ben de kendiminkini yemeyeceğim, aç kalacağım demek sınırları belli olmayan, ona öğretici, davranışlarını düzeltici bir etki yapmaz. Niçin cezalandırıldığını, kendisinden ne istendiğini anlaması gerekir. Geniş kavramlar sınırların belirlenmesini önlediği için cezanın çocuk tarafından anlaşılmasında kargaşa yaratır.
Çocuğa verilen cezaların duygusal çöküntüye yol açmasına izin vermemek gerekir. Onun için cezanın şiddetini iyi ayarlamak önemlidir. Onu çaresizliğe, ümitsizliğe düşürmeden, kırıp incitmeden ve abartmadan ceza vermelidir. Cezayı, disiplinin bir parçası olarak görmek ve şiddetini abartmak çocuğa fayda yerine zarar verecektir.